bugün

Baroların seçim sisteminin değiştirmesini protesto eden ve Ankara'da sonlandırmak isteyen baro başkanlarının, Ankara'ya girişine valilik izni yok denilerek izin verilmiyor. Anayasal protesto haklarına engel konuluyor yazık.
Seyahat özgürlüğüne müdahale var açıkca.
Polisin ne hakkı var avukatların yürüyüşüne izin verilmiyor faşizm bu!
Avukatlar bile anayasal haklarını kullanırken polisten yumruk yiyorsa sahiden işimiz zor. Güzelim ülkenin geldiği noktaya bak. Yazık.
görsel
gösteri ve yürüyüş, anayasal bir haktır. kanunda yeri olan bir haktır. ama türkiye de artık muhalefete karşı bir eylem dışında, hiç bir eyleme izin verilmiyor.

komik olan ise, daha dün amerika'daki eylemlere selam eden, halk demokratik hakkını kullanıyor diyenler, bugün bunu yapıyor.
öncelikle bu polis müdahalesinin gerçekleştiği yürüyüş, büyük bir kısmı bilinçli bir şekilde taraflı ve küçük bir kısmı manipüle edilen temiz yürekli insanların katıldığı bir yürüyüştür.

lakin bu yürüyüşün nedenini ve arka planını bilmeyen vatandaşlarımızı yine her fırsatta olduğu gibi manipüle etmeye çalışanlar işbaşında anladığım kadarıyla.

neden mi söz ediyorum?

biraz uzun olacak ama şöyle açıklayayım...

ülkemizde seyfi oktay ve mehmet moğultay zamanında, yargıda mezhepçi bir kadrolaşma, alevi tahakkümü başlamıştı.

ben de bir savcının oğlu olarak bu durumdan oldukça mağdur oldum çünkü babam türkçü olduğu ve oruç tuttuğu için tayini hep şırnak, van, hakkari gibi bölgelere çıkarken alevi arkadaşları istanbul, izmir, ankara dışında yerinden kıpırdamıyordu...

ayrıca bu kemal kılıçdaroğlu'nun kankası olan mehmet moğultay'ın bir ara çalışma bakanıyken işçi emeklilerine maaşlarını geciktirmesi olayı vardı ramazan-kurban bayramlarında ve açıklaması direkt "kurbanlık alırsınız diye ödeme yok" olurdu.

görsel
görsel
görsel

kendisinin yargıda mezhepçi alevi tahakkümü ve kadrolaşmasını başlattığına ve kendi mezhebi dışında herkesi kadro dışı bıraktığına inanmıyorsanız lütfen bu yollayacağım aşağıdaki video'yu izleyin.

https://www.youtube.com/watch?v=7DPxEJxD8jM

ne diyor kendisi?

"eskiden sınavlar olurdu. sınavların yapılacağı tarih kimseye bildirilmezdi. bilinmedik gazetelerde ilanlar yapılırdı. örgütün sınava girmesini sağlıyoruz! yanlış mı yapıyoruz!"

"yapılacak en akıllı hareket kendi devr-i iktidarında örgütleneceksin... kadrolaşacaksın ve bu kadrolar günün birinde gelecek, büyüyecek ve sizin yolunuzu açacak!"

"bu örgüte kadro vermeyecekler, kime verecekler? mhp'ye mi verecekler?"

arkadaşlar örgüt dediği kim?

örgüt dediği shp.

shp aslında neydi bilir misiniz peki? hiç merak ettiniz mi? hani hep diyoruz ya, shp'leşen chp diye...

ya da shp'lileşen chp diye... her neyse.

shp aslında mezhep odaklı bir parti olup, sadece belli bir mezhebe tabi olanların etrafında toplandığı bir parti olmuştu zaman içerisinde.

ayrıca başka bir konuşmasında "örgütteki bizden olan chp'lileri almayıpta, ülkücüleri mi alalım, sünni şeriatçıları mı alalım?" demiştir.

şimdi bu nasıl oluyor yahu diyeceksiniz biliyorum.

zaman içerisinde shp darbe sonrası chp'nin içinde filizlenip, bu mezhepçi anlayışıyla kök salmıştır.

bugün bunun en somut kanıtı kemal kılıçdaroğlu, canan kaftancıoğlu, eren erdem, sera kadıgil, sezgin tanrıkulu, veli ağbaba, barış yarkadaş, şerdil dara odabaşı gibi ve sayamayacağım pek çok ismin chp'nin en yüksek mevkilerinde yer almasıdır.

ayrıca bu olay tarihimize yargıda ilk ve en büyük haksız, hukuksuz kadrolaşma olarak geçmiştir.

hala da etkisinden kurtulamadık görüldüğü üzere ne yazık ki...

aslında şuan seyfi oktay ve mehmet moğultay'ın yargıya soktuğu arkadaşları hala ırkını, mezhebini gizleyerek ve atatürkçülük maskesi altında ülkenin huzurunu kaçırarak, tamamiyle siyasi olarak taraflı bir biçimde insanları ayrıştırıyor mu, kutuplaştırıyor mu ve sizin tertemiz duygularınızla oynayarak ülkede hak-hukuk olmadığına dair söylemlerle manipüle ediyor mu diye soruyor bazı insanlar.

