bir çeşit şişirme ve kendini bir yandan bulutların üstünde bir yandan yerin dibinde görme durumudur.
"Yıllardır hep aynı hikaye bor'umuz var altınımız var hep aynı " eleştirisini kıyasıya hakeden durumdur. dünün bugünün ve yarının büyüklerinin hep dilinde varolan ve varolacak zımbırtıdır (bkz: avrupa nin en fazla altin rezervine sahip ulkesi) yalanı.
bugün okuduğum bir habere göre; yastık altındaki 5000 ton + yerin altındaki 6500 ton ile türkiye dir. yerin altındaki altının çıkarılma ve işlenme maliyeti 21,5 milyar dolar ülke ekonomisinin kazanımı ise yüz milyarlarca dolardır. altın ile ilgili entry i girmişken aklıma gelen ve türkiye deki altın rezervleriyle yakından ilgilenen alman vakıflarıyla ilgili ciddi araştırmalar yaparken suikasta kurban gitmiş olan (bkz: necip hablemitoğlu)nu da rahmetle analım.
bu ak partisi memleketin üstünde ne varsa sattı. satacak bir şey kalmayınca altındakilere yöneldi. tabi o altın çıkartılırken doğaya ne zararlar verildiği umurlarında değil.
lozan barış antlaşmasında bor madenleri gibi bu madenlerinde işletme hakkımızı malesefki alamamızdan kaynaklanmaktadır. yoksa turşusunu kuracak değiller ki hükümetlerin altın çıkarmama gibi bi üşengeçliklerinin olduklarını sanmıyorum. elleri kolları bağlı olmasa başbakan en önce tırnaklarıyla kazır bulur o altınları kanımca.
"altın rezervine sahip avrupa ülkesi türkiye"
"işsizlik oranı giderek yükselen asya ülkesi türkiye"
"açlık sınırının gün be gün arttığı afrika ülkesi türkiye"
avrupa birliğine girmesi mümkün olmayan, "asya ülkesi" şeklinde tabir edilen türkiye.
gündem ve tarih nasıl da birilerinin hayrına işliyor.
6500 ton altının bir ılda piyasaya sürülmesiyle altın fiyatlarının taban yapacağını düşünmek gerekir ki yılda 6500 ton altın çıkarmak mümkün değil gibi gözükmekte nerde yazarsa yazsın resmi olmadıkca inanılacak bi rakam değildir. 6500 kg dir o.
dugunlerde taki takma gelenegi yuzunden turkiye'dir. zengin fakir butun sosyal kesimden ailenin dugununde ceyrekler, yarimlar, tamlar, bilezikler, setler vs. takilir. sanra bu altinlar yastik alti rezervine dahil edilir.
vatandaşları uyutularak dünyanın en çok sömürülen ülkesidir. işin acı tarafı ise bu ülkenin genç vatandaşları aslında uyumamakta ancak çareyi birbirine internetten "hadi uyanalım bakın bizi sömürüyorlar" temalı elektronik postalar atarak aramaktadır.
bilinen bir gercek vardir ki o da turkiye deki bircok dogal kaynak gibi altinin da bazilari tarafindan somurulmek istenmesi. siz bosuna mi sandiniz o bergamali asretiks amca ile teyzeleri. siyanur falan hikaye, bilen bilir almanlarin bir sozu vardir : turk madenleri turkelere birakilamayacak kadar degerlidir diye. ozellikle altinin uzerinde almanlarin buyuk emelleri vardir, binbir yolla bu altinin uzerine konmaya calismakatadirlar, iste bu yuzden cevreci takilan kurumlari destekleyip altin uretimini engellemeye calismaktadirlar.
avrupa'nın en fazla isletilebilir önemli miktarda altin rezervine sahip oldugu halde, bunlardan yararlanamayan dünyadaki tek ülkedir.
bilinen altın sahalarının devreye alınması halinde yıllık 6500 ton ve daha fazlası bir üretim yapılabileceği tahmin edilmektedir. bu 6500 ton para ile kaç para diye hesaplama yapacak olursak çıkan rakam 70 milyar dolar olur ki, 1 milyar dolarlık hibe için hava sahasını "emperyalist köpeklere" açan bir memleket için bu rakam fazlaca iyimserdir.
türkiye'deki altın madenlerinin "esir madenler" statüsünden bir an önce kurtulması ile bu 70 milyar dolar rakamı yaratacağı katma değerler ile 300-350 milyar dolar seviyesine pekala çıkabilir.
ne yazık ki "kaynak mabadım" demeyi çok isterdim ama bunlar acı gerçekler.
