bazen hakkında düşündürür, çok açken, açlıktan ölüyor iken yemek yemeye üşenirsiniz, bu güç denemesi midir, iç güdülere nefret harekatı mı, yogilerin yemeden düşünerek yaşayabilmeleri mümkündür belki de, iştahtan tiksiniyorum, zorunluluklar çok ağır yenilgi lan, çok ağır lan.*
ramazan ayında çoğumuzun hissettiği, en azından hissetmeye çalıştığı duygudur. günde belki de 12 saat bile aç kalmazsın ama iftarda bir kuş sütü eksiktir. Her şeyi ister canın. Her istediğini de tıka basa yersin.
Okuldan eve kadar süründükten sonra evde ocağın üzerinde gördüğün tencerenin kapağını kaldırdıktan sonra içinde gördüğün tencerenin dibi sayesinde daha da artan his.
evet, bana olan bir şey bu. herkes normal normal "ben acıkıyorum galiba yaa" diyerek gereken hazırlıkları yaparken ben ancak bayılma noktasına geldiğimde anlıyorum aç olduğumu. vücudum tepki göstermeden açlık hissi duymuyorum. sanırım insülinle alakası var.
somali'de yaşayan masum 3 yaşındaki bir çocuğun ölmeden önceki bir kaç saniye içinde gözlerinde görünen ifadedir: açlık. ya da her gün ülkemizde orda burda, her köşe başında gördüğümüz bir kuru ekmeğe bir tas çorbaya talim eden insanımızın dramıdır açlık.
somali'nin unutulan yüzü. bir ara furyası bir patladı; başbakan, oyuncular, şarkıcılar aktı gitti oraya. tv'lerde trilyonlar topladılar. o trilyonlar kaç gün doyurdu insanları? bitti mi açlık?
bir işkence çeşididir. hem de en ağırlarından biridir.
sömüren ülkelerin tarihlerden boyu sömürgelerine yaptıkları normal görülür. oysa ki aslında sömürgelere karşı işlenen şey de bir insanlık suçudur.
osm asla sömürge yapmamıştır hatta belki sömürge yapsa şu an bu konumda olmazdık hatta osm dağılma dönemine bile girmezdi belki...
ama şu an dünyada sömürgelere işlenen insanlık suçu karşısında susan herkes: hz muhammed'i deyimi ile: "dilsiz şeytandır."
bir söz vardır allah kimseyi açlıkta terbiye etmesin diye. ne kadar doğru. beni bilen bilir normalde çok yemek yemem. ama bugün nasıl acıktıysam 3 tabak çorba içtim ekmekle birlikte, şu an 3 aylık hamile gibi dolaşıyorum.