rıza nur denilen atatürk'e aşık olan, hayatının bir kısmını fransa'da eşcinsel yataklarında geçirmiş olan, o zamanın tabiri ile "ibne" biridir. tabi bunu ben demiyorum, o zamanlar erkek eşcinselliğinin adı da "ibnelik"tir. rıza nur doktor falan değil, türkiye cumhuriyeti'ni entrikaları altına almaya çalışan amerikan uşağı bir kadınsı erkektir.
büyük ihtimal doğrudur. çünkü çok yakınındaki insanlardan birinin anılarında yazar. adam niye bu konuda yalan sıksın ki. ama o sırada bir bilinçkaybı oluşmuş bir halisülasyon görüyor da olabilirdi kendisi.
Tabi canım. Hatta kendisi 9 yaşında kuranı hıfzetti. Soyu hz. Hüseyin'e dayanır, seyyiddir kendisi paşanın. Aynı anda birçok yerde görüldüğü söylenir. Asrın kutbu olma ihtimali yüksek.
demiş olması, ağır yobaz arkadaşların çok zoruna gideceği için, maval, masal, yalan diye saldırmaktadırlar hemen. arkasından sövdükleri, nefret ettikleri birinin, kendilerinden daha üst bir mertebede olabileceğini kabullenemezler.
çok dua ve ibadet edin de, sizin canınızı almaya da selam vererek gelsinler.
Kutsal kitap söyle der: “Melekler, onların canlarını iyiler olarak alırken, ‘selamün aleyküm! yapmış olduğunuz iyi işlere karşılık cennete girin’derler.” (Nahl/32)
Kutsal kitap söyle der: “Melekler, onların canlarını iyiler olarak alırken, ‘selamün aleyküm! yapmış olduğunuz iyi işlere karşılık cennete girin’derler.” (Nahl/32)
8 Kasım 1938. Mustafa Kemal, uyanır. Saate bakar göremez.
Hasan Rıza Soyak’a sorar. “Saat kaç?”,
“7.00 efendim” Aynı soruyu birkaç kez daha sorar.
Soyak, cevabı tekrar ederek, saatin 19.00 olduğunu söyler.
Soyak, “biraz rahat ettiniz mi efendim?” diye sorar. Gazi “Evet” der.
Doktor Neşet Ömer irelp, dilini çıkarmasını ister.
Mustafa Kemal dener. Ancak sonra dilini geri çeker.
irelp’e dikkatle bakar ve son olarak “Aleykümselam” der.
30 saat süren komadan hiç çıkmaz ve 10 Kasım saat 09.05’de kalbi durur.
“Melekler, onların canlarını iyiler olarak alırken, ’selamün aleyküm! yapmış olduğunuz iyi işlere karşılık cennete girin’derler.” Nahl/32
“iyiliklerini içeren kitabı sağ tarafından verileceklere, melekler: ‘SELAMÜN ALEYKÜM derler.”
Vakıa Suresi 90,91
insanın karşılaşacağı ölüm gerçeğinin son saniyeleri geldiğinde, o sırada yanında bulunanlardan Dr. Neşet Ömer bey “Dilinizi göreyim efendim. Lütfen dilinizi dışarıya doğru çıkartın” diye telaşlanırken, Atatürk, Dr. Neşet Ömer beye bakarak “VE ALEYKÜM SELAM” diyerek gözlerini kapatmıştır.
Kılıç Ali’nin Anıları Sh 659.
Hulusi TURGUT
Peki, o sırada Atatürk’ün yanında bulunanlar telaş ve çaresizlik içerisinde kıvranırlarken ve hiç gereği yokken Atatürk’ün “VE ALEYKÜM SELAM” demesinin anlamı ne olabilir diye bir soru akla gelebilir. Böyle bir sorunun yanıtını Kur’an ayetlerinden öğrenelim.
işte Kur’an’ın söyledikleri:
“iyiliklerini içeren kitabı sağ tarafından verileceklere, melekler: ‘SELAMÜN ALEYKÜM derler.”
Vakıa Suresi 90,91
insanın karşılaşacağı ölüm gerçeğinin son saniyeleri geldiğinde, o sırada yanında bulunanlardan Dr. Neşet Ömer bey “Dilinizi göreyim efendim. Lütfen dilinizi dışarıya doğru çıkartın” diye telaşlanırken, Atatürk, Dr. Neşet Ömer beye bakarak “VE ALEYKÜM SELAM” diyerek gözlerini kapatmıştır.
Kılıç Ali’nin Anıları Sh 659.
Bunak dedelerinin anlattığı kıçından uydurulmuş sacmalıklara inanan çoğunluğun, buna inanmıyor oluşu veya "olsa bile ne olmuş" şeklindeki kaypak tavrı gerçekten çok ilginç.
Şimdi bazı arkadaşlar var selamün Aleyküm-Aleyküm selam şeklindeki selamlaşmaya şiddetle karşılar. Asla bu şekilde selamlaşmıyorlar, verilen selamı almıyorlar falan.
Niye böyle yapıyorsunuz diye sordugumda, arapça kardeşim biz türküz, Bu ülkede arapça olmaz diyorlar.
Hadi Buyrun...
Atatürk'ün son nefesinde Aleyküm selam demesidir.