-Üzerinde döndüğü ve kendisini taşıyan milden bağımsız olarak çalışan mekanizma.
-ünlem olarak; Kıyıya dayanılarak sandalın açılması için kürekçilere verilen komut.
-denizcilik'te; Bir geminin başka bir gemiden veya kıyıdan açılması.
anımsıyor musun?
bir çetemiz vardı: Vahşi Siyah Atlar
ısmarlama serserilikler yaşardık
kimselere bir şey demeden kaçıp gitmeler gibi
sokaklarda sabahlamak, parklarda yatmak
yabancıları mahalleye sokmamak gibi
Ve bir gün gideceğimiz Amerika vardı
herkesin bir Amerika'sı vardı o zamanlar
herkes gece istasyonlarında
kendi Amerika'sını arardı
kısık ışıklı arkadaş odaları
plağın bir yüzünü kaplayan uzun parçalar eşliğinde
kendi rüyalarımıza dalar, dağılırdık
okyanuslar, gemi yolculukları, kanayan ıslıklar
ve dünyanın bütün limanları
önümüzde sessizce uzardı
BiTERDi PLAK. DiSK BOŞA DÖNERDi.
DÜŞLERiMiZ ÇARPIP GERi DÖNEN SULARDI ŞiMDi
BÖYLE ZAMANLARDA iLK SÖZÜ SÖYLEMEKTEN
KAÇINIRDI HERKES
SONRA BiRi USULCA KALKAR, HERKESE ÇAY KOYARDI
ANIMSIYOR MUSUN?
Vahşi, siyah atlardık
kentin ışıklı çöllerinde kendi izini arayan
deri ceketlerimize sığdırdığımız düşlerimiz kadar
aşık ve düşmandık
dünya acıtırdı bizi, herşey kanatır, herşey yaralardı
sevişmek çekip çıkarmazdı bizi derinliğimizden
öfkemizi dindirmezdi hiçbir şey
geceleri uyumayan çocuklardık,
otobüs garlarında uzun maceralar umar
apansız yolculuklara çıkardık
uykulu kentlere girerdik gece yarıları
ıssız ağaçlar olurdu yol kenarlarında
gökyüzünde parlak yıldızlar, her yere aynı uzaklıkta
sarhoş bindiğimiz otobüsün penceresinden
sanki bambaşka bir dünyaya bakardık
sonra saklayarak yüzümüzü birbirimizden
yumruklarımızı sıkar, sessizce ağlardık
ışığı açık kalmış pencereler, kepengi örtülü dükkanlara,
yaz bahçelerinden taşan çiçeklere,
adını bile bilmediğimiz bu kente
neye olduğunu bile bilmediğimiz bir hasretle
uzun uzun bakardık
anımsıyor musun?
ahh o gece yolculukları
bir başka kente, bir başka insan olmanın umutları
kaç yol arkadaşı kaldı şimdi geriye
gençliğin ilk acılarını birlikte keşfettiğimiz
kaç yol arkadaşı?
sürüyerek götürdüğümüz dargın beraberlikleri saymazsak
ne kalıyor elimizde?
ölenler,
terkedenler,
bir de telefonları, adresleri, kendileri değişenler
vahşi siyah atlardık; yılkıya bırakıldık
içimizden kimse gidemedi Amerika'ya
kendi Amerika'sı da olmadı hiçbirimizin
yağmur aldı
rüzgar aldı
zaman aldı
o vahşi siyah atları
herşey o eski rüyada kaldı
çarpıp geri dönen düşlerimizin üstünde
çürümüş cesetleri yüzüyor şimdi vahşi siyah atların
öldükleri sahilleri kendileri de bilmiyorlar
peki, sen anımsıyor musun?
bugün teknik serviste * elemanlarla tesadüfen rastladığımız kekilli şarkısı. avara kelimesinin anlamını uzun bir süre aramızda tartıştıktan sonra internetteki aramalarımızda sonuç vermeyince, anlamsız anlamsız* eşlik etmeye devam ettiğimiz parça.
muhteşem bir şarkıdır. Şarkının girişi olsun, murat kekili'nin "beni dünyada avara" diyişi muhteşemdir.
Yeter olsun yeter olsun
çok ağlattın yeter olsun
O kızıl saçlarını çözen
benden beter olsun
Karadır kaşların kara
sineme açtın yara
Beni dünyada avara
eden bin beter olsun
Ah güzel geçersen bir elime
çekerim seni yemine
Benim şimdiki halime
gülen bin beter olsun
Karadır kaşların kara
sineme açtın yara
Beni dünyada avara
eden bin beter olsun.