bugün

kendinden vazgeçmektir.
“Aşkın tam bir tarifi yapılamaz. Şiir de böyledir. Yapılmış ve yapılacak tariflerden her biri, denizden alınmış bir kova suya benzer. Hiç şüphesiz bu, deniz suyudur, fakat deniz değildir. Aşkı denize, tarifi de kovaya benzetirseniz elde edilen şey, aşkın bir halini izahtan ibaret kalır. Enginsiz, kıyısız, renksiz, dalgasız, derinliksiz bir izah…”
tatmin olmadım.

aşk, karşınızdakini bulunmaz hint kumaşı zannetmekle, bir hıyar olmadığını anlamak arasında kalan zamandır.
Demiş ki can yücel;
Aşk, iki tarafı da mağdur eden,
Yürekte izinsiz gösteri yapan,
Mutluluk karşıtı bir eylemdir.

Alın size, fıstıkkk gibi tanım!
bence en güzel aşk tanımını nate ruess abimiz (bkz: fun) yapmıştır.
''My heart is breaking for my sister
And the con that she called "love"
And then I look into my nephew's eyes
Man, you wouldn't believe the most amazing things
That can come from
Some terrible nights''
zirve. bedenin, hayallerin, duyguların zirvesi.
karadelik gibi. olay ufkunu geçtikten sonra geri dönüşünüz olmuyor. ayrıca artık o ufku geçtikten sonra siz, geçmeden önceki siz de değilsiniz.

böyle bir şey.
anlatılmaz hissedilir .
En güzel şöyle bir duvar yazısıydı:

"kalbimin bir daha öyle atması için kilometrelerce koşmam gerekebilir"

Belki de kilometreler yetmez, kalbin onu çabuk hazmeder fakat bu durdurulamaz bir şeydi.
aşk diye bir şey yok bence. sadece alışkanlık ve benimseme olayı.
2 yemek kaşığı marul
1 adet feslehen
1 adet yürek
yarım kaşık hüzün
1 adet bok sıvısı
yarım kaşık ama çeyrek gibi gelsin, siktir git.
Fazla söze ne hacet.

görsel
çöldeki serap gibi. var sanarsınız ama yoktur.
Sebepsiz sevmektir aşk.
Nedeni olmadan bağlanmak birine..
Gözlerine baktığında erimektir içten içe.
Ellerini tuttuğunda titremektir tüm benliğinle.
“Hatta sarılamamaktır utançtan,
Çünkü utanmaktır sevmek aslında”.

Sevmek nedir aslen ?
Ölmek mi uğruna ?
Yaşamak mı onunla ?
Sevmek mi ömür boyunca ?
Yoksa ayrılmak mı gerekince ?
Nedir insanı başkasına bağlayan ?

Bilmez kimse bu soruların cevabını..
Kimi güzelini sever, kimi özelini

alıntı.
en güzel bomba abimden gelmiştir.

paran olsun işin olsun ortamın oluyor,sonra ask oluyor.al sana aşkın anlamı,menemen yapar gibi.
''aşık olmayı öğrendiğiniz gibi öğreneceksiniz matematik yapmasını.'' demişti mesut hocamız. sanırım aşk ta matematik yapabilmek gibi birşey.
sevişme dürtüsünü askıya alan duygudur. belki de şaptır.
portakalli surup gibi az kullansan yetmiyo cok kullansanda icini yakiyo.
aşkı arayanlar için verilen tariftir.

gözünüz ile görünüz
Beyninizle hayal ediniz
kalbinizle hissediniz.

göremiyorsanız zaten körsünüzdür. ( ama olan arkadaşlar diğer seçeneklerle aşk yaşıyorlar )

Beyninizle hayal edemiyorsanız zaten çok uzaksınız demektir aşka .

Kalbiniz açık değilse hızlı ritim atmaya ve dayanıklı değilse artçı depremlere. ....yol bitmiştir.

alternatif yollar deneyiniz.
Yoktur.
(bkz: bir erkek bir dişi bunu yapan iki kişi)
Askin tarifi yapmak mumkun degildir. Asik olursan gorursun, mutlulukla huzunun nasil bir arada yasandigini.
Bir film ismini çağrıştırdı bana, en yakın arkadaşımla izlediğim. (bkz: aşk tarifi)
bir tutam sarı ve bir tutam lacivertle aşkı doyasıya yaşayabilirsiniz. tarafımca test edilip onaylandı.
can dündar yazmış olduğu şiir ile güzelce anlatmış, ne eksik ne de fazla. Tam kıvamında.
Özlemi, sol memenizin altında yasak bir nüsha gibi taşıyorsanız gün boyu.....