ayın arka yüzü

entry7 galeri0
    1.
  1. ayın görünmeyen yüzüdür. çünkü biz dünyadan ayın hep aynı yüzünü görmekteyiz. kimi olayların arkasında saklı gerçeği anlatmak için kullanılan sözlerdir.

    (bkz: the dark side of the moon)
    (bkz: madalyonun öbür yüzü)
    4 ...
  2. 2.
  3. fikret başkaya, reklamlar konusunda ayın arka yüzünü göstermeye çalışarak bizi kimi gerçeklerle yüzleştirmeye çalışıyor; belki de bir göz atmak isteyen olur: (#5514044)
    2 ...
  4. 3.
  5. başımızı kaldırıp yukarı bakmaya çalıştığımızda bazı yayın organlarını hemen fark edemeyebiliriz çünkü onlar kendilerini ayın arka yüzünü görünür kılmaya adamışlardır;

    - 1971'de çıkan, 9 martçıları da kapsayan, kemal bisalman üretimi muhalif dergi için: (bkz: ortam);
    12 martçıların kapatmasıyla isim değiştiren (1971), dergi iken baskılar sonucu kapanıp günlük gazeteye dönüşen muhalif dergi ve gazete (1972) için (bkz: yeni ortam);
    - 1973 seçimleri öncesinde çıkan ankara kaynaklı günlük gazete için: (bkz: yenigün)
    - 1977'de, disk'in (disk adına kemal türkler'in) sahibi olduğu, tkp çizgisinde, biraz fazla dar alanda kısa paslarla çalışan, işçilerin sorunlarıyla uğraşmayı başarmış ama bir kez bile ülke gündemine oturmayı başaramamış gazete için: (bkz: politika);
    - dinç bilgin'in elindeyken sabah grubu tarafından sol, liberal kesim için çıkarılmış, bu alanda bir tarz oluşturmayı ve birikim sağlamayı başarmış, tekelci basının içinde olup "bağımsızlık" şarkısı da söyleyebilme illüzyonuna dair, sahibinin sorunları nedeniyle ömrü biraz kısa olmuş gazete için: (bkz: yeniyüzyıl);
    - yeniyüzyıl'ın çıkışının duyulmasıyla doğan grubunun aceleyle verdiği yanıt niteliğindeki benzeri tarzdaki gazete için: (bkz: radikal)
    - yeniyüzyıl yerine yeni bir hamleyle aynı grubun çıkardığı benzeri yayın için: (bkz: yenibinyıl)
    - aziz nesin önderliğinde, başka umutlarla çıkarılmış, tekel dışı basın olmayı hedeflemiş, öyle olmuş ama gerçek anlamda gazete olmakta zorlanmış gazete için: (bkz: birgün)

    ve

    şimdiye dek bu kulvarda oluşmuş en demokrat duruşlu, muhalif gazetelerin en geniş kapsamlısı, en büyük tirajlısı, en dişisi, en dişlisi, en cesuru, en anti-militaristi, en sivili, en çok kültürlüsü;

    azınlıklar, aleviler, kürtler, başörtülüler, sivil itaatsizler, homofobi karşıtları, her çeşit darbe mağdurları, faili meçhul yakınları, ergenekon karşıtları için ayın arka yüzünü en iyi aydınlatmış, ülke gündemini belirlemeyi başarmış hakiki gazete için: (bkz: taraf)
    3 ...
  6. 4.
  7. mutlaka markopaşa'nın da içinde bulunduğu bir tefrika silsilesinin görünür kıldığıdır.
    1 ...
  8. 5.
  9. taraf yazarı etyen mahçupyan zihin dünyamızı zorlayan bir yazı yazmış. insanın aklına neler getiriyor... oysa biz küçük dünyamızda mutlu biçimde milli, milliyetçi, azıcık türkçü, azıcık ırkçı yaşayıp gidiyorduk. sen çık beynimizi karıştır. zorla bize ayın bir de arka yüzü var, sana sunulan, ezberletilen "gerçek" sandığın şeyler, tam da öyle değil. bir de istersen şöyle bak... gibi şeyer söylüyor.

    "Eğer devlet siyaseti mümkün kılsaydı Kürt meselesi şimdiye kadar çok daha barışçı bir mecraya girmiş ve bugünkü konjonktürle şu anda Türkiye bütünlüğünü yeniden sağlamış olurdu. Ne var ki siyasete izin verilmedi, çünkü bu devlet bizatihi siyaseti hiçbir zaman hazmetmedi, ondan hoşlanmadı, siyaseti ve dolayısıyla toplumu bir tehdit olarak algıladı. Aslında dağa çıkmış olan devletin kendisiydi... Şimdi geri dönen de PKK'lılar değil, devletin kendisi."
    yazının tümünü okumak ve ayın arkasından haber almak isteyenler bakabilir: http://taraf.com.tr/makale/8129.htm

    (bkz: teröristlerin dağdan inmesi)
    (bkz: devletin dağdan inmesi)
    (bkz: ordunun dağdan inmesi)
    (bkz: etkin pişmanlık)
    (bkz: devletin etkin pişmanlığı)
    2 ...
  10. 6.
  11. geçmişte biliyorsunuz bol miktarda sınır ötesi harekat yaptık. bu harekatlar içte ve dışta epeyi işe yarıyordu. neydi bunlar?

    1. sanki sorun sınırların dışındaymış da asıl tehlike oradan geliyormuş izlenimini kuvvetlendirmeye yarıyordu. devlet, bunu hem bm'i hem de iç kamuoyunu -dolayısıyla aslında kendisini de- aldatmak için bol bol kullandı.
    2. ordu bu harekatlar sayesinde düşük yoğunluklu bir sıcak savaş içinde tutuldu. en son teknolojiler, en son silahlar, en gelişkin helikopterler, gece görüşlü dürbünler bu "savaş"larda kullanıldı. böylelikle ordu, dünyadaki en etkin ordular arasına girmiş oldu. ha bu arada zayiat olmadı mı? oldu tabii. kürtlerden ölen zayiat bile sayılmazdı. gencecik türk gençleri ise eğitim zayiatı kaydedildi. başını örteni, namaz kılanı askere almayanlar şöyle dedi: "bir de bu gençleri şehit sayarsak, annelerin babaların isyanını da önleriz." ve öyle yaptılar da. inancı kuvvetli halkım yaşanan bir iç savaşı böylece sineye çekti.
    3. bu harekatlar sayesinde her türlü demokrat, ilerici, yenilikçi, değişimci, reformcu, statükoyu bozan girişimin önüne de barikatlar çekilmiş oldu. asıl olsa medyada ordunun hınk demecibaşları epeyi vardı. o sayede halkı da yönetmek pek zor olmadı.

    ama kimileri için üzgünüm, şimdi dünya değişti:

    1. halen süren derin ekonomik kriz petrolcüleri ve silahçıları değil, bilgisayarcıları başta abd olmak üzere dünyada yeniden öne çıkardı.
    2. obama bu yüzden seçildi. artık savaş değil barış karlı bir iş.
    3. türkiye'de, koçlar, sabancılar yeni duruma uyum sorunları yaşıyorken, küreselleşen yeni bir sermaye kesimi * zaten bir süre önce öne çıkmıştı.
    4. eskinin partileri silindi, yenilerin sözcüsü olarak yenileri belirdi. *
    5. ab yolunda zorunlu ilerleyişiyle hem sermaye hem partileri ve hem de onlara inananlar küreselleşiyor.
    6. eskinin kalıpları, statükonun duvarları bir bir çatlıyor. bunu göremeyen, gerçeği okuyamayanlar telaş içinde ergenekon'a sarıldı ama o da boşa çıktı. türkiye, tarihinde ilk kez asker-sivil darbecilerini yargılamaya başladı.
    7. açılımlar dönemi geldi. doğru olan buydu. kimin yaptığı ya da yapmak zorunda olduğu değil nasıl yapıldığı önemliydi.
    kürt açılımı diye bilinen şey aslında türk açılımı idi.
    alevi açılımı denen şey aslında sünni açılımı idi.
    ermeni açılımı denen şey aslında hem türk açılımı hem de yüzleşme açılımı idi.
    kıbrıs açılımı denen şey çetrefil bir açılımdı. hem komşularla sıfır sorun, hem kendi içimizdeki rum azınlıkla barışma hem de dünya devleti olma ufkunun adımlarıydı.
    suriye açılımı, türkiye'nin kendiyle ve doğuyla barışmasının adımıydı. 86 yıldan sonra türkiye yeniden kendine güvenerek bu coğrafyaya dönüyordu. ırak açılımı da bölünme korkularının boşuna olduğunu enleyen türkiye'nin yeni politikasıydı.
    israil açılımı yine tüm bu politikaların sonucuydu. abd ve ab'den tam bağımsız değildi ama onlara da yeni tür bir politikada zorlayıcı destek veriyordu. türkiye ilk kez böylece bağımsız bir politika oynuyordu dış ilişkilerinde. kendi gayretiyle bm güvenlik konseyine de girdiği sırada, izlediği bu çizgi çok önemliydi ve hala "bağımsız türkiye" sloganını sadece slogan olarak kullananlara bir ders niteliğindeydi gelişmeler.

