bugün

Dünyanın en güzel şeyiyken bir anda durum tam tersine dönebilir.

Eğer aşık olduğunuz biri yüzünden başınız belaya girerse duygularınıza söversiniz ve karakteriniz erimeye başlar.

Eğer aşık olduğunuz kişiyi size aşık edip mutlu bir birliktelik kurduysanız dünyada sizden mutlusu yoktur.
hiç denk gelmediğim duygu.

arkadaş bende mi sıkıntı var acaba?
Kimyasal reaksiyon.
Yanlış zamanda yanlış insana karşıysa, hele bir de o da size aşıksa, kavuşmak imkansızsa yanındayken hem mutluluktan ayakların yerden kesilir hem de bogazını biri sıkıyormuş gibi hissedersin..
4 senedir tatmadığım duygu.
Dünyanın en güzel şeyi. Ah bir de onunla birlikte olmak vardı. Ya yanımda dursa mutlu oluyorum be.
milletin içinde 'aşık oldum lan' diyenleri yapmacık buluyorum. aşık olmak o kadar basit bir şey mi?
insan bi utanır, kendisine bile izah edemez durumu, düşünemez..
gece yatarken salak salak güler mesela.
nefes kesen efsane bir atraksiyondur. aptal gibi hissetmenin ama nasıl gözüktüğünü önemsememenin bir diğer adıdır. aşk güzeldir be beyler.
Aşk çok güçlü bir silahtır.Sizi önce savunmasız hale getirir ve hiç beklemediğiniz bir anda kafanıza sıkar.
tüm şarkıların ama istisnasız tüm şarkıların sözlerinin anlam kazanması..
ulu ergenlerinin altına ergence entriler girmeyi sevdiği başlıklardan birisidir.
Kadınların olmadığı, erkeklerin ise ilişki deneyimsizliginden ve kadina verdiği değerden kaynaklı en az bir sefer dibine kadar yaşadığı duygu; duygu durum bozukluğu, hastalık.

Erkekler hisseder. Kadın ise elindekinden bir üst modeli görünceye kadar, rolünü layıkıyla oynar. Kadının güç köleliği ve her daim alternatiflerin elinde olduğunu bilme hissinden dolayı, hisleri yüzeysel ve önemsiz zırvalardır.

Bunları görmek için de tecrübeye değil. Kadın türüne ufak bir gözlem kafidir, Hatta kendileri söyler.
"love is blindness, i don't wanna see" der Jack White muhteşem şarkısında.
Bir süreliğine nehirlerin suları tersten akar güneş batıdan doğar yükselen hava ısınır sular 100 derecede donar... sonra bir bakmışsın her şey yine aynı , gelip geçen en yıkıcı yüceltici öğretici zorlayıcı mutlu eden ve bedbaht eden duygudur aşk , karanlıklar ütopyası, aydınlıklar distopyasıdır. Çelişkinin ta kendisidir.
olsan bi dert olmasan bi dert.
Sevgi olabilir, sevebilirim ama aşk ergen işi geliyor, labali labali canımlı cicimli.
Murat menteş der ki: aşk, birisine seni mahvetme yetkisi vermek ve bunu kullanmayacağına güvenmektir.
Bundan ala tanım tanımıyorum.
Üzerine neler neler yazılıyor. Türlü güzellemeler yapılıyor.

