Sabah sabah tekrar birkaç sayfa karıştırmak istedim. Schopenhauer’ın akıl zayıflığı, seçkinlik ve sıradanlık üzerine ve hayatın anlamı kitaplarını okudum. Açık ara en boktan ve laf ebeliği yaptığı kitabıdır. Mantıksal önerme, çıkarım ve temellendirmeden uzak bir metin. Bir şeyler sallamış ama bunu neyi ne şekilde gözlemleyip analiz ettini söylememiş ya da neden söylediği doğru bunu hiçbir akıllıca şeye dayandırmamış. Safsata.
Mesela şundan bahsediyor, kadınların eksik akıl ve hep çocukça olandır. Bakın onları bir çocukla saatlerce sıkılmadan oynadığını, dans ettiğini görürsünüz ama bakın erkeklere onlar hep daha kabiliyetli ve beceriklidir. O kadar saçma ki bir çocukla vakit geçirmekten hoşlanmak neden eksik akıl veye çocukça sayılıyor. Saçmalık.
Diğer iddia ettiği şey şu, tabiat kadını belirli yaş aralığında güzellik, cazibe ve dolgunlukla donatmıştır çünkü erkekleri etkileyip hayatta kalmaları kolaydır. Tabiatta dişiyi etkilemek için genelde erkekler çeşitli renklerle donatılmıştır ve erkek etkilemek için hediye ve danslar üretir. Evrim sürecinde tüm dişi ve erkek bireyler birlikte av ve toplayıcılık yapıyordu. Yani kadının hayatta kalması için bir erkeği meyve toplamasına ihtiyacı yoktu. Sadece erken doğan bebeklerin bakımını daha rahat sağlayabilmek için bir aileye, kabileye ihtiyaç duydu. Yani dişinin neslini devam ettirmek için savunmasız bebeğine bakma fedakarlığında bulunmasını erkeğe sığınmak olarak algılayan yobaz bir kafası var schopenhauerin. Kadın tarih boyunca eziklenip, evinin hanımı çocukların anası mottolarıyla küçültüldüğü ve schopenhauer gibi kanser düşünceli insanların kadınların eksik olduğunu düşündüğü için fırsat vermemesinden kaynaklıdır kadınladın pasif kalışı. Yani erkeklerin namus düşüncesiyle kadını çalıştırmaması, sosyal hayattan mahrum bırakması aynı zamanda bu kadınların da çocuklarını aynı kadın rolüyle büyütmesi ve evlendirmelerinin nedeni erkeklere sığınmaktır demek yanlıştır bu durum tamamiyle düşünsel ve eğitimsel bir hatadır. Bugün kız çocukları kendi ayakları üzerinde duran, girişken ve nitelik sahibi olacak fikriyle büyütüldüklerinden güçlüler. Erkek eline muhtaç değiller. Schopen gibi adamlar çocuklarını böyle büyütseydi bugün dünya bambaşka olurdu.
-bir insanın aşkı, çok kere komik zaman zaman da trajik malzemeler sunar; çünkü aşık bu durumda tür ruhunun etkisi altında olduğundan hem onun tarafından yönlendirilir hem de artık kendi kendisine ait değildir.
schopenhauer'un(adı böyle herhalde entry yazmadan önce 7. yada o sıralardaki yazarın yazışına çaktırmadan dikkat ettim) uçağa binmeden önce girdiğim D&R'da aldığım kitabı. Kitap ile ilgili tek önerim ve yorumum, eğer erkekseniz alın okuyun ve Bayanlardan uzak tutun. Eğer bayansanız (kadın kadındır, bayan babandır), uzak durun.
--spoiler--
Bir şey ne kadar soylu ve mükemmel ise onun olgunluğa erişmesi de o kadar geç ve yavaştır. Erkek akli melekesinin ve ruhi kabiliyetlerin olgunluğuna yirmi sekizinden önce nadiren ulaşır; kadınlar ise henüz on sekiz yaşlarında; fakat kadınların durumunda bu çok zayıf ve dar sınırlar dahilinde gerçekleşir.Bu sebepten ötürüdür ki kadınlar bütün hayatları boyunca çocuk kalırlar,çünkü her zaman içinde bulundukları ana sıkı sıkıya bağlı kalarak sadece kendilerine en yakın olanı, olmak üzere olanı görürler, gerçek yerine bir şeyin görünüşüne teslim olurlar ve en önemli işlere karşı önemsiz şeyleri tercih ederler...Eski zamanlarda Almanların yaptığı, güç ve nazik meselelerde kadınlara danışmak hiçbir surette hafife alınacak bir mevzu değildir; çünkü onların meseleleri kavrayış ve değerlendiriliş şekli bizimkinden oldukça farklıdır.
--spoiler--
"...zira nasıl ki aslanlar penceler ve dişleri, filler ve domuzlar azı dişleri, boğalar boynuzları, mürekkep balığı suyu karartan mürekkebimsi sıvı ile donatılmışsa tabiat, kadınları da kendi kendini koruması ve savunması icin ikiyüzlülük yahut riyakarlık melekesiyle teçhiz etmiştir. tabiat, erkeklere fiziki güç ve akli meleke biçiminde bahşettiği kabiliyetin tamamını kadınlara bu şekilde bağışlamıştır..."