kktc kurulduğunda zaten pakistan, afganistan ve azerbaycan tanımışlardı. sonra türkiyenin isteğiyle resmi tanıma geri çektirildi daha sonraki yıllarda duruma göre tanınması için.
politikadan, dünya gündeminden anlamayan adamlar lütfen artık bilmediği konuda yorum yapmasın.
türkiye bugün istesin kktcyi tanıyacak 50 den fazla ülke var. pazarlık unsuru olarak kktcyi sürekli masada tutuyor türkiye. çünkü rusyanın kırımı aldığı gibi bizde kıbrısı alabiliriz duruma göre.
Karabağ mevzusunu bilmeden yorum yapıyorsunuz. Kktc yi tanırlarsa anında ermeniler ve ruslar karabağıda tanımaları için baskıya başlar. Ayrıca libya ve pakistanda kktc yi tanıyordu ama baskılarda sonucu vazgeçmek zorunda kaldılar.
Neden? Çünkü adamların ataları Selçukluyu yıkan Babai isyanına katılmış, Osmanlıyı gerileme dönemine sokan Şahkulu, Celali isyanlarına katılmış.
Hem Şahkulu isyanına katılacak ataların, hem o isyanda ele geçirdiği bölgelerde 50.000 masum sivili Sünni oldukları için katledenlerden biri olacak, hem de o isyanı bastıran Yavuz Sultan Selim hanımıza hakaret edeceksin...
Nasıl bir ikiyüzlülük, sinsilik, kurnazlık, şeref-haysiyet adına söylenecek tek kelime bulamayacağımız insanlar bunlar anlamak mümkün değil.
Her zaman iran'a biat için bizi arkadan vurmuşlar, şimdi de 10 milyon oldukları için öd korkusundan kardeşmiş gibi davranıyorlar.
iran'la aramızda bir savaş çıksa tüm silahlı güçlerini Şii oldukları için iran tarafında bizlere karşı kullanabilecek olan bir ülkeden söz ediyoruz.
Zaten burada da, fark ettiyseniz eğer sözlükte de tüm gün ulusalcılara, milliyetçilere, Türkçülere, ülkücülere sallayıp, konu Azerbaycan olunca ataları zamanında iran taraflarında takiyyeyi çok iyi öğrendiği için sözde milliyetçi, ülkücü, ulusalcı gibi davranan ve onları savunan iran kırması çok.
Belçika'ya tatile gitmiştim ve kendimi orada Azeriler yoğunlukta olduğu için bir Alevi gibi tanıttım.
Ouroboros çocuğu diktatör Esad'ın yaptığı Sünni katliamları hakkında ne düşünüyorlar diye sorguladım, iran'ın Yemen'de Sünni Arapları katletmesi hakkında ne düşündüklerini sorguladım.
Türkiye'de Sünni nüfusundan çoğunlukta olmasından rahatsız oluyormuş gibi davrandım ki onları analiz edebileyim.
Çünkü emin olmak istiyordum nasıl insanlar olduklarına dair.
Adamların bize duyduğu nefreti ve kini sözlerle anlatamam.
Yalan söylemediğime şerefim üstüne ant içerim ayrıca.
Türkiye'nin KKTC'yi uluslararası tanıtma politikası hiç olmamıştır. Türkiye bu yolu hiç izlemedi. Konunun direkt Azerbaycan'la ilgisi yok. KKTC 84'de kuruldu, Karabağ sorunu yokken, bağımsız değilken. Pakistan ve Bangladeş kendiliğinden direkt tanımıştı kktc'yi. Sonra BM baskısıyla geri çektiler.
Bangladeş ve Pakistan'a uygulanan baskıyı gören tr, bu tanıtma işinde madAra olmamak için hiç bulaşmadı bu işe. Bazen böyledir, okulun belalısı berke'nin arkadaşlarını kendi safhına çekmek, eğer başaramazsan seni komik duruma düşürebilir. Gibi gibi.
Yani özetle; TR'nin Azerbaycan'dan böyle bir talebi hiç olmadı.
Kıbrıs'ın kuzeyini/güneyini ben bile tanımıyorum, koskoca devlet nasıl tanısın. KKTC Türkiye'nin arka bahçesi. Aynı gkry'nin ingiltere ve Yunanistan'ın oyun sahası olduğu gibi.
edit: tamamen kısıtlı bilgilerimle, spontan yazılmış bir yazıdır. detaylı olarak araştımanızı tavsiye ederim.
tamamen bilmemezlikten dolayı yanlış anlaşılan durum. türkiye cumhuriyeti 74 senesinde adaya müdahale ettikten sonra hasıl olan dış politika sorunları hepimizin malumudur. her dış politika adımımızda (özellikle ab sürecinde) en başta yunanistan olmak üzere önümüze engel olarak konulmuştur bu kıbrıs sorunu.
bakın bunu kişisel görüşüm olarak algılamayın. ancak dış politikada sizin yerinizi, hem kendi duruşunuzla birlikte diğer ülkelerin tutumuda belirler.
ne yazık ki, kıbrıs ab ülkeleri tarafından türkiye tarafından işgal edilmiş olarak görüldüğü için adanın kuzey tarafı tanınmıyor ve tanınmayacak. bu de facto(çözümsüzlükten çözüm) durumundan tek bir şekilde çıkış yolumuz var. bu da adanın birleşmesi. hatırlayınız annan planları falan biz adanın birleşip tek bir ülke olmasını isterken rum tarafı bunu kabul etmedi.
yani bizim dışımızda başka bir ülke (örn: azerbaycan, pakistan vb.) kktc yi tanıdığı takdirde bu birleşme asla söz konusu olmayacak, neden? çünkü kktc dünya nın çeşitli ülkeleri tarafından tanınmış, kendi kararlarını tamamen bağımsız olarak alabilen bir devlet haline gelecek.
peki bunda bizim açımızdan ne gibi bir sıkıntı var?
şöyle açıklayayayım. eğer kktc başka devletlerce tanınmış olursa ada birleşmeyecek, ve bizim dış politikamızda hep bir engel teşkil edecektir ve bu sorun sonsuz boktan bir döngüye girecek. ne yapacağız, gerçekten yunanistanla kıbrıs adası için savaşa mı gireceğiz? hayır kaybetmekten bahsetmiyorum, tüm adayı işgal ederiz, fakat çözmek istediğimiz kıbrıs sorunu tamamen bir bataklığa dönüşecek bu sefer.
adanın birleşmesi, ve hem rum hem türkler tarafından yönetilmesi isteği bizim tarafımızdan her defasında yıllardır deklare edilmektedir.
azerbaycan ve diğer (dış politikada kardeşlik dostluk yoktur sonsuz çıkarlar vardır) dost ülkelerimizin tanımama sebebi bizim doğal olarak engel olmamız.
yukarıda da belirttiğim gibi, biz adanın tek bir çatı altında birleşmesini, rum ve türklerin bir arada yaşamasını isteyen tarafız.
eğer bu gerçekleşirse, önümüzde ki en büyük ve çözümü ne yazık ki olmayan dış politika sorunumuz ortadan kalkacak.
diyeceksiniz ki, neden rumların nüfuz olarak fazla olduğu bir durum söz konusuyken bu birleşmeyi istiyoruz. şöyle, evet adada rum nüfusu şimdilik daha fazla, ancak 25 sene içerisinde türkler daha kalabalık bir hale geleceği herkes tarafından da bilinmekte.
Zaten Türkiye dışında resmen tanıyan yoktur, de facto (fiili) olarak kabul edenler vardır. Uluslararası toplum tarafından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halen "de jure"(hukuki) olarak Kıbrıs Cumhuriyetine bağlı olarak kabul edilmektedir.
Kıbrıs resmen üvey evlat muamelesi görüyor. Diğer ülkelerin kktc'ni tanımamasını anlarım ama türk devletlerinin tanımaması abes kaçıyor.
Götleri sıkışınca türkiye'ye sığınan türk devletleri bu tür durumlarda bizleri yalnız bırakıyor. Sanırım bu tür politik olaylar birazda ülkelerin liderleriyle alakalı bir durum..
dağlık karabağ sorunu sahada çözülmüş gibi gözükse de kapalı kapılar ardında.. henüz çözülmedi. Fransa'nın dağlık karabağ'ın bağımsızlığını tanıma niyeti hala sıcak.