Tevfik Fikret'in evinin adıdır. istanbul'u en güzel göreceğiniz yerlerden biridir. Köşkün arkasında toprağa oturduğum andan itibaren ise dünya Aşiyan'ın güzelliğine büründü. Müzeyi gezip de "Bu evde yaşasam ben de şair olurdum." iddiasında bulunmayan pek azdır. O köşkün manzarasında geçen tek bir günün bile iki kişiyi şair edebildiğine gönlümle tanık oldum.
Servetifünun edebiyatı şairlerinden Tevfik Fikretin 1906′da yaptırdığı ev. istanbul Rumelihisarında Kayalar Mezarlığı üstündeki sırtta, eski Robert Kolej, şimdiki Boğaziçi Üniversitesinin yanındadır. Aşiyanın plânı, iç ve dış süsleri Tevfik Fikrete aittir. Bodrum katı ile birlikte üç kattan oluşmaktadır. Üst katın güney ve doğu cephesinde tahta parmaklıklı bir balkon bulunmaktadır. istanbul Belediyesi tarafından satın alınarak Edebiyatı Cedide Müzesi hâline getirilen ev, Tevfik Fikretin ölümünün 30. yıldönümünde halka açıldı (19 Ağustos 1945).
tevfik fikret 1906-1915 yılları arasında projelerini kendisinin çizdiği evine bu ismi vermiştir. yapı istanbul belediyesi tarafından satın alınmış ve müze haline getirilmiştir. tevfik fikretin şahsi eşyaları sergilenir.
sevgiliyle beraber gidilebilecek en güzel yerlerden biridir. hele bir de aşiyan müzesini gezip tevfik fikret'in mezarını ziyaret ederseniz tadından yenmez.
gönül penceresinden ansızın bakıp geçtin
bir yangının külünü yeniden yakıp geçtin
madem ki son şarkının kırık bir güftesiydin
neden yarım bıraktın neden bırakıp geçtin
bir yangının külünü yeniden yakıp geçtin
ne çok sevmiştim seni ne çok hatırlar mısın ?
aşiyan yollarından ses versem duyar mısın?
hâlâ beni düşünür ve hâlâ ağlar mısın?
bir bahar seli gibi yolumdan akıp geçtin
bir yangının külünü yeniden yakıp geçtin....
bayramdı
orhan veli'yle beraberdik
boğaziçi vapurunda
aşiyana'a gidiyorduk
fikret'in elini öpmeye
bir baktım üzgün koca şair
bir baktım güneşler içinde
dilinden de düşürmedi
''bu memlekette de birgün sabah olursa haluk''
tevfik fikret'in şu an müze olan evi. bu evin planlarını kendisi çizmiştir. bebek tarafından bir yokuşu çıkarak veya boğaziçi üniversitesinin içinden geçerek ulaşabilirsiniz. hakikaten kuş yuvası gibi, çok güzel ve çok mütevazi, boğaz manzaralı bir evdir. üst katı tamamen tevfik fikret'e ayrılmıştır; kendisinin yağlıboya tabloları, ev için yaptığı çizimler ve şahsi eşyaları görülebilir. alt katta ise abdülhak hamit salonu ve yine tevfik fikret'e ayrılmış bölümler vardır. yeşil renkli pencere camları gibi birçok küçük ve güzel ayrıntısı vardır. evin bahçesinde tevfik fikret'in sonradan buraya nakledilmiş mezarı, kendisinin diktiği üç ağacın dibindedir. bu ağaçların arkasında, tevfik fikret'in taşa kazınmış bir şiiri vardır. neden taşa kazındığını anlamak için gidip okuyun o şiiri.
(bkz: tevfik fikret)
akrep nalanın seslendirdiği ve gerçekten de çok güzel olan bir şarkıdır. Akrep Nalan'ın sesi o şarkıya cidden çok uymuştur ve parça oldukça duygusal bir hava almıştır.Sözlerini aktarıyorum:
Sanki sana o özlemim geçmişte kaldı
Bir de üstüne karlar yağdı
Orda duran öylece biz olduk bir an
Kolkolaydı genç kız ve adam
Aşinayım ben bu aşka,Aşiyan'a
Aşiyan'daki aşklara,aşıklara
Kaç yıl oldu sorma bana
Ben seninle Aşiyan'da
Bugün gibi ah aklımda
Yine burda bak bu yolda yine aşklar,o bakışlar
Yine olsak orda bu yaşta
Söyle nedir sakladığın bu sır yıllarca?
Bu kaçıncı aşk hayatında?
Durma yağ kar durma resmimi tamamla
Yeni aşklar boya umutla
Aşinayım ben bu aşka,Aşiyan'a
Aşiyan'daki aşklara,aşıklara
Kaç yıl oldu sorma bana
Ben seninle Aşiyan'da
Bugün gibi ah aklımda
Yine burda bak bu yolda yine aşklar,o bakışlar
Yine olsak orda bu yaşta...