ayrıca diyanet işleri başkanı ali erbaş'ın kur'an'da eşcinsellikle ilgili geçen yasaklayıcı cümleleri söylediği an büyük bir kısmı alevi vatandaşlarımızdan oluşan ankara barosu'nun halkı diyanet'e karşı kışkırtması olayı da buna dayandırılıyor bilir kişiler tarafından.

ha bu arada, hüsoyeka'nın içindeki 7 kişiden 5'i alevi kökenlidir. bunun haricinde devlet sırlarını açığa çıkaran eren erdem ve terör sempatizanı selehattin demirtaş'a 50.000 tl'yi tazminat olarak devlete ödetecek kararı veren ayeme'nin başındaki isim de zamanında mehmet moğultay ve seyfi oktay'ın çok sevdiği bir isimdir. Bir şekilde yükseklere gelmeyi başarmıştır.

(bkz: yargıda alevi tahakkümü/#43255242)

(bkz: mehmet moğultay/#43256117)

ayrıca metin feyzioğlu'na da gereksiz yere fazlasıyla yükleniyorlar bu sizleri manipüle etmeye çalışan insanlar ve bu benim sinirimi oldukça bozuyor açıkcası.

çünkü kendisi turhan feyzioğlu gibi atatürkçülüğü özüne kadar doğru anlamış ve yaşamış olan eşsiz bir dedenin eşsiz bir torunudur.

kendisi de aynı dedesi gibi ulu önder atatürk'ün izlerinden gitmekte ve ilkelerine son derece uymaktadır.

hayatı fetö ouroboros çocuğu yılanlarıyla mücadeleyle geçmiş ve de bunun üstüne o yılanın zehrine panzehir bulunduktan sonra yargıdaki öteki mezhepçi tahakkümü bitirmeye ant içmiş bir isimdir.

yani uzun lafı kısası anlayacağınız, fetö denilen ouroboros çocuğu yılanlara panzehir bulunmuştur ama şu an çok daha büyük bir yılanın başını ezmeye çalışıyor birileri anladığım kadarıyla. Herhalde hüsoyeka ve ayeme hala bu mezhepçi tahakkümü dayatan insanların elinde diye midir? Öyle bir şey var mıdır? Düşünün.
Keşke polis olsaydım. 100000 lira civarı borcum vArdı icralık olduk neyse alacaklıyla anlaştık borcun büyük bir kısmını verdim adam davayı çekecek karşı tarafa çek verilmiş hapis cezası var dava sonunda. Avukatlık ücreti dışında 10000 tl para istedi avukat ulan dedim “yok yok” “ben anlamam“ dedi yavşak avukat Neyse alacaklı 5000 verdi bende harç borç 5000 buldum kurtuldum.
Bu avukatlara değer. Daha doğrusu bu memleketin avukatına müstehak.
Bir gün herkes bu zorbalığa maruz kalacak.
Henüz sıra sana bana veya öbürüne gelmedi hepsi bu.

Bunun neyini eksilediniz acabağğğ?
Seyfi Oktay ve Mehmet Moğultay'ın Fetö denilen ouroboros çocuğu yılanlardan önce yargıda mezhepçi alevi tahakkümünü başlattığını bilmeyen insanların duyar kasacağı durum.

Çok güzel bir şekilde de işin aslını açıklamışım ama bizim insanlarımız uzun bir şeyler okuma alışkanlığına sahip olmayan canlılar olduğu için bir kukla gibi oynatılıyor ve kolayca manipüle ediliyor ne yazık ki.

Ne olur şu alttaki entry'i baştan sona okusanız ve iki cümleyle sürekli mal mal etrafa bakarak lama gibi tükürmekten öte gidemeyen insanların ötesinde farklı bir bakış açısı görseniz ha?

Çünkü buna ihtiyacı olduğuna inandığım insanlar var ve siz de büyük ihtimalle bunlardan birisiniz.

(bkz: avukatlara polis müdahalesi/#43540516)
Konuyu salak saçma yerlere getirmeye gerek yok. Açıkladım birkaç saat evvel;

https://m.uludagsozluk.com/e/43538860/

Ortalama zekalı bir vatandaşsanız anlarsınız burada yapılan yanlışı.

insani olarak da hukuki olarak da uygulama doğru değil.

Yani düşünün hava güzel, şişli den beşiktaş a yürümek istiyorsunuz, ama bjk girişinde kaymakamlık talimatı var otobüsle girebilirsiniz ama yürüyemezsiniz diyor. Sizce bunun mantıklı yanı var mı? Var diyorsanız akıl sağlığınızda sorun olabilir demektir.

Kaldı ki bu bir toplu yürüyüş değil, hanolsa bile toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmak izne değil bildirime tabidir. Merak eden anayasayı açıp bakabilir.

Çok zor değil yani anlamak işinize gelmiyorsa o ayrı tabi.
Avukatları yağmur altında bekletmişler Mansur Yavaş beyin onlar için getirdiği çorbaların dağıtımına bile izin verilmemiş resmen utanç verici.