    8. tam bu sırada taraf diye bir gazete çıkmıştı ortaya. bu gazetenin varlığı statükocuları çok rahatsız etti. mevcut hükümet de uzun süre onun eleştirilerinden nasiplendi ama sonunda "taraf yazmışsa doğrudur" simgesi oluştu. ntv meselesi hariç taraf bu konularda neredeyse hiç haksız çıkmadı. hele son dursun çiçek belgesinin gerçek olduğunun anlaşılmasıyla da dut yiyen bülbülllerin sayısında patlama yaşandı.

    dünya iyiye gidiyor, türkiye de...

    -----------------

    neçirvan barzani'nin geri dönüşlerdeki pkk özensizliğini eleştirdiği haberlerinin geldiği işte böyle bir ortamda biz geçmişteki hayali bir haberimizin peşine düştük. böylece ayın arka yüzünü kurcalamaya yeni bir neden bulduk.

    ayın arka yüzünü, yani ayın hiç görmediğimiz, düşünmediğimiz yüzünü bize anımsatan hayali haber; biraz kafamızı karıştıran, biraz bize bir başka durumun da olabileceği konusunda uyarı gönderen, bizi acıtan haber. bu acı, daha büyük acıları engelleyecekse hoşgeldi, katlanılabilir. çünkü ne yazık ki, ne acı ki, insan hangi dünyaya kulak kesilmişse ötekine sağır.

    işte aslında hiç gelmemiş ama sağır olduğumuz o dünyadan gelmiş gibi olan haber. dikkatli okursak bugünü anlamamıza yardımcı olabilir:

    "kuzey ırak'tan sınır ötesi hazırlığı

    türkiye topraklarından doğup, kuzey ırak'ta üslenmeye başlayan pkk'dan uzun süredir rahatsız olan kuzey ırak'taki kürt güçler, son kez türkiye'yi uyardıklarını açıkladı. yakında bölgesel kürt parlamentosu'na bir tezkere sunacaklarını belirten parlamento sözcüsü, kuzey ırak'taki nisbeten sakin yaşamı bozan bu silahlı güçlerin, asıl geldikleri yer olan sınır ötesinde üslendikleri yerleri tesbit ettiklerini, türkiye yetkililerine ilettiklerini ancak yeterli desteği göremediklerini söyledi. Sözcü, ellerinde tek çare olarak sınır ötesi harekat adımının kaldığını, bm yasalarının, bu tür bir sıcak takip için izin verdiğini belirtti.

    bu kez kuzey ıraklı kürt güçlerin ciddi olduğu belirtiliyor. buna karşılık ırak içindeki dengelerin buna uygun olmadığını belirten ırak cumhurbaşkanlığı sözcüsü, bu tür bir adımın ülkenin bölünmesine yol açabileceği doğrultusunda uyardı. çözüm olarak da türkiye ile iyi komşuluk ilişkileri ve dürüst bir iç politika öneren cumhurbaşkanlığı, "kendi içimizde gerçekten demokratik olmadan gözümüzü sınır ötesine dikmemeliyiz, demokratik olmayı başaranların ise silahla, şiddetle, askerle, sınır ötesi harekatla zaten işi kalmayacaktır" dedi.

    açıklama ve tezkere hazırlığı türkiye'de ciddi bir yankı buldu. sınır boylarındaki önlemler arttırıldı."

    tam anlayamayanlar, kuzey ırak'tan değil kuzey ırak'a harekat başlıklarını tarasınlar. belki böylece işe tersinden bakıp gerçeği kavrayabiliriz.
    1 ...
  12. 7.
  13. genelde müphem kalan her şey için kullanılan betimleme.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük