aşkın kavuşulamayınca ortaya çıktığını savunduğum durumdur. kerem aslıyla kavuşsaydı aşklarını konuşur muyduk ya da leyla ile mecnun ya da ferhat ile şirin. Vardır ama birleşmeyince ortaya çıkar.
arthur schopenhauer ,kendisi en sevdiğim filozof olur, aşkın olmadığını aşkın metafiziği adlı kitabında açıklamıştır. aşk kadının çocuğunu yaparken en iyi dölü seçmesiyle oluştuğunu sandığımız şeydir aslında. gayet akla ve mantığa uygun açıklamaları vardır. tabii bunu okuyup ezberlemem benim aşık olmamı engelledi mi? tabii ki hayır.
aşk karşılıklı menfaattir. burada atıp sıkan romantik bünyeler, aşık olduklarında değil, ancak zamanla bunu anlanlar. kadınların erkekleri kullanmak için öne sürdükleri soyut kavramdır aşk. yoksa tek eşliliği hangi bahanenin arkasına saklanarak savunabilirlerdi.
aşk diye birşey vardır. öyle basit,sıradan bişeyde değildir. aslında sözcüklerle tam olarak ifade edemezsin. lakin belirtileri vardır ; rüyalarını süsleyecek, aklından biran bile çıkmayacak, sürekli onunla olmak isteyecek, hayaller kurup derinlere dalacaksın, ondan başka hiçbir şeyi gözün görmeyecek... kiminde derin yaralar açan, kiminde mutlu bir ömür bırakan garip enterasan duygulardan oluşur.
Aşk diye birşey vardır. Üstelik tek besin kaynağı acıdır. Onu yaşattıkça daima sizlerle olacaktır. Doyduğu an hepsini üstünüze kusup siktir olup gidecektir.
doğruluğu insanın aşk deyince aklına ne geldiğine bağlı olan önermedir. aşk sadece insana mı duyulur? yoksa tanrıya, köpeğine ya da masaya da aşık olabilir misin? (bkz: ne bu aşk ne)
zamanla anlaşılan gerçek.'cicim ayları' klişesinin bu gerçeği olduğu gibi yansıttığı kanısındayım.yoksa bir ömrün cicim aylarındaki his ve heyecanla geçebilmesi lazımdı.ama aylarda kalıyor.
kısaca aşk iyidir güzeldir ama kısadır,evliliklerin taş çatlasa ilk yılından sonra aşk kalmaz.belki bağlılık,sadakat,huzur.ha belki de gerçek aşk budur ama o da bakış açısına bağlı tabi.
aşk bir yanılsamadır. kendinden çok farklı, ulaşamıyacağın kişiye hayranlık da denilebilir. o hayranlık bitince aşk da yok olur. o da aşk değilidr zaten. yanılsamadır.
aşk adına edebi eserler daima olacaktır, fakat hepsi hayalden ibarettir, zaten yunus emre, mevlana gibi önemli isimlerde aşkı daha manevi bir çatıda işlemiş aşktan bahsederken bir erkekle kadın arasındaki duygusal bağdan değil; vatan,toprak aşkından, allaha olan aşklarından bahsetmişlerdir.