ağıt

entry74 galeri6 video1
    47.
  1. Ağlayın, parmakları nur
    Sularından kınalı kızlarım
    Ağlasın Meraga göklerinden
    Meraga'ya bakıp yıldızlarım

    Yollara Kürşadlar uzanmış ölü
    Ağlasın Akülke, ağlasın Sütgölü
    Yiğitlerim uyur gurbet ellerde
    Kimi Semerkant'ta bekler beni
    Kimi Caber'de

    Caber yok, Tiyanşan yok, Aral yok
    Ben nasıl varım?
    Ağla ey Tanrı dağlarıdan
    indirilmiş Tanrım

    Şu yakın suların
    Kolu neden bükülmez
    Fırat niçin, Dicle niçin, Aras niçin
    Benden doğar, bana dökülmez?

    Ben ki ataeşle konuşurdum.selle konuşurdum
    idil'le Tuna'yla Nil'le konuşurdum
    "Sangaryos"u "Sakarya" yapan
    "ikonyom"u "Konya" yapan
    Dille konuşurdum.

    ARiF NiHAT ASYA.
    0 ...
  2. 48.
  3. ümit yaşar oğuzcan şiiridir.

    Her şey güzeldi bir zaman, çok önce
    Şehirler, insanlar, güneş deniz
    Mutluluğumu görebilirdiniz
    Çökmeseydi içime bu son gece

    Her şey bir anda bitmeseydi, yazık
    Olmasaydı gençliğime aptalca
    Belki de o yerlere varırdık
    O uzak dağlara ulu: koskoca

    Orada her şey değişirdi belki
    Açardı umutlarımız bakarsın
    Ateş rengi, kan rengi güller gibi
    Toprağında kim bilir hangi aşkın

    Oysa şimdi nerdeyiz, neyiz bak
    Her umut belirtisinden uzağız
    O sevilmiş gözlerde saf ve berrak
    Bir ayna bile yok bakacağımız

    Her şey kurşuni bir renk almış, soğuk
    Bozkırlardır uzayan önümüzde
    Kime baksan o yüz: veremli, soluk
    Tek mavi kalmamış gökyüzümüzde

    Her yerde bitmişliği güzelliğin
    Kum kamyonları putreller betonlar
    Sonra ta beşikten mezara deyin
    Sıfırlar, yüzler, binler ve milyonlar

    Hadi öl bakalım ölebilirsen
    Zincirlerle bağlıyken yaşamaya
    Omuzla yükünü, hadi yalnız sen
    isterse gücün olmasın taşımaya

    Yenik düşmüşüz işte gerçek ortada
    Çökmüş boynumuza zulmün elleri
    Bir tutsak, bir dolap beygiri ya da
    Bir mahkum gibiyiz kaç yıldan beri

    Yargıç hükmünü çoktan vermiş oku
    Boynundaki yaşamak fermanını
    Yaşamak sonra ölmek; iki korku
    Geri getirmezken bir anını

    Terkedilmiş şehirleri bilirsin
    Bilirsin gömülmüş uygarlıkları
    Ve düşün ki; patlaması bilincin
    Yırtmaya yetmiyor karanlıkları

    Öyleyse çek sapla göğe bıçağını
    De ki; benim işim tanrılıktan güç
    Benim hem yüksek, hem en aşağı
    işte ellerimde sonsuzluk ve hiç

    De ki; ömür verdin; en büyük yalan
    De ki; beden verdin; içi boş ve kof
    işte! yüce eserin, işte insan
    Ve yırt göğsünü, bağır: Of Tanrım Of.
    0 ...
  4. 49.
  5. ülkü tamer şiiridir.

    Bu toprakta kalır adın
    Tohumların arasında
    Yeşilinde tarlaların
    Başakların sarısında

    Yıllar geçse de aradan
    Kopar gelir ırmaklardan
    Işır yine kurşunlanan
    Dostlarının yarasında

    Günü gelir dağa çıkar
    Yıldızlardan şiir çeker
    Kanımızı siler yıkar
    Suların en durusunda

    Bir annedir bir kardeştir
    Ovalarda bir ateştir
    Sırasında hayat verir
    Ölüm saçar sırasında

    Bayrak olur bize yarın
    Rüzgarıyla ilkbaharın
    Dalgalanır genç kızların
    Gözlerinin karasında..
    0 ...
  6. 50.
  7. http://www.youtube.com/watch?v=wxtq4_v-0fi

    bunda tam istediğinizi alamazsanız adamların albümünü indirin.
    yansımalar 1991. ağıt..
    muhteşemdir..
    adamı götürür..
    1 ...
  8. 51.
  9. güzel sözlere ve söyle bir klip e sahip okan bayülgen siiridir.

    1 ...
  10. 52.
  11. okan bayülgen'in güzel okuduğu şiir. bunun şarkısını ilk kez dinlediğimde albüm bilgisi olarak 7 karanfil vardı. gidip aramıştım şakirt arkadaşımın cemaatçi babasının kırtasiyesinde, bulamamıştım. bir o albüm yoktu orda. *
    0 ...
  12. 53.
  13. edip canseverin tragedyalar 3ün bir bölümünde yer alan şiiri.

    Gün bitti. Saat kaç. Bitecek mi bir gün savaşımız
    Hak edilmiş hüzünlerimiz olacak mı bizim de
    Dönüp dönüp arkamıza baktığımız
    Bir dünya kalıntısı üstünde
    Hak edilmiş hüzünlerimiz olacak mı bizim de.
    1 ...
  14. 54.
  15. ağıt söylenir de, yakılır da. söyleyeni yakmıştır da.
    1 ...
  16. 55.
  17. "gün bitti. saat kaç? bitecek mi bir gün savaşımız
    hak edilmiş hüzünlerimiz olacak mı bizim de
    dönüp dönüp arkamıza baktığımız
    bir dünya kalıntısı üstünde
    hak edilmiş hüzünlerimiz olacak mı bizim de"
    *
    0 ...
  18. 56.
  19. ninni çocuk
    uyu çocuk
    ölüm yalan
    dön gel çocuk...

    yine leman sam yine gözyaşı...
    0 ...
  20. 57.
  21. en iç acıtanları isa için söylenmiş olanlardır.
    babasız ve bahtsız isa...
    0 ...
  22. 58.
  23. Duyguların en yoğun yaşandığı ve aktarıldığı ezgilerdir.
    Bir sorunlu olarak dinlemeyi severim arada açıp dinlerim.

    (bkz: zara çorak köyü ağıt)
    1 ...
  24. 59.
  25. 60.
  26. 61.
  27. sözler kısık sesten, sessizliğe adam atar. yeryüzünde zaman dururda, ağıt dile gelir. ne sonbahardır ne de kış vakitsiz bir mevsimdir yaşamın. eylülden birgün belki..
    huzurun eskimiş, tozlu camından bakarken can bulan sözlerin içinde kalır.
    3 ...
  28. 62.
  29. hiçbir tanesi mehmedim'in ardından yakılan kadar dağlamadı yürekleri...
    1 ...
  30. 63.
  31. Ağıt
    Her şey güzeldi bir zaman, çok önce
    Şehirler, insanlar, güneş deniz
    Mutluluğumu görebilirdiniz
    Çökmeseydi içime bu son gece
    Her şey bir anda bitmeseydi, yazık
    Olmasaydı gençliğime aptalca
    Belki de o yerlere varırdık
    O uzak dağlara ulu: koskoca
    Orada her şey değişirdi belki
    Açardı umutlarımız bakarsın
    Ateş rengi, kan rengi güller gibi
    Toprağında kimbilir hangi aşkın
    Oysa şimdi nerdeyiz, neyiz bak
    Her umut belirtisinden uzağız
    O sevilmiş gözlerde saf ve berrak
    Bir ayna bile yok bakacağımız
    Her şey kurşuni bir renk almış, soğuk
    Bozkırlardır uzayan önümüzde
    Kime baksan o yüz: veremli, soluk
    Tek mavi kalmamış gökyüzümüzde
    Her yerde bitmişliği güzelliğin
    Kum kamyonları putreller betonlar
    Sonra ta beşikten mezara değin
    Sıfırlar, yüzler, binler ve milyonlar
    Hadi öl bakalım ölebilirsen
    Zincirlerle bağlıyken yaşamaya
    Omuzla yükünü, hadi yalnız sen
    isterse gücün olmasın taşımaya
    Yenik düşmüşüz işte gerçek ortada
    Çökmüş boynumuza zulmün elleri
    Bir tutsak, bir dolap beygiri ya da
    Bir mahkum gibiyiz kaç yıldan beri
    Yargıç hükmünü çoktan vermiş oku
    Boynundaki yaşamak fermanını
    Yaşamak sonra ölmek; iki korku
    Geri getirmezken bir anını
    Terkedilmiş şehirleri bilirsin
    Bilirsin gömülmüş uygarlıkları
    Ve düşün ki; patlaması bilincin
    Yırtmaya yetmiyor karanlıkları
    Öyleyse çek sapla göğe bıçağını
    De ki; benim işim tanrılıktan güç
    Benim hem yüksek, hem en aşağı
    işte ellerimde sonsuzluk ve hiç
    De ki; Ömür verdin; en büyük yalan
    De ki; Beden verdin; içi boş ve kof
    işte! Yüce eserin, işte insan
    Ve yırt göğsünü, bağır: Of Tanrım of.

    Ümit Yaşar Oğuzcan
    4 ...
  32. 64.
  33. 65.
  34. Dili anlaşılmıyor duyguyu yaşatıyor.
    Bir ananın Morgdaki evladına ağıdı.

    https://m.youtube.com/wat...NAgY&feature=youtu.be
    1 ...
  35. 65.
  36. okan bayülgen'in seslendirdiği, ölü arkadaşa atfen dinlenebilecek en güzel şiir.

    (bkz: benim ölü arkadaşım)

    Oğlum;
    Sana bu mektubu bizim cehennemden yazıyorum
    Bir yaşıma daha gireceğim neredeyse
    Tabii bundan haberin yok senin
    Kronometreye erken bastığın için
    Beni hep yakışıklı hatırlayacaksın
    Bizi bırakıp gittiğin yerde
    Eski güzel günleri düşünüp hayıflanacaksın

    Ama DUR!

    Sen hatırlıyor musun beni?
    Peki sen herhangi bir şeyi hatırlıyor musun?
    Ben yirmiydim tanıştığımızda
    Sen beni en son otuzbeşimde gördün istanbul’da
    Sonra sen Kaş’ta öldün
    O akşam aynı anda geldik Antalya’ya
    Sen beni görmedin, ben sana bakıyorken
    Ben sana öyle dikkatli baktım ki oğlum ayrılırken
    Sen iyi ki görmedin beni

    Yoksa gözgöze gelir gülerdik, eskisi gibi

    Olmadık bir yerde gülerdik ya hani?
    Öyle olurdu yine
    Gözlerimizi kaçırırdık ciddiyeti bozmamak için
    Hani sahnede olduğu gibi.
    Sen ağlarken bakamazdım sana
    Sinirimi bozardın, gülerdim
    Çünkü sen her boktan şikayet ederdin oğlum
    Öyle çok şikayet ederdin ki
    Sonunda sıkılır gülerdim
    Sonra sen de sıkılırdın kendinden
    Başkası gibi olmak isterdin
    Mutlu olan bir başkası gibi
    Dert etmeyen biri
    Hani, benim gibi biri

    Birşey diyeyim mi sana oğlum?
    Şimdi dönsen buralara
    Ne gidilecek bir yol
    Ne uğruna ölünecek bir kadın
    Herneyse…
    Ama kadınları çok dert ederdin sen
    Ama onlar seni severdi oğlum
    Ama sen çok ağlardın onlar için
    Sevemezdin kendini bir türlü
    Onlar seni çok sevse de
    Senin gibi olmak istemezdim o zaman

    Daha çok sevin beni!
    Daha çok gülün bana!
    Beni daha çok isteyin!
    Daha çok!
    Ama seni en çok ben…

    Birşey diyeyim mi sana oğlum?
    Şimdi dönsen buralara
    Ne gidilecek bir yol
    Ne uğruna ölünecek bir kadın
    Ne de sabaha kadar konuşarak sana vaadettiklerim

    Kandırdım seni oğlum
    Parayı dert etme diye
    Yok öyle birşey, başarısızlık diye
    illa da başkası olmaya çalışma salak gibi
    Bir kadın için ölme diye

    Kandırdım

    Artık umrunda değil mi bunlar?
    Artık bozulmuyor musun bu işlere?
    Aşkın da bir önemi kalmadı mı yoksa?
    O kadın için ölmez misin bir daha?
    Ne var, bir kere daha ölsen?
    Değmez mi o kadın buna?

    Hani, hani değerdi?

    Çıplak ayaklarıyla yürürken mezarının üstünde
    Keyiflenmeyecek misin toprağın beş karış altında?
    Öyle de oldu zaten, vasiyet ettiğin gibi
    Çıplak ayaklı kıza

    Bıraktın değil mi oğlum?
    Bıraktın, gittin
    Peki!
    Ama ben buradayım hala
    Ben devam ediyorum
    Peki sen bakıyor musun bana oradan?
    Gülüyor musun bana?
    Sanıyor musun ben aynı şarkıyı söylüyorum?

