aşkın tarifi

entry174 galeri2 video1
    24.
  1. hosumuza giden beden icine hayalimizdeki insani yerlestirmektir...

    (bkz: ful yapraklari)
    1 ...
  2. 23.
  3. o yokken ya da konusmazken içinin huzursuzlugudur. o varken mutlulugun,sevincin,huzurundur. ask 'o'dur.
    0 ...
  4. 22.
  5. Yüzyıllardır kimsenin beceremediğidir.
    0 ...
  6. 21.
  7. ask iki kisiyle oynanir

    iyi olan kaybeder...

    (bkz: metin ustundag)
    3 ...
  8. 20.
  9. 19.
  10. tarifi saklanan yemekler gibidir, çok ararsın ama bulamazsın.Tenceren yuvarlanıp kapağını bulamaz.
    1 ...
  11. 18.
  12. sırrı akılda değil, kalpte olan.
    0 ...
  13. 17.
  14. aşkın tarifi yapılmaz. kimi içinde yaşar aşkı kimi açık açık kimi acı çeker bu yolda kimi mutlu olur kimi ağlar kimi güler...
    0 ...
  15. 16.
  16. aşkın tarifi sevginin tarifiyle karıştırılmaması gereken bir şeydir. aşk anlık bir şey olabilir. bir anda görürsünüz ve tutulursunuz. genelde sadece dış görünüşle ilgilidir. aşık olduğunuz kişiye kalbinizden bir yer ayırmazsınız. o kişi çalmıştır kalbinizi. sevgi ise daha çok kişilikle ilgilidir. bir insana verdiğiniz değeri azaltabilirsiniz, kalbinizde onun için ayırdığınız yeri daraltabilirsiniz. aşka göre daha çok kontrol altındadır.
    0 ...
  17. 15.
  18. + gözyaşı ile ıslanmış bir adet yastık,

    + ilişkinin kaçıncı ayına bağlı olduğu düşünülerek, eser miktarda telefon faturası,

    + acil özleme krizlerine karşı cüzdanda saklanan, öpülmekten yıpranmış iki adet vesikalık fotoğraf,

    + geceleri kokusunu yanınızda hissetmek için sevgilinize fark ettirmeden almış olduğunuz, onun kokusunu barındıran bir adet body,

    + size olan sevgisini anlattığı mektuplar,

    + duruma göre üstüne süs niyetine kullanmak için yüzük,

    not: tarifi yaparken sevgiliniz sayesinde anlam bulan şarkıları dinlemeniz tavsiye olunur.

    not2: pişirmek için kalbinizdeki yangını kullanabilirsiniz.
    4 ...
  19. 14.
  20. --spoiler--
    o' nu hatırladıkta başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz... ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla o hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz... ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin... o' nunlayken pervaneleşen yelkovanlar, o' nsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain... sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, o' ndan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa, ve o, her durduğunuz yerde duruyor, her baktığınız yerden size bakıyor, siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa... dünyanın en güzel yeri o' nun yaşadığı yer, en güzel kokusu bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse... hayat o' nunla güzel ve onsuz müptezelse... elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, o' nun yüzü pembeyse, kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar... her şiirde anlatılan o' ysa... her filmin kahramanı o... her roman o' ndan söz ediyor, her çiçek o' nu açıyorsa... bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa, iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa... iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa... eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire o' nu tuşluyor, dara düştüğünüzde kapıyı çalanın o olduğunu adınız gibi biliyorsanız... mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona o diye atlıyor, vitrindeki her giysiyi o'na yakıştırıyor, konuşan birini dinlerken "keşke o anlatsa" diye iç geçiriyorsanız... kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü... özlemi, sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu... hem kimseler duymasın, hem cümlealem bilsin istiyorsanız... o' nsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse... ayrılık ölüme, vuslat sehere denkse... gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de; bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep o' nun yüzü suyu hürmetine... uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yoksa... dışarıda yer yerinden oynuyor ve "içeri"de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa, nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız... kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim... gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı, bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa... her gidişte ayaklarınız "geri dön" diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız, sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla... ...o halde yarın sizin gününüz!.. "çok yaşa"yın ve de "siz de görün"üz.

