Bazen atlattım diyorum gülüyorum. Sonra duraksıyorum bi an: gülmeye hakkım yokmuş gibi geliyor. Bi daha aynı duyguları yaşayamam gibi, ikimizde hep üzgün kalırız gibi.. Ama her gün azalıyor bu his, aniden yok olmasa da. Ki aşkı hissedemiyorum artık, sadece olanlara saygım, anılara özlemim var.
bir yeriniz kesildiğinde ya da bir yere vurduğunuzda ilk an hissetmezsiniz acısını ya sıcağı sıcağına, ilk başta böyledir.
bir kaç gün geçmeye başlayınca, değer verdiğiniz biri ise ayrıldığınız süreç;
önce ufak tefek (evinizde unutulmuş bir saç tokası mesela) ayrıntılar cız ettirir içinizi, daha sonra anılar iyisiyle kötüsüyle çıkar gün yüzüne, karşınıza. hatıralar ne kadar çok dönerse beyninizde, o kadar zevksiz olur hayat.
alışkanlıkar daha sonrası... uzun bir ilişki ise, en son unutacağınız olan kokusu ok gibi saplanır ciğerinize. nefes daralır, günler bulutlar karanlık olmaya başlar...
insanoğlunun en önemli özelliği sanılanın aksine beyin&akıl değil her şeye alışabilmesidir. anne baba evlat ölümüne dahi alışan biz insanlar, hayat devam ediyor mantığını yavaşça oturtmaya başlar kafada.
o ana kadar ise, tüm renkler gri-siyah, kokular ise anıları çağrıştıracaktır.
sevgiyle kalın, sevgiyi bulduğunuzda sımsıkı sarılın. hayat çok kısa, kaybetmeye değmez. bizler kaybettik siz kaybetmeyin.
Hiçbir şeydir en başta. insan algılayamaz durumu. Zaten mesaj atar, arar, gelir...
3, 4, 5... 1 hafta olur hala ses seda yoktur. o zaman dank eder hem kafaya hem kalbe... içiniz daralır, istahınız kesilir, nefesler yetmiyor gibi gelir. Kendinizi eve kapatırsınız, yatar ağlarsınız sürekli falan.
1 aya duruma alışır, eski hayatıniza dönmeye başlarsınız. Alışıyor insan.