Kendinizi zorlayip disari cikin. Eger imkaniniz varsa sahile gidin denizle konusun. Bol bol temiz hava alip gunluk kosusturma halindeki insanlari izleyin. Her ne olursa olsun hayatin devam ettigini ve yasamak icin ve mutlu olmak icin kimseye ihtiyaciniz olmadigini dusunun. Denizle konusmak dertlesmek bunu saglayacaktir zaten.
Belki de depresyonda değilsinizdir. Belki de sadece hayat gerçekten bazılarımız için çok zordur ve bunu kaldıramamışsınızdır. Küçücük bir umutla dünyanın en mutlu insanı olacaklar var aramızda lakin hayata dair beklentileri yok. Bu depresyonda olmak demek değildir. Bu Allah'tan bizi hayırlara çıkar diye dua etmektir. Sadece beklemektir. Çaresizler iyi bilir.
Düşünün düşünün rahatlarsınız. Sizin psikolojinizi bozan alcak insanların alcak düşüncelerini anlarsınız. Ek olarak bir tavsiye psikoloğa gidin derdinizi uzunca anlatın.
geçenlerde antidepresanların tüketim oranlarının artması ve yan etkileriyle ilgili iki tane ehil olduğuna kanaat getirdiğim uzman doktorun katıldığı bir programı izledim. insan antidepresanları elzem olarak görüyor çünkü böyle zamanlarında zayıfta olsa güdüsel olarak bir dala tutunması gerekli, bu güdüsel bir durum fakat bu her derdine deva olarak -gerçekten depresyonda olmadığı halde- antidepresana sarılan insanların kendilerine bir dur demeleri gerekiyor. tabi bilhassa devlet hastanelerinde danışanlarına maksimum 5-10 dk ayırabilen doktorlarında her vakaya ilaç yazma eğilimleri yerine oturup biraz konuyla ilgili bilimsel yayın karıştırmalarını ve biraz vicdanlı olmalarını tavsiye ediyorum. doktorlarda ilaç yazmadıkları hastayı adeta muayene etmedikleri gibi bir hisse kapılma hallerinden kurtulmalılar bence.
ağır depresyonda olanlar kendilerine tavsiye verilmesinden nefret ederler, öncelikle bunu bilmek gerekiyor.
tavsiye vermek yerine; onları dinleyerek, kafasını dağıtabilecek aksiyonlara teşvik ederek, en önemlisi değerli olduğunu hissettirerek yardımcı olabilirsiniz.