bugün

en masum en özel duygudur aşk tanımı yapılmaz yaşanır o akla gelince yüzün istemsiz gülümsemesidir aşk ölümüne sevmektir aşk.
Geç de olsa bulduğum şey.. Vardır gerçek aşk oysa..
"Benim beklediğim aşk başka! O, bütün mantıkların dışında, tarifi imkansız ve mahiyeti bilinmeyen bir şey. Sevmek ve hoşlanmak başka, istemek bütün ruhuyla, bütün vücuduyla, her şeyiyle istemek başka… Aşk bence bu istemektir. Mukavemet edilemez bir istemek!"
- Sabahattin Ali.
bir süre sonra karşına çıkma ihtimalinin sıfıra indiğidir.
kaçarken kovalar, kovaladığında kaçar.
Bu ülkedeki genç kızlarla yaşanması mucizeye yakın olandır. Ne lise ne üniversite benim yüzüm hiç aydınlığa kavuşmadı. Bu kibir duvarı genç kız nesli yüzünden benim duygularım köreldi ta o yaşlardan. Hemen hemen hepsinin beyni aynı işliyor, bahsettiğim bu akla zarar zihniyet tam olarak şu:

neredeyse hiç kitap okumayan şiire ince sözlere ilgisi olmayan arada oturup düşünüp kağıda kalemle bir şeyler karalamayan, hayatı tamamen kendine hayranlık içinde geçirerek yaşayan, şekilci kendini beğenmiş, erkeklere tepeden bakan, hakiki sevmek değer vermek nedir hiç bilmeyen, kendini dünyanın merkezi sanmakla beraber duygudan inceliklerden zerre haberi olmayan ve yontulmamış odun misali ağaç gibi durup peşinde koşulmasını bekleyen kendini tavlanması gereken bir varlık olarak gören medeniyetsiz bağnaz burnu havada kibir abidesi, soğuk tripli nazlı, kaprisli itici ve buz duvarı insanlardan başka bir şey değil böyleleri.

liseden başlayıp üniversiteyi bitirene kadar çevrede hep bu kafada genç kızlar gördüm hep bu tür insanlara maruz kaldım farklısını asla görmedim.
Keşke şu ülkede erkeğe adım atan tevazu sahibi ince düşünceli sıra dışı genç kızlar da mevcut olsaydı da biz de gerçekten yaşama dair umut besleyebilseydik. Her gün bu zifiri bataklığa uyandığıma lanet okuyorum, kendini beğenmiş kızlardan da bu sahtekar dünyadan da tiksinti duyuyorum.
Keşke lisede ya da üniversitede bu yaşamdan farklı bir şeyler görseydim yüreğimin attığını hissedebilseydim de bu kadar kızgın olmasaydım geçmişe karşı. Ama artık çok geç, su testisi su yolunda kırılırmış. Yukarıda saydığım özellikteki kızları sevmek için tek bir sebebim yok. Bu yalnızlık yüzünden tiksinti duyuyorum yaşamaktan.
Aşk zihnimizin bir oyunudur. Bizim bir ilişkiyi devam ettirmemizi sağlattıran. insan bunun ne zaman olacağını ve nasılını yönetebilir, yönetmelidir de iyi bir yaşayış için.

Eğer aşkı yönetmeyip de zamanından önce ve yanlış birine aşık olursanız çok canınız yanar ama çok şey öğrenirsiniz. En kötü yanı da kendiniz için ayırabileceğiniz çokca vakti kaybedersiniz. Bundanki önemlidir. 
güzel bir duygu ama mutlu ettiğinden çok acı çektirdiği bir gerçek.
Kör et gözlerimi,
Seni görebilirim.
Kulaklarımı at bana,
Seni duyabilirim.
Ayaksız sana gelebilirim,
Ve dilsiz, ağızsız sana yalvarabilirim.
Kır kollarımı;
Bir el gibi kalbimle tutarım seni.
Kalbimi tut,
beynim atar.
Beynimi dağla,
Kanımda taşırım seni.
bekleyeni olan çabuk gider, gidene bişey olmaz kalan acıdan duramaz.
aşk şimşek gibi çakar
gönlüme düşer, zehir gibi sızlar, kanına işler
ask hançer gibi batar, cam gibi keser
izler kalır, derinlere iner.
görsel
eğri bacaklıyı, doğru görme sanatı..
Birine baktığınızda Başka kimsenin görmediği güzellikleri görmenizdir.
Sevginin türlerine ilişkin ilk psikiyatri dalında çalışma Sigmund Freud tarafından yapılmıştır. Freud, sevginin her türlüsünün kaynağının cinsellik olduğunu öne sürer. Bu görüşüyle çok büyük eleştirilere maruz kalsa da, biyolojik olarak sevginin, hormonlar ya da kimyasallar bakımından cinsellikten başka bir kaynağı yoktur. Freud'a göre sevginin bütün diğer türleri (aile sevgisi, tanrı sevgisi) uygarlıkla gelişen yüceltmelerin sonucudur ve cinsellikten türemiştir. Bu konuda özellikle yerli kültlerindeki totem-tabu anlayışı üzerinde durarak inceleme yapar.

(bkz: psikiyatri)
Aşk aptallıktır. Bu söz size başta acı gelebilir ama öğreneceksiniz. Bir düşünün eskiden aşık olduğunuz birisini. Ah ne aptalmışım diyebilirsiniz. 2 aşk vardır benim için vatan aşkı ve tanrı aşkı . Gerisi fasafiso
"Aşk, Aklın bittiği, duyguların başladığı yerdir. Ayrıca insanın hissedebileceği en yıkıcı duygulardan birisidir."
Sonsuz olmayan duygu. Ama sevgiye evrilebiliyor mesela. Hayatınızdaki kişinin sizin için hayattaki rolü değişebiliyor. ilk olarak:
Arkadaş, dost olabilmeyi güvenebilmeyi öğreniyorsunuz.(şanslıysanız)
Sevgili olabilmek. iyi kötü her şeyi paylaşabiliyor, birlikte eğlenip birlikte ağlayabiliyorsunuz.
Nişanlı-eş
Çocuklarının annesi/babası gibi.

Henüz sevgiliden ötesini görmedik ama. Aşkın ömrü en fazla 1.5 yıl. Denedim gördüm.
"kavuşamazsın, aşk olur."
-aşık veysel
Bugün sana yanıt vermeyi o kadar isterdim ki.. kime neyi ima ettin bilemiyorum. O yüzden cevap da veremiyorum ama bana değil değil mi? Hiç de olmayacak... birinden cevap bekliyorsun belli. Ama kim? Ben olmak isterdim.
Aşk bitmeyen bir yolculuk.. O size kapısını açana değin sürecek.
Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu, sevi, sevda, amor, diye tanımlamış, tdk.
Ne gel dersin ne git
Ne sev dersin ne sus
Ne dil söyler ne yüz.
Belki de aşk kelimesi insanoğlunun tüm edim ve isteklerini aklamak için yeryüzünün tavanına bir hünerli matkap ağzıyla açtığı yapay bağışlanma tünelidir.

(bkz: Kaan Koç)
kaya gibi güçlü olmak diye bir söz vardır ya; tam da bu ifadeye uyan birinin, yolunun buradan geçtikten sonraki hâline baktığında görürsün, nasıl da rüzgârın kumu savurduğu gibi savrulduğunu...
bir duygudur. pratikte karşılığı hormonlar aracılığıyla duyulan bedensel hazdır. etkisi uzun sürmez. kalıcı olması için (bkz: sevgi) ile ikame edilmelidir.