gün itibariyle kanal gezerken ebru şallı'nın programında denk geldiğim 47 (yazıyla kırkyedi) yaşındaki insan.
kendisi 1981 (yazıyla bindokuzyüzseksenbir) yılında türkiye güzeli seçildiğinde sözlüğümüzün dünyalar kuran, akabinde yıkan, sonrasında tekrar kuran hırçın bünyeleri daha ana rahmine bile düşmemişti.
lakin o, o kadar (değişik) güzeldi ki zamana çivilenerek bir çocuğun aşkını onyıllar ötesine taşımayı başarabilmişti.
mütevazılığı, hayvanseverliği, domestikliği.. yani komple hanımefendiliği ile yıllar sonra yeniden aşık etmişti-r kendine. bu kadar da... olmasaydı keşke...*
ha gülüşünü sona bıraktım; ki çok sona bıraktım, yazmamak üzere "güneş gibi" diye başlayıp kendi içimde bitireceğim, evet..
klişe rollerin, klişe oyuncusu. hep namuslu, hep bi ağlamaklı, hep dürüst.
arkadaşım bir insan yıllar yılı aynı saç modelini taşır mı? bu taşıyor. aynı renk boyayı kullanır mı? bu kullanıyor. makyajı bile 1980 lerden kalma, kadın da hiç bir şekilde ilerleme yok.
oldukça sıradan ve kezban bulduğum, ananelerin çok sevdiği namus timsali kadın.
nedense hakettiği değeri bir türlü bulamamış, içindeki cevheri açık ve net bir şekilde sergileyememiş, bir nevi kendini güzel pazarlayamamış çok güzel çok başarılı bir oyuncudur benim gözümde.
melankoli en çok aydan şenere yakışır.
buğulu ses tonuna ayrıyeten hastayım. çok asil de bir havası var, ama dediğim gibi nedense fenomen olabilecek kıvamdayken hep geri planda kalmıştır.
Çocukluğumda yeşilçam da 6-7 tane filmini izleyip içimde küçük bir hayranlık beslediğim oyuncu. Kerem alışık'la oynadığı filmleri çok güzeldir. Ayrıca toprak sergenle oynadığı ay ışığında saklıdır izlenmesi gereken filmlerdendir.