Kendi kendini kandırma ustalığına sahip insanlara özgü bir meziyettir aşk. Çünkü kafamızda kurduğumuz o gerçek sevgiliye benzetmeye çalışırız herkesi, ondan bir iz buluverince de asıl beklenen o'ymuşcasına kandırırız kendimizi. Daha öncesinde kimseye söylemediğimiz sonrasında da kimseye söyleyemeyeceğimiz türden yalanlarla kandırırız kalbimizi. Aşkta, yaprakları sararmış ağacın dalından düşen kuru bir yaprak gibi, baharın ilk ışıklarıyla daha yere deyemeden eriyip giden kar tanesi gibi, yağmurlu bir günde otobüsün camına yazılan silik harfler gibi, boğazıma takılıp kelimelere dökemediğim tüm acılarım gibi biter. Geriye burnunuzda bitmeyen bir sızı kalır kala kala. Biliyorum aşk bitmez derdim hep ama biter. Bir nevi yanılsamadan başka bir şey değil çünkü aşk.
Aşkın bana kalırsa 7.5 milyar tanımı vardır; çünkü dünya nüfusu 7.5 milyardır ve herkese hissettirdiği bu kelimenin başkadır. Benim içinse sonsuz güven, saygı ve sevgiyi ifade ediyor.
bulutların üzerinde uçurur ve sonrası kuşbakışı yere çakılmaktır. şimdi, bu yerden kalkmak kaç ayınızı alır lan? bir de bunu düşünün. her maceranın sonu neden hüsranla biter ki? zaten, adı üstünde macera. bir daha kimbilir kaç sene sonra aşık olurum... vay halime...
- gökten bela yağdığını düşün ve senin kaçacak hiç bir yerin yok. i̇şte aşk öyle bir şey... (kaybedenler kulübü)
- kader mi, kısmet mi, rastlantı mıdır bilinmez ama, gönül gidip bir kişiyi seçer. i̇şte ben anneni ilk gördüğümde, dedim ki: ben bu kadınla evleneceğim. bazen, ilk görüşte bilirsin. o insan senin kaderindir. bazen, bir ömür ararsın, bulunmaz. (aşk tesadüfleri sever)
-bir uzakdoğu inanışına göre tanrı, her insanın ayak bileğine bir ip takar ve kaderleri birleşecek insanları da bu iplerle bağlarmış. i̇p esner, kördüğüm olur fakat asla kopmazmış.
aşk yaratılan hiçbir mahlukla birlikte değildir
âşık olmak, kavuşma isteğinden başka bir şey değildir
aşk a,ş,k harflerinden türetilmiştir. lûgat manası şudur: bahçede ağacın dibinden çıkıp kök veren, sonra ağacın tüm bedenini sarana kadar yukarılara çıkan, su ve hava aracılığıyla ağaca ulaşan tüm besinleri, ağaç kuruyup damarlarında bir damla nem kalmayıncaya kadar emen bitkiye aşeka denilir.
ve aşk, kalp habbesine bağlı dimdik bir ağaç olup melekût arazisinde yeşerir.
şehabeddin sühreverdi cebrail'in kanat sesi adlı eserinde aşkı böyle tanımlar.