tanımlıyorum amk aşkı. isteyen okur
Geçen Cuma gecesiydi. Yürüdüm. Amacım herhangi bir şekilde bir şeyler bulmak olmaksızın yürüdüm. Bınalar ve sokaklar alışılmışın dışında değildi. Zaten turist olabilecek heyecanı kaybedelı yıllar olmuş farkettim. En ufak tarihi veya doğal güzelliği yıkmak bozmak istiyorum. işte böyle bir gecede, yükseklik bile sayılamayacak kaldırımlarda tökezlerken anladım sarhoşluğumu. Başıma bir şey gelsin veya gelmesin peşinde de değildim. Sadece o gece başka yalanları görmek istedim. Alkol seviyem düşmesin diye girdiğim bir market bozması yerde paramın olmadığını farketmem ile en yakın bankomata koşar adım yürümem bir oldu. Bu saçma geceyi bile en içten duygularımla yöneten aklım olduğu inancı ile elimi bankamatiğin kapısına attım ve elimi bir el tuttu. Yüzüne baktım. Gözleri Sadri Alışık kadar abartmayayım 2 defa yeşildi. Almanca her fahişenin kullandığı bir soru cümlesi vardır. Onu sordu. Hiç düşünmeden evet dedim. Bana baktı bir şey sormamı bekler gibi. Sadece fiyatını sordum. 50 euro dedi. Saatlik dedim 150 euro dedi. 200 euro verdim 2 saat dedim. Bildiği bir otele gittik. Otelde de içki içtim biraz. 2 saat çok yorucu şekilde geçti. Sohbet ettik aralarda. 4 defa da orgazm oldum. Cigara da cabası. Saat 5 gibi çıktık otelden ve taksiye atladık. Hatun bırakılacağı yeri söyledi. Türk taksici bıyık altından bana güldü. Zaten bitik bir profili o saatte o kadınla gören maymun alkış tutardı. Takside arkada elimi tuttu bu hatun şahsiyet. Ve kulağıma gidelim dedi. işte orada ayıldım. Hemen dönüp gidelim dedim sanki bütün gece aradığım cümle oymuş gibi. Uzaklara götür beni dedi. Olur nereye istersen dedim. Bana 3 4 saniye baktı ve gülümsedi. Kulağıma tekrar eğildi ve : Oraya gerçekten birini sevince götür olur mu dedi. Bir daha hiç konuşamadım. Arkadan ağzına sıçtığımın türk taksicisi bir arabesk koydu ve boş sokaklarda boş hayallerle aşkın ne olduğunu anlamaya çalıştım. Ben de seveceğim ben de gideceğim günü gelince. Beklemeye gücüm de kalmadı aslında ama inançsız bir insanın umudu da bazen aşk oluyormuş. Yeni anlıyorum. Yaşlandım sanırım.
Dipnot : bir tanıdığın tarifidir.
Âşık insan, aşkını zorlayıp durmaz. Aşk odur ki, sevdiğin kişi senden nefret etse bile aşkın eksilmeye. Yoksa alışverişten farkı kalır mı? Ben sana bir elma verdim sen de bana 10 kuruş ver bakalım. Sizin aşk dediğiniz bu mu? Vaay benim köse sakalım.
Aşk dediğin, can vermektir. Can, verilir; değiş tokuş edilmez.
Aşk dediğiniz şeyi göbekten yukarı çıkarın biraz! Orada(Kalp) tutamayacaksanız aşk maşk lafı edip de hakîki âşıkların kemiklerini sızlatmayın!