okan bayülgen'in güzel okuduğu şiir. bunun şarkısını ilk kez dinlediğimde albüm bilgisi olarak 7 karanfil vardı. gidip aramıştım şakirt arkadaşımın cemaatçi babasının kırtasiyesinde, bulamamıştım. bir o albüm yoktu orda. *
Gün bitti. Saat kaç. Bitecek mi bir gün savaşımız
Hak edilmiş hüzünlerimiz olacak mı bizim de
Dönüp dönüp arkamıza baktığımız
Bir dünya kalıntısı üstünde
Hak edilmiş hüzünlerimiz olacak mı bizim de.
"gün bitti. saat kaç? bitecek mi bir gün savaşımız
hak edilmiş hüzünlerimiz olacak mı bizim de
dönüp dönüp arkamıza baktığımız
bir dünya kalıntısı üstünde
hak edilmiş hüzünlerimiz olacak mı bizim de" *
sözler kısık sesten, sessizliğe adam atar. yeryüzünde zaman dururda, ağıt dile gelir. ne sonbahardır ne de kış vakitsiz bir mevsimdir yaşamın. eylülden birgün belki..
huzurun eskimiş, tozlu camından bakarken can bulan sözlerin içinde kalır.
Ağıt
Her şey güzeldi bir zaman, çok önce
Şehirler, insanlar, güneş deniz
Mutluluğumu görebilirdiniz
Çökmeseydi içime bu son gece
Her şey bir anda bitmeseydi, yazık
Olmasaydı gençliğime aptalca
Belki de o yerlere varırdık
O uzak dağlara ulu: koskoca
Orada her şey değişirdi belki
Açardı umutlarımız bakarsın
Ateş rengi, kan rengi güller gibi
Toprağında kimbilir hangi aşkın
Oysa şimdi nerdeyiz, neyiz bak
Her umut belirtisinden uzağız
O sevilmiş gözlerde saf ve berrak
Bir ayna bile yok bakacağımız
Her şey kurşuni bir renk almış, soğuk
Bozkırlardır uzayan önümüzde
Kime baksan o yüz: veremli, soluk
Tek mavi kalmamış gökyüzümüzde
Her yerde bitmişliği güzelliğin
Kum kamyonları putreller betonlar
Sonra ta beşikten mezara değin
Sıfırlar, yüzler, binler ve milyonlar
Hadi öl bakalım ölebilirsen
Zincirlerle bağlıyken yaşamaya
Omuzla yükünü, hadi yalnız sen
isterse gücün olmasın taşımaya
Yenik düşmüşüz işte gerçek ortada
Çökmüş boynumuza zulmün elleri
Bir tutsak, bir dolap beygiri ya da
Bir mahkum gibiyiz kaç yıldan beri
Yargıç hükmünü çoktan vermiş oku
Boynundaki yaşamak fermanını
Yaşamak sonra ölmek; iki korku
Geri getirmezken bir anını
Terkedilmiş şehirleri bilirsin
Bilirsin gömülmüş uygarlıkları
Ve düşün ki; patlaması bilincin
Yırtmaya yetmiyor karanlıkları
Öyleyse çek sapla göğe bıçağını
De ki; benim işim tanrılıktan güç
Benim hem yüksek, hem en aşağı
işte ellerimde sonsuzluk ve hiç
De ki; Ömür verdin; en büyük yalan
De ki; Beden verdin; içi boş ve kof
işte! Yüce eserin, işte insan
Ve yırt göğsünü, bağır: Of Tanrım of.
Oğlum;
Sana bu mektubu bizim cehennemden yazıyorum
Bir yaşıma daha gireceğim neredeyse
Tabii bundan haberin yok senin
Kronometreye erken bastığın için
Beni hep yakışıklı hatırlayacaksın
Bizi bırakıp gittiğin yerde
Eski güzel günleri düşünüp hayıflanacaksın
Ama DUR!
Sen hatırlıyor musun beni?
Peki sen herhangi bir şeyi hatırlıyor musun?
Ben yirmiydim tanıştığımızda
Sen beni en son otuzbeşimde gördün istanbul’da
Sonra sen Kaş’ta öldün
O akşam aynı anda geldik Antalya’ya
Sen beni görmedin, ben sana bakıyorken
Ben sana öyle dikkatli baktım ki oğlum ayrılırken
Sen iyi ki görmedin beni
Yoksa gözgöze gelir gülerdik, eskisi gibi
Olmadık bir yerde gülerdik ya hani?
