Ekşide boğaziçi mühendislik mezunu bir yazar vardı.
Van tıp mezunu kendisinin iki katı kazanıyor diye ağlıyordu.
Marka derecede Özel bir üniversitenin sanat bilmem nesi okuyan bir yazar kendilerine atama verilmediği, kastamonu sınıfçı arkadaşım ilk sene atandı öğretmenler şımarık diye ağlıyordu.
Velhasıl başlıkta hala üniversite kasan tipler komik.
Boğaziçi'nde kimya, odtü'de fizik okuyup bilim adamı olacağım.
Olursun bekle. Kars öğretmenlik mezunu atanır sen kalırsın.
Nispeten öğretmenlik ve gözde olmayan mühendislik bölümleri.
Psikoloji vb hariç fen edebiyat.
duymaya alışkın olmadığınız bir iki bölüm haricinde iibf.
iletişim fakültesi.
Ha 2 yıllıkların hepsi.
2 yıllık sağlıkların bile kpss olmuş 86-95.
Tıp, hukuk, diş hekimliği, hemşirelik, gözde mühendislikler, ilahiyat harici sizin kendinizi yetiştirmenize bağlı.
Bazı iibf ve fen edebiyat bölümleri iyi bilse olsanız direkt ölü tercih.
Siz üniversiteyi kendinizi geliştirmek amacıyla değil de ekmek kapısı olarak gördüğünüz sürece daha çok aç kalırsınız.
Tek derdiniz vizeleri finalleri vereyim de bir an önce mezun olup işime başlayayım diye görüyorken, niye sonra iş bulamıyorum diye zırlamanıza şaşmamalı. Eğitim kurumu orası, iş bulma kurumu değil. Çok istiyorsanız belediyenin zanaat öğreten kurslarına başlayın.
Sen eşek olursan semer vuran çok olur sözü geliyor aklıma üniversitedeyken kapasiten varsa kullanacaksın yoksa da it gibi çalışacaksın ki gelecekte diğerlerinden daha iyi yerlerde olabilesin ben ticaretle büyüdüm esnafların arasında cok ağız cok üçkağıt gördüm şimdi üniversite öğrencisiyim izmirde bir ay kimseden beş kuruş almasam yaşamanin karnımı doyurmanın bir yolunu bulur muyum illaki bulurum ama misal eski bi arkadasım var çocuğun dersleri on numara sınıf birincisi ama bugüne kadar tek zorluk görmemiş para nasıl kazanılır bunun icin nelere katlanilir bilmiyor bu işin en detay kısmı bölümdür biri gider 300 binle dış ticaret okur ben 100 binle benzer bi bölüm mezun olduğumuz güne kadar adam hem insanla uğraşma hem iletişim hem de yabancı dil açısından kendini o kadar geliştirmiştir ki belki benim bildiğim kadar evrak kürek muhabbeti bilmez kanunları kuralları pek tınlamaz ama işi o kapar dünyada öyle mi bilmiyorum ama Türkiye’de gelişimi iki tür sınıflandıracak olursak ilim ve bilim diye bilim işin daha kitap ve okuma kısmı olsun ilimse deneyimleyerek yaşayarak öğrenme ilim yüzde 65 dir bilim 35.
Ben olsam tıbbın puanını düşürür öğrenci sayısını ikiye çıkarırım. Hem doktorların havası gider. Hemde tarih sorusu çözerek tıbba girmeye çalışmalarına gerek kalmaz. Zaten tus diye bir sınav var. Ne diye öss de tarih coğrafya bilmeyenleri buraya almazlar..
Yüksek lisans yaparsanız herhangi bir sayısal bölüm aç bırakmaz. Ayrıca matematik öğretmenliği yerine düz matematik bölümünü okuyup formasyonla öğretmen olmak, geleceğiniz için daha yararlıdır. Yüksek lisans yaparak yüksek mühendis olabilirsiniz.