Ateistim diyebilmek için saçma başlık açmaktır. Bak şimdi cahil ateist;
Ayı kendisi bölmüyor, kendisine inanmayanlara mucize gösterebilmesi için Allah o an yardım edip ayı ikiye bölüyor. Yani peygamberin ayı bölebilmek gibi bir gücü yok. O an allah ayı bölüyor. Ha şimdi sen diyeceksin ki, Allahı ayı bölebiliyorsa düşmanlarını da yok etsin.
Acı çekmeyen savaşmayan peygamber yoktur. Hepsinin yaşam öykülerine baktığında senin kaldıramacağından daha fazla eziyet çekmişlerdir.
muhammed peygamberin ayı ortadan ikiye böldüğü iddiası kur'an değil, hadis kaynaklıdır ve dolayısıyla uydurmadır. islam'a/kur'an'a, islam dışı, kur'an dışı kaynaklar kullanarak eleştiri getirmeye çalışmak mantık hatası işlemek demektir.
tartışma için ucuz bir söylemdir. ayı ikiye bölmek mucize göstergesidir. savaşta düşmanı alakasız bir şekilde yok etmek ise orantısız güç kullanımıdır. ilk olaydaki mucize kimseye zarar vermez. ama ikincisi zarar verir. orantısız güç kullanımı diye bir şey yok. herkes özgür iradesini koyacak ve bunu gösterecek. tabii sen ergen zihniyetinle bu kavramları anlayamazsın.
He liseli ateist biz ayı eliyle ikiye böldüğüne inanıyoruz bu da sana saçma geliyor sen inanmıyorsun hepsi bu. Bravo hepimizden dahisin hemen nasıl da anladın saçmalığı öyle? aferin.
Peygamber ayı hakikaten ikiye bölecek ve oradaki birkaç gotu boklu bedevi hala ikna olmayacak öyle mi. Öyle bir şey yok. Kurandaki ay yarılması ayeti tamamen farklı bir konudan bahsediyor. Gerisi Yahudilerle peygamber yatıştırmaya çalışan eski zamanlardaki islam trollerinin goygoyu.
ben gene böyle bir muhabbette inanmayan ateist bozmalarına nasanın açıklamalarını paylaşmıştım ama gene inanmamışlardı la elin gavuru bile muntazam şekilde kesilmiş ifadesini kullanıyo sen hala boş muhabbettesin amk.
cahil muslum kardeslerimizin hic sorgulamadigi konu.
adam koskoca ayi boluyor ama at sirtinda kilicla savasa gidiyor. biraz dusunebilseler mantiksizligi gorebilecekler ama dusunmek onlara haram kilinmis tabi.
sahabelerin çocukları onların gözlerinin içine dikkatle bakarlarmış. o gözler peygamberi(sav) gördü diye. onlar da derlermiş ki onu ne gözler gördü de anlamadı. önemli olan görmek değil onun yolundan gidebilmek. o zaman insanlar mucizeleri görmelerine rağmen inanmadı. sizin inanmanız ya da inanmamanız bir gerçeği değiştirmez o yüzden bunun gerçek olması üzerine bir tartışmaya girmeye gerek bile duymuyorum.
hakiki kudret, onu eline geçirdiğin anda herkesi hizaya geçirtip hayatını karartmak değil, o kudrete sahip olarak affedebilme büyüklüğüdür; işte bunun gibi, sebebler âleminin girift yanları pek zekî insanların bile kavrayamayacağı yüksek sırlarla doludur...