Fakat çoğu insan bir noktayı atlıyor. aşkın temeli beyninizin size oynadığı oyundur. Bir kişiyi, canlıyı, nesneyi sanki sizden bir parçaymışçasına kabul etmenizin nedeni dopamin isimli hormonda yatar.
Siz ne kadar bilinçli karar veriyorum sansanız da deneylerle ispatlanmış bir şekilde beyniniz daha siz düşünmeden ne yapacağınıza karar vermiş oluyor. Bunun sonucunda da beden belirli nörotransmitterleri salgılıyor. Siz de karşınızdaki bireye aşık oluyorsunuz. Bu işlem de sizi ona bağlamak amacıyla yürütülür. Örneğin karşı cinsiyetten birisine aşık olmanız sizin(bedeninizin) üreme hedefinize bağlıdır. Bir nesneye aşık olmanız ona duyulan ihtiyaç ile bağlantılıdır. Ki aşık olma aşamasında noradrenalin de pompalanır. Bu da sizin heyecan duymanıza, sanki çok önemli bir iş yapıyormuş gibi hissetmenize sebep olur. Ardında da bahsi geçen dopamin salınır ve o heyecana bağımlı olursunuz. Olmadan yapamaz, rahat edemezsiniz. Aşk, Bir nevi zihinsel uyuşturucudur.
Ve tüm bunlar altı(6) saniyede gerçekleşir.

Cinsel iliski sırasında da bunlara ek olarak oksitosin etki gösterir. Böylelikle farkında olmadan o bireye içten samimiyet de beslemeye başlarsınız. Özellikle kadınlarda bu daha belirgindir. Bağlılık daha sık gözlenir. Emzirme esnasında da anneyi bebeğe bağlamak için yine oksitosin salgılanır. Erkekler ise daha çok dopamin etkinliğinde olaya yaklaşır. Seks sırasında Tatmin önceliklidir.

Yani, toplamda sizin üremenize, soyunuzu devam ettirmenize ve sonrasında da yavru erişkin hale gelene kadar bakımı üstlenmenize yardım etmek için aşk vardır. Ki masallarda bahsi edildiği gibi senelerce sürmez. Ortalama 2 senede aşk biter. Sevgi yerini alır. Çünkü 2 senede üremiş, çocuğunuzu büyütmüş olmanız gerekmektedir. genetiğinizi farklı bireylere aktarmanız bedeninizin birincil önceliğidir. Bu sebeple sonradan başka kişilere aşık olabilirsiniz.

Not: aşk acısı da noksanlık sendromu gibidir. Beyin ödül mekanizmasını çalıştıramadığı zaman sizi aşık olduğunuz bireye yönlendirir. Nasıl ki diyet yaptığınızda canınız fena şekilde tatlı çeker, sigarayı bırakırken sinirli olursunuz, bu da ona bir örnektir.

Not2: bu entryde aşkın biyokimyasal süreci anlatılmış olup, her şeyin de bu bağlam temelinde gerçekleştiğinden dem vurulmuştur. Kimse aşka yok hükmündedir dememiştir. iyi okumak, sonra özümsemek gerekir.
Nefes alıp vermek de biyolojik bir süreçtir lakin kimse nefes almak yoktur demez. Basit bir örnek.

Hah illa olay farklı noktalara çekilecek ise yahut değişik argumanlar ile mesele karıştırılacak ise en özünde her şey Birer kimyasal tepkimeden ibarettir. Yalnız böyle olması onların farazi kavramlar olduğu anlamına gelmez.
Sanırım yeterli.
Şu dünya denen leş bir ortamda sayılı olan güzel seylerden biridir.
iyi halt yemek. Başka derdiniz mi yok? Arkadaşım.
insan seveceğini ve nefret edeceğini seçemez; sadece yaşar ve hisseder. Sebebi olmadığı bu durumların da tüm sonuçlarına katlanır.
Aşık insan masumdur, hadi daha doğru bir tanım düşünürsek: mahkumdur. Sonradan ismini değiştirir iyi veya kötü tarafa yönelip. Ha sonunda çoğunlukla ahmak olur o ayrı.

Aşık olmak, sonunu bilmediğin ve hatta var olduğunu bile fark etmediğin bir oyunun oyuncusu olmaktır. Sonra sonra anlarsın her şeyi.

Ben ne diyorum bu saatte ya. işte döngüler, oyunlar, hormonlar filan; boş verelim, deliliğe vuralım.
delilik hali.
Yanlış olduğunu bile bile herşeyi yapmak.
topların yapacağı şey. erkek adam aşık olmaz.
Aşk teslimiyettir. Kendini başkasından üstün gören aşık olamaz zaten.