aya ilk gidiş

    1.
  1. houston...
    ki rahmetli turgut özal ın ameliyat olduğu şehirdir...
    bu şehir bugüne kadar ne böyle bir kalabalık ne böyle bir heycan görmedi.
    herkes ordaydı...köfte ekmekciler, sucukcular, limonatıcalar, şıkşıkcılar, barbutçular, cepciler, cep telefoncuları...
    kimi ararsan? hepsi heycanla nefeslerini tutarak gözlerini apollo 11 uzay gemisine dikmişler, ulan bu mu aya gidecek diyerek tırnakalrını yiyorlardı...

    10,
    9,
    8,
    7,
    5,
    4,
    3,
    2,
    1,
    ateeeeşşşş!!!

    yeri göğü kavurarak o demirden külçe, trenden yarımdan cihaz semaya uğurlandı. "herkez ooo mamamiya aya gidiyoruz" diye çığlık çığlığa bağırıp, ıslık çaldılar.
    ama ıslık sesleri uzaya ulaşmadı.
    akabinde ve detayında apollo 11 gözden kaybolup uzaydaki yerini aldı.
    menzili aydı. yani ingilizcesi kamer... *
    bu önemli görev için üzerine naylon kıyafetleri, kafasına motorsiklet kasklarını giyip ağzına borular takan neil amstrong uzay gemisinin aya demir attığını görünce gözlerine inanamadı.
    "şerefsiz evladıyım ben bu kadar sürede minübüsle sarıyere bile gidemiyorum be şu teknolojinin gözünü seveyim!"
    dedi.

    genede şımarmaya meydan vermeden o geminin dev kapısını tedbirli bir şekilde açtı.

    "ne olur ne olmaz kardeşim bilmediğim yerler hırlısı var hırsızı var şu gurbet ellerinde boşu boşuna niyazimi olalım!" dedi.

    merdivenlerin trabzanından tuttu. ufak ufak etrafı kese kese aya adımını attı. adımını ilk attığı anda hemmen ellerini beline koyup pozunu verdi. mavi yerküremiz dünyaya döndü.

    "heeeyyt ulan dedi, tarihe geçtim tarihe. aya ilk adımını atan adam ben oldum kardeşim. sonra sovyetler birliğine doğru şöyle bir baktı. hooop bulaşık yuri gagarin gördün mü he gördün mü?" dedi.

    bir kaya gördü,
    caka sata sata, sallana sallana, zıplaya zıplaya o kayanın üstüne tünedi. çıkardı çorabından halis muhlis bitlis işi kaçak sarma cigarayı, vurdu kibritin kavına ondan sonra tuttu ateşini dünyaya...
    ulan dedi ulan, yakayım mı lan sizinde cigaranızı burdan?
    cigarasından bir nefes çekti,
    başladı türküsünü söylemeye,

    kah çıkarım gökyüzüne seyrederim alemi...
    bir efkar bastı bir içlendi...
    anne be dedi anne...
    sen bana bakkala bile gidemezsin diyodun, komşunun oğlu simith devlet memuru oldu, sen bir sigortalı işe bile giremedin diyodun, aloo burdan aydan bakıyorumda o simith i göremiyorum nerde o huuu ? diye kendi kendine keyiflendi.

    derken ay taşıda olsa taşa oturdugundan naşi bide gelirken yolda pencereden kolunu molunu çıkarmış, üşütmüş kardeş, biraz şöyle kıvrandı bi buruldu ulan dedi bir benzinlik olsaydıda bi teaşşur etseydik bari.

    adam astronot mastronot ama her fani gibi insan kardesim. eee sıkıştı, tenha bir yer ararken, ulan dedi şimdi burdan aşağıya bıraksam dünyadakiler yağmur yağıyo zannedeceler ayıp olacak,
    hemen uzay mekiğinin alaturka helasına koşturdu, "iyiki de hususi yaptrmışşım valla ben alafrangaya oturamıyorum."dedi.

    tam kapıya asıldığı sırada derinlerden gelen bir ses duydu. bismillah dedi. öylesine tırstı ki uzaymekiğinin merdivenlerinden koşarcasına çıktı. daha motoru bile ısıtmadan gaza yüklendi, aldı eline telsizi;

    "alo houstan alo houstan there is a problem ,there is a problem yani türkçe si agacım ben bir takım garip sesler duyuyorum ulan burda birileri olmasın" dedi.

    amstrong uzaydan döndüğü günden itibaren derinlerden gelen o sesi aradı durdu.

    çine gitti bulamadı,
    maçine gitti bulamadı,
    moskova ya gitti bulamadı,
    venedik e gitti, ıı gene bulamadı.

    en sonunda istanbul da kapalı çarşıya girecekken- uzay fobisi olduğundan açıkta dolaşamıyor- marbutçular kapasında o sesi duydu,

    allah u ekber, allah u ekber!

    "durun dedi, susun sessizlik please!"
    ya bu ses ne sesi diye sordu.
    hemen yanındaki anutçu cevapladı.
    ikindi ezanı okunuyor be kardeş.

    o günden itibaren uzaya giden herkes yanında bir seccade, 99 luk tesbih, kıbleyi gösteren bir pusula götürmeye başladı.

    ne olur ne olmaz ikindi namazını kaçırmayalım diye.

    heredot cevdet
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük