Aşık oluşmak mı aşık hale gelmek mi kastediliyor sorusuyla ilişkilidir. Mesela ben ikincisine "girdim" ama devam etmesi için birincisini sürdürüyorum. Her defasında yeniden oluyorum. Pöf. Ne gereksiz ayrımdı. Aşığım işte. Geçecek ama olsun.
insan gerçekten bir kere yaşıyor bu duyguyu. Bir kere tutuşuyor bütün bedeni. Aşk sandıklarımız, koca bir hiç aslında. Gerçekten hissedince anlıyor insan bunu. Aşk aslında imkansızı istemek. Hani derler ya "mümkün olunca aşk olmaz o" diye. Tam olarak öyle işte. imkansızlığını bile bile sevebilirseniz aşk var. Hayali sizi mutlu edebiliyorsa aşk var. Hüzün değil aşk. Mutluluk. Sebepsiz mutluluk. Nefes alışının verdiği mutluluk. Birkaç dakika sesini duymak mutluluk. Fotoğrafını öpmek mutluluk.
Sürekli o'nu düşüneyim. Birlikte zaman geçirmek için plan yapayım. Gece gözümü açtığımda onu göreyim. Kokusunu hafızama kazıyayım. Gözlerinde kaybolayım. Dudaklarında sarhoş olayım.
Olmayınca olmuyor tabi.
Yani olmuyor, olmuyor istesemde
Kimse gelmiyor, beklesem de.
aman diyim öyle bir hataya düşmeyin unutuncaya kadar geçen zaman mı desem her şeyin onu hatırlatması mı desem derinleriniz de bıraktığı korkuları mı özlemi mi duygularınızın karmakarışık bir hale gelmesi falan her türlü zarara sokuyo insanı.
Bir çeşit illete tutulmaktır. Üstelik ilacı ya zaman ya da o insandır. Bunlar dışında hiçbir teselli insani avutmuyor. Tek güzel tarafı her şeyin olduğu gibi bunun da iyi, kötü bir sonu oluyor. Böylece bir ömür sürünmek yerine belirli bir zaman dilimi içerisinde payınıza düşen kadar canınızı yakıyor.
kim ne derse desin bir şeyler hissetmek güzel şey. ben neden bir şey hissetmiyorum diye ağladığımı bilirim..
(bkz: bu sayede hüznü hissederek kendi kendimi tedavi etmiştim)
bana samimi gelmeyen eylem birine fiziksel güzelliği sayesinde aşık olunur emeği, ahlakı sayesinde değil. bu yüzden aşk herkese göre değildir sadece güzel görünümlülere göredir. hayat romantik filmlerdeki gibi değil.