    Beni daha çok sevin
    Bana daha çok gülün
    Daha da çok isteyin beni
    Beni daha çok özleyin

    Ama seni…
    Seni en çok ben, ben

    Hayır ben çok değiştim oğlum
    Bir başkası değilim artık
    Vazgeçtim maymunların dünyasından
    Bıraktım alkışları, istemiyorum kahkahaları
    istemiyorum bir aptal gibi yaşlanmak

    işte belki de bu yüzden
    Seni en çok ben…
    En çok ben özlüyorum

    BENiM ÖLÜ ARKADAŞIM.
    2 ...
  37. 66.
  38. ağıt

    önce üstün başın eskidi
    etlerin, gözün, kaşın eskidi
    ne varsa taze bildiğin
    eskidi oğlu eskidi.

    elden ayaktan oldun kardeşim
    kalem parmaktan, tırnaktan
    bir canın vardı cıvıl cıvıl
    candan oldun kardeşim.

    satırlara kaldın kitaplar içinde
    hani saç, kirpik, deri?
    öf ne kötü dünyaymış
    bir orhan veli varmış
    gel gel kardeşim orhan
    benim ellerimi al, benim gözlerimi kullan.

    oktay rıfat.
    0 ...
  39. 67.
  40. örttüm penceremi
    ağıtı dinlemek istemem,
    gene de boz duvarların arkasından
    ağıttan başka bir şey duymam.

    pek azdır meleklerin şarkı söyleyeni,
    pek azdır köpeklerin havlayanı,
    bir avucumun içine binlerce keman sığar.

    ağıt ama, bir köpek, koskocaman,
    ağıt, bir melek, koskocaman
    ağıt bir keman, koskocaman
    rüzgarı kemiriyor gözyaşları
    başka bir şey duyulmuyor, ağıttan.

    federico garcia lorca
    ----- pazar ilavesi, vatan'ın sanat sayfası, vatan, 8 mayıs 1955.
    0 ...
  41. 68.
  42. En eski türk edebiyatı örneklerindendir. Ölen kişilerin ardından veya acı olayları afetleri konu olan anadolu nun pek çok yöresinde kadınlar tarafından 7 8 ve 10 lu hece ölçüsüyle söylenen en eski sözlü edebiyat örneğidir. Tamamen Spontane ve özgündür.

    islamiyet öncesindeki edebiyatta adı sagu divan edebiyatındaki adı mersiyedir.

    En güzel örneklerinden biri olan Leman sam ın azeri bir türküyle harmanladığı gurbetçi kocası tarafından terkedilen köylü bir kadının ağıtı şöyledir.

    https://youtu.be/-JTgaw9iA8A

    Gitmek istiyorsan bahanesiz git
    Uyarma uykulu hatıraları
    Sesin aynı sestir bakışın üvey
    Giderken sesin de el olsun bari.

    Denize atıldın bir çiçek gibi
    Üstünde dalgalar çalkalanacak
    Sahte sevgin sahte bir kimlik gibi
    Gün gelip üstünde yakalanacak.

    Serilip yol gibi ayaklarına
    Yalvaracak mıyım? Bu mümkün değil.
    Kalbim gibi koymam gururum sına
    Alçalıp yaşamak ömürden değil.

    Demedim sen yüce bir dağsın eğil
    Demedimki kaldı tek çarem sana.
    Sendeki muhabbet para pul değil
    Ne ben dilenir el açarım sana.

    Gitmek istiyorsan o yol oda sen...
    Bir çift göz bakacak arkandan senin.
    Gittinmi ne vakit dönmek istersen
    Dikenli yastığa dönecek yerin.

    Gitmek istersen ne sus ne bahsi aç
    Yok ol uzaklarda siste dumanda...
    Neyimi sevmiştin? Diyemedin hiç
    Buluyorsun şimdi yüz noksan bende.

    Gitmek istiyorsan bahanesiz git
    Uyarma uykulu hatıraları
    Sesin aynı sestir bakışın üvey
    Giderken sesinde el olsun bari.

    Türkiye türkçesi: osman tuğlu
    6 ...
  43. 73.
  44. dağların tek patronu jandarmadır temalı yılmaz güney filmi.

    bu arada ben düz adam melaba.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük