bugün

Huri'lerin Tanımı Diye Sunulan Ayet: 78/Nebe suresi 33
Geleneksel islam anlayışına göre cennete giren erkeklere 70 tane huri (Daha az olan rivayetler de vardır) ve dünyadan da dilediği 2 mümineyi eş olarak alması layık görülmektedir. Bu ifadeler gibi Hadis külliyatında erkeklere yönelik bir çok söz bulunmaktadır ama aynı külliyat, kadınlara yönelik cennetteki nitelikler konusunu zorlaştırmaktadır.

Geleneksel islam anlayışı huri kavramını dişi bir forma soktuğu için ve meallerin çoğu da bu ekolden yetişen kişiler tarafından yapıldığından, orijinal metinden uzak, bu anlayışa yakın bir meallendirme söz konusu olmaktadır.

Önce hurilerin memelerinin portakal gibi olcağı iddiası üzerine duralım, söz konusu ayet 78/Nebe suresi'nin 33 nolu ayetidir ve çoğunlukla şu şekilde meallendirilir:
"Turunç sîneli yaşıtlar (kızlar) var"
Ayetin mahiyetini abartanlar ise şu şekilde meallendirir:
"Memeleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar"
Ayetin doğru olduğunu düşündüğümüz meali ise şu şekilde olmalıdır:
"Genç ve yaşıt eşler…"
Tabi sırf bu farkı görmek için müneccim olmaya gerek yoktur, lakin "Kuran-ı Kerim eksiksizdir" ve "Kuran-ı Kerim'de çelişki yoktur" konulu ayetlere iman etmiş kişilerin rahatlıkla bulabileceği cevaptır.

"ve kevâıbe etrâbâ."
Görüldüğü gibi bu ayeti fantezileri ölçüsünde ya da geleneksel anlayışa göre meallendirenler bu iki kelimelik ayete başka başka kelimeler eklemişlerdir, dolayısıyla işimiz çok kolaydır, bu iki kelimesnin her biri için sözlüğe baksak fikir verebilir ve üstüne de biraz arapça dil bilgisi edinip ayeti kendimiz de meallendirebiliriz.

1. ve kevâibe (kevaib): genç, göz alıcı, şahane, endamlı - yüksek, yüce, kaliteli, değerli
2. etrâben (etrâb): aynı yaşta, yaşıt - tam denk

Arapçada "teraib" kelimesi göğüs omurgalarına denir, aynı kökten gelen "etrab" da yaşıt, akran manalaına gelmektedir.

Arapçada "kevaib" kelimesi de "kabe" kökünden gelir, küp (kübik) şeklinde yapmak demektir. Zaten bildiğimiz "Kabe" de bu köktür, Türkçedeki "dört dörtlük" kavramının arapçadaki karşılığı da bu kelimedir.

Bu bilgiler bize, ayeti "genç ve yaşıt eşler…" olarak vermektedir ve bunların oğlan mı kız mı olduğunu vermemektedir.

Aşağıdaki listede farklı Türkçe meallerin listesi vardır ve bunlar arasında sözkonusu ayet olan 78/Nebe suresi 33. ayet'in nasıl meallendirildiği görülmektedir. Bir kısım mealcilerin ayete dişilik veren kısmını Bold (kalın harfler) ile belirttik.

Abdulbaki Gölpınarlı: "Ve memeleri yeni sertleşmiş yaşıt kızlar."
Adem Uğur: "Göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar,"
Ali Bulaç: "Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar."
Ali Fikri Yavuz: "Aynı yaşta tomurcuk sîneliler,"
Bekir Sadak, Diyanet işleri (Eski): "(31-34) Dogrusu, Allah'a karsi gelmekten sakinanlara kurtulus, bahceler, baglar, yasitlar ve dolu kadehler vardir."
Celal Yıldırım: "(31-32-33-34) (Allah'tan derin bir saygı ile) korkup (fenalıklardan) sakınanlara kurtuluş, başarıya erişme, bahçeler, bağlar, göğüsleri yeni kabarmış yaşıtlar; dolu dolu kadehler vardır."
Diyanet işleri: "(31-34) Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır."
Diyanet Vakfı: "(31-34) Şüphesiz takvâ sahipleri için umulanı buldukları yer, bahçeler, üzüm bağları,
göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar, içki dolu kâseler vardır."
Edip Yüksel: "Genç ve yaşıt eşler..."
Elmalılı Hamdi Yazır: "Ve turunç sîneli yaşıtlar var"
Elmalılı (sadeleştirilmiş): "Turunç göğüslü yaşıt (kızlar) var."
Elmalılı (sadeleştirilmiş 2): "Memeleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar var."
Fizilal-il Kuran, ibni Kesir, Şaban Piriş: "Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar ve"
Gültekin Onan, Tefhim-ul Kuran: "Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar."
Hasan Basri Çantay: "Memeleri tomurcuklanmış bir yaşıt kızlar"
Mahmud Ustaosmanoğlu: "(Yeni büluğa erme çağında) göğüsleri henüz kabarmaya başlamış (hepsi on altısında) yaşıt eşler!"
Muhammed Esed: "Müthiş uyumlu harika eşler,"
Mustafa islamoğlu: "Dahası, dengi dengine göz alıcı eşler var..."
Ömer Nasuhi Bilmen: "Ve nar memeli, hep bir yaşta (cariyeler vardır)."
Suat Yıldırım, Süleyman Ateş: "(32-34) Onlara bahçeler, üzüm bağları, turunç göğüslü genç yaşıt dilberler, dolu dolu kadehler var."
Ümit Şimşek: "Turunç göğüslü yaşıt güzeller,"
Yaşar Nuri Öztürk: "Göğüsleri turunç gibi yaşıtlar,"

Görüldüğü gibi, bu ayetin hurileri tanımlayamayacağı konusunda oldukça derin çelişkileri barındıran mealler bulunmaktadır, zihinlerdeki huri kavramının Kuran'daki ifadeleri de farklıdır.
78 -en- nebe

meâric'den sonra inmiştir; ilk mekkî sûrelerden olup 40 (kırk) âyettir. "nebe' " haber demektir. kıyamet haberlerini ihtiva ettiği için bu ad verilmiştir.

rahmân ve rahîm (olan) allah'ın adıyla.

1. birbirlerine neyi soruyorlar ?

2. o büyük haberden mi ?

3. (inanıp inanmamakta) ayrılığa düşmektedirler.

4. hayır! anlayacaklar!

5. yine hayır! onlar anlayacaklar!

6. biz yeryüzünü bir döşek, yapmadık mı?

7. dağları da birer kazık .

8. sizi çifter çifter yarattık.

9. uykunuzu bir dinlenme kıldık.

10. geceyi bir örtü yaptık.

11. gündüzü de çalışıp kazanma zamanı kıldık.

12. üstünüzde yedi kat sağlam göğü bina ettik.

13. (orada) alev alev yanan bir kandil yarattık.

14. sıkışan bulutlardan şarıl şarıl akan sular indirdik.

15. size tohumlar, bitkiler, yetiştirmek için

16. ve ağaçları(birbirine) sarmaş dolaş bahçeler.

17. şüphesiz hüküm günü vakit olarak belirlenmiştir.

18. sûr'a üflendiği gün, bölük bölük allah'a gelirsiniz.

19. gökyüzü açılır ve orada pek çok kapılar oluşur;

20. dağlar yürütülür, serap haline gelir.

21. şüphesiz, cehennem pusuda beklemektedir.

22. azgınların barınacağı yerdir (cehennem).

23. (azgınlar) orada çağlar boyu kalacaklar ,

24. orada bir serinlik ya da (susuzluk gideren) bir içecek tatmazlar,

25. kaynar su ve irin (tadarlar).

26. ancak (dünyada yaptıklarına) uygun karşılık olarak.

27. çünkü onlar hesap gününü (geleceğini) ummazlardı.

28. bizim âyetlerimizi yalanladıkça yalanlamışlardı.

29. biz ise her şeyi bir kitapta sayıp yazmışızdır.

30. tadın! bundan sonra yalnızca azabınızı arttıracağız.

31. şüphesiz takvâ sahipleri için de başarı ödülü vardır.

32. bahçeler, bağlar,

33. göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar,

34. ve içki dolu kâse(ler) .

35. onlar orada ne boş bir lâkırdı ne de yalan işitirler.

36. bunlar rabbinin yeterli bir bağışı, mükâfatıdır.

37. o, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların rabbidir. o, rahmândır. o gün insanlar o'na karşı konuşmaya yetkili değillerdir.

38. ruh (cebrail) ve melekler saf saf olup durduğu gün, rahmân'ın izin verdiklerinden başkaları konuşmazlar; konuşan da doğruyu söyler.

39. işte o, kesin olarak gelecek gündür. o halde dileyen rabbine varan bir yol tutsun.

40. biz, yakın bir azap ile sizi uyardık. o gün kişi önceden yaptıklarına bakacak ve inkârcı kişi: "keşke toprak olsaydım!" diyecektir.

tüm ayet bu şekildedir çelişinin nirvanasıdır.

22. azgınların barınacağı yerdir (cehennem).

23. (azgınlar) orada çağlar boyu kalacaklar ,

33. göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar,

34. ve içki dolu kâseler) .

(bkz: beyin not found)ayrıca (bkz: allahın tehditkar olduğu gerçeği)

bellidir ki incilin değiştirildiği tevratın değişirildiği gibi bizimki de erkekler tarafından değiştirilmiştir.
yaratıcının adeletsiz olacağı düşünülmemelidir .