    --spoiler--
    2 ...
  21. 13.
  22. Aşkın ne olduğunu anlamamıza yarayan hertürlü açıklamalara "aşk tarifi" denir.aşk bir sudur içi iç kudur gibi çok adi aşağılık bir örnek verilebilir.
    Bu cam altında şarkı söyleyerek, yollara isimler yazılarak, canım ağaçlara ve her türlü ahşap malzemelere kalpler kazınarak ve benzeri, yıllar sonra pişman olabileceğiniz eylemlerle de tarif edilmeye çalışılır. Aptalcadır.Kamuyu rahatsız etmek ve kamu malına alenen zarar vermekten ceza evine girilebilir.içeri girince o kız unutulmalıdır çünkü kesinlikle bir daha vermez.
    1 ...
  23. 12.
  24. 11.
  25. aradiginiz ask terimlerini iceren herhangi bir belge bulunamadi.
    2 ...
  26. 10.
  27. sıçtığının resmi... daha açık tarif edemem, o resmi gördün mü tamamdır... al aşk
    3 ...
  28. 9.
  29. iki yalnızın yalnızlıklarını paylaşması.
    1 ...
  30. 8.
  31. yar adını desem olmaz, düşer dillere dillere...
    2 ...
  32. 7.
  33. 'senin için biri diğer herkesten önemliyse bu aşktır.' demiştir biri...
    2 ...
  34. 6.
  35. akşamdan kalınmış uzun bir yolu anlatmak gibi aşkı tariflemek. damarında akan kanın kancık bir gülümsemeyle, kırıtarak ilerlemesi gibi. sararken tüm bedenini başka kokular ve tatları birikirken iliklerinde, hiç tanımadığın bir yerde kaybolduğunu anımsamak gibi. yatağa yattığında hiç bilmediğin yerlere ziyaretlerde bulunmak ve tanımadığın onca insana selam vermek gibi belki birazda. ilk görüşte olanı da var sonradan doğanı da. dokuz ay on gün kavramı da yok aşık olmak için, yıldırım düşmesini beklemekte. beklentisizliği yaşamak aslında tam anlamıyla. kendin paralasan da ya da bir kıyıya vursan da hep aklındaki şey kimisi için, kimisi için yaşanmış en büyük işkence aynı evin içinde.

    evsiz yersiz yurtsuz ve zavallıyken bile kendinden çok başkasının ıslaklığına üzülmek ve gülümsemek kendi soytarı haline. bir palyaçoya ağlamak hatta. ve hatta kendi kendini bağışlayabilmek tüm bunlardan sonra. tuz basmak yaralanmış yaralarına ve her birini ayrı ayrı sagılamak şevkatle. başkalarına merhem olabilmek...

    kendine yalan söylemenin başka şekli belki de. tam bir tarifi ve tanımı olmadığı gibi hiçbir açıklaması da olmayan şey aşk... her birimizin başka türlü yaşadığı, hani beki çay kokusunu duyabilmek evin içinden ve sesinin gelebilmesi mutfağın bir köşesinden. elinde bir fincan çayla beraber...

    pazarlıksız, sorgusuz ve sualsiz yaşayabildiğimiz tüm güzel şeyler belki bunlar. paylaşılamayacak kadar yakın ama paylaşılması gerekenler kadar tarfli ve tanımlı, bir kaç üçgenin bir araya gelmesi gibi. hani kimsenin bilemedği kaç üçgen var sorusunun cevabı gibi...
    2 ...
  36. 5.
  37. aşk yaşamak içindir. ölümüne aşk yoktur, çünkü ölmeyi tek başınada becerebilirsin.
    4 ...
  38. 4.
  39. --spoiler--
    Boşaldıktan sonra hâlâ ona sarılıp uyumak istiyorsam o, aşktır.
    --spoiler--

    by hıncal uluç
    13 ...
  40. 3.
  41. galatasaray taraftarı'nın şu şekilde özetlediği tariftir.
    "bir tarif yok bu sevdaya
    sevmek değil ibadet bu adeta
    ne şampiyonluk ne kupa umrumda
    şanlı cimbom aşkın bir başka"
    3 ...
  42. 2.
  43. aşkı aşk yapan tarifsizliğidir.
    7 ...
  44. 1.
  45. e harfinin üzerine iki çizgi s harfının üzerine iki cizgi euro ile dolar .
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük