" bir şeylerin yerine birbirimizi koyduk. birbirimiz kadar değerli şeylerin yerine. olmadı. artık şimdi kimse sığmaz oraya. şimdi seni düşünmemeyi öğreniyorum. yine de sen iyi misin? "
benim için; casablanca filminde olan, aşk, sevgi, sevmek gibi sözcükleri kullanmadan, çok ince bir dokunuşla kelimelere dökülen ve bir kadını, bir ülke gibi görme seviyesine çıkaran şudur:
“Sevgili Bilge, bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanamadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı. Sana, durup dururken yazmak zorunda kalmasaydım.”
tarık akan : yalan da olsa güzel bir geceydi.
emel sayın : çok.
tarık akan : yoruldun uykusuz kaldın benim için.
emel sayın: hiç şikayetçi değilim. ah az kalsın unutuyordum.
tarık akan : sende kalsın.
emel sayın: hayır. karşılık beklediğim için oynamadım bu nişanlılık oyununu. bu böyle güzel. bozmayalım bunu.
tarık akan : peyki. inan hiç unutmayacağım seni. ve benim için yaptıklarını hiç ödeyemeyiciğim.
( tarık akan emel sayını yanağından öper )
emel sayın : ödediniz bile.. allaha ısmarladık..
en çok da ne koyuyor biliyor musun? seni böyle yarı yolda bırakıp gitmesi koyuyor. yani herşeyi yapıyorsun onun için, sevdiğini söylüyorsun, herşeyi yapmaya hazırsın, onun uğruna herşeyi yapabileceğini söylüyorsun, yapıyorsun da. ama o çekip gidiyor.