bugün

birçok kemalisti ve dinciyi şok eden yazıdır.

“efendiler, yine bilinmektedir ki dünya yüzünde yüz milyonluk bir arap kitlesi vardır ve bunların asya’daki kısmı arap yarımadası’nda yoğun olarak bulunur. peygamberliğe ulaşmış olan fahr-ı âlem efendimiz (hazret-i muhammed) bu arap kitlesi içinden mekke’de dünyaya gelmiş bir mübarek varlıktı. tanrı birdir ve büyüktür ve bu büyük olan allah insanları yarattığı andan cenab-ı peygamber’in ölümüne kadar onları aydınlatmak, doğru yolu göstermek için aracılarla onlarla ilgilenmiştir. allah, kullarının bir gelişmişlik noktasına ulaşmasına kadar kendi araçlarını kullanmasını tanrılığın gereklerinden saymıştır. onlara hazret-i adem aleyhisselâm’dan başlamak üzere sınırsız peygamber ve elçiler göndermiştir. peygamberimiz aracılığıyla en son dinsel ve yaşamsal gerçekleri verdikten sonra artık insanlık ile aracı ile ilişkide bulunmaya gerek görmemiştir. insanlığın kavrayış, aydınlanma ve gelişme düzeyleriyle her kulun, doğrudan doğruya allah tarafından gönle doğan şeylerle ilişki kurma yeteneğine ulaştığını kabul etmiştir ve bu nedenle hazret-i muhammed son peygamber olmuştur.” 

bazı geri zekalılar yazıyı uydurma sanmış.
kaynak: (bkz: atatürk belgeler el yazısıyla notlar yazışmalar)
neyse bir şey demiyorum. sonra iki tarafta bana laf diyor çünkü. ütopik dünyanızda bol mutluluklar.
bir atatürk beş vakit namazında niyazındadır.
eqwewe ulan ya alem adam bunlar ve bunlara inanan asalaklar var. geçen de bir metin paylaşmışlar atatürk yemeğe başlamadan önce besmele çekerdi diye nedir bu adamı bir dini kalıbın içine sokma gayreti..
ben müslüman değilim, atatürk'ü de müslüman olarak göstermeye çalışmam; lakin islam düşmanı olmadığını aksine dostu olduğunu kanıtlamak için uğraşırım. atatürk'ün kabe'yi yıkmak isteyen suudi kralına verdiği ayarı hatırlatırım.
bahsi geçen sözler atatürk e ait olabilir. ancak bi de sonrası var ki, ne siz sorun ne ben söyleyim.
Bazı konularda --onlar hangi konularsa artık-- Sözde atatürk için Kimileri diyor ki, " o zaman öyle söyleyemezdik, böyle söylememiz gerekiyordu " iyi peki. Buyurun;

Atatürk, ölümünden on beş gün kadar önce dünyadaki Müslümanlara Başbakanlık ve Dışişleri bakanlığı aracılığıyla şu mesajı gönderdi:

-Bütün dünyanın Müslümanları Allah’ın son Peygamberi Hz. Muhammed’in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli.Tüm Müslümanlar Hz. Muhammed’i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli; islamiyet’in hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilirler. (8)

Buna ne diyecekler ? Yoksa bu da mı yalan ?

(bkz: -8-Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk’ün islam’a Bakışı, Ankara 2010, Fahri KAYADiBi, Atatürk’ün Dini Yönü ve Din Eğitimine Bakışı, s.241)
siverek'teki malum provakasyondan sonra tekrar hortlatılan başlık.

Dinciler ve "baban kimdi bilemezdin"ciler yüzünden bir türlü üç boyutlu konuşamıyoruz bu adamı... fakat sanılan gibi biri olmadığı ortada...
Bazı gerzeklerin anlayamadığı şu.

Bu adam bir asker.

Bu adam savaşan, sonrada devlet kuran biri.

Eğer eleştireceğiniz, öveceğiniz, yerin dibine sokacağınız birşey varsa bu temalar üzerinden olmalı...

Atatürkün ateist olmasıyla, deist olmasıyla veya 5 vakit namazında olmasıyla yukarda saydıklarımızın alakası var mı ?

Yada günde 5 karı düzüyorda olsa veya eşcinselde olsa kazandığı zaferlere bir etkisi var mı ?

Ağzına sudan başka birşeyde koymamış olsa yada her akşam bir büyükte götürmüş olsade bunun onun müthiş bir asker olmasıyla alakası var mı ?

Sırf savunacağım diye veya sırf bok atacağım diye abuksabuk argümanlar bulmanın atatürk e ne faydası, nede zararı olur. Sadece sizi komik duruma düşürür...
çok da güzel ve doğru konuşmuştur. saçma sapan bir şeye inanacağım diye milyonların ömrünü çalmak yerine olanı olduğu gibi demiştir. niye iyi bir şey şu dindar olmak? sırat köprüsü, cinler ,melekler, periler diye şeylere inanıp bunu da iyiliğin koşulu sanıyorsunuz.
son günlerde atatürk'ün islam dini hakkındaki olumlu düşünceleri birçok farklı kanaldan açığa çıkıyor. bu bilgilerin sünniğin can cekiştiği bir dönemde gün yüzüne çıkmasını anlamlı buluyor, inşallah öldürücü kanıtı bekliyorum.
atatürk'ün müşriklere karşı verdiğı iç savaşı anlayamayan ve atatürk'ü islam'a karşı sanan salakların yıllardır süren provakasyonlarına belki bir yenisi eklenmez diye tekrar sol frameye konulan başlık.
yıllarca hakkında uydurulan fantastik sünni yalanları sebebiyle bugün birçok insanın algısında "mustafa kemal" denince türlü olumsuz düşünceler canlanıyor. 

halbuki mustafa kemal, kur'an'ın türkçe diline çevrilip çoğaltılmasına ön ayak olarak birçok insanın kur'an ile tanışmasına vesile olmuşken; allah'a iftiralar atan said nursi, fetö, cübbeli, menzil ve mısıroğlu gibilerinin paşa'ya yüzsüzce düşmanlık gütmesi