Öyle olurdu yine
Gözlerimizi kaçırırdık ciddiyeti bozmamak için
Hani sahnede olduğu gibi.
Sen ağlarken bakamazdım sana
Sinirimi bozardın, gülerdim
Çünkü sen her boktan şikayet ederdin oğlum
Öyle çok şikayet ederdin ki
Sonunda sıkılır gülerdim
Sonra sen de sıkılırdın kendinden
Başkası gibi olmak isterdin
Mutlu olan bir başkası gibi
Dert etmeyen biri
Hani, benim gibi biri
Birşey diyeyim mi sana oğlum?
Şimdi dönsen buralara
Ne gidilecek bir yol
Ne uğruna ölünecek bir kadın
Herneyse…
Ama kadınları çok dert ederdin sen
Ama onlar seni severdi oğlum
Ama sen çok ağlardın onlar için
Sevemezdin kendini bir türlü
Onlar seni çok sevse de
Senin gibi olmak istemezdim o zaman
Daha çok sevin beni!
Daha çok gülün bana!
Beni daha çok isteyin!
Daha çok!
Ama seni en çok ben…
Birşey diyeyim mi sana oğlum?
Şimdi dönsen buralara
Ne gidilecek bir yol
Ne uğruna ölünecek bir kadın
Ne de sabaha kadar konuşarak sana vaadettiklerim
Kandırdım seni oğlum
Parayı dert etme diye
Yok öyle birşey, başarısızlık diye
illa da başkası olmaya çalışma salak gibi
Bir kadın için ölme diye
Kandırdım
Artık umrunda değil mi bunlar?
Artık bozulmuyor musun bu işlere?
Aşkın da bir önemi kalmadı mı yoksa?
O kadın için ölmez misin bir daha?
Ne var, bir kere daha ölsen?
Değmez mi o kadın buna?
Hani, hani değerdi?
Çıplak ayaklarıyla yürürken mezarının üstünde
Keyiflenmeyecek misin toprağın beş karış altında?
Öyle de oldu zaten, vasiyet ettiğin gibi
Çıplak ayaklı kıza
Bıraktın değil mi oğlum?
Bıraktın, gittin
Peki!
Ama ben buradayım hala
Ben devam ediyorum
Peki sen bakıyor musun bana oradan?
Gülüyor musun bana?
Sanıyor musun ben aynı şarkıyı söylüyorum?
Beni daha çok sevin
Bana daha çok gülün
Daha da çok isteyin beni
Beni daha çok özleyin
Ama seni…
Seni en çok ben, ben
Hayır ben çok değiştim oğlum
Bir başkası değilim artık
Vazgeçtim maymunların dünyasından
Bıraktım alkışları, istemiyorum kahkahaları
istemiyorum bir aptal gibi yaşlanmak
işte belki de bu yüzden
Seni en çok ben…
En çok ben özlüyorum
satırlara kaldın kitaplar içinde
hani saç, kirpik, deri?
öf ne kötü dünyaymış
bir orhan veli varmış
gel gel kardeşim orhan
benim ellerimi al, benim gözlerimi kullan.
örttüm penceremi
ağıtı dinlemek istemem,
gene de boz duvarların arkasından
ağıttan başka bir şey duymam.
pek azdır meleklerin şarkı söyleyeni,
pek azdır köpeklerin havlayanı,
bir avucumun içine binlerce keman sığar.
ağıt ama, bir köpek, koskocaman,
ağıt, bir melek, koskocaman
ağıt bir keman, koskocaman
rüzgarı kemiriyor gözyaşları
başka bir şey duyulmuyor, ağıttan.
federico garcia lorca
----- pazar ilavesi, vatan'ın sanat sayfası, vatan, 8 mayıs 1955.
En eski türk edebiyatı örneklerindendir. Ölen kişilerin ardından veya acı olayları afetleri konu olan anadolu nun pek çok yöresinde kadınlar tarafından 7 8 ve 10 lu hece ölçüsüyle söylenen en eski sözlü edebiyat örneğidir. Tamamen Spontane ve özgündür.
islamiyet öncesindeki edebiyatta adı sagu divan edebiyatındaki adı mersiyedir.
En güzel örneklerinden biri olan Leman sam ın azeri bir türküyle harmanladığı gurbetçi kocası tarafından terkedilen köylü bir kadının ağıtı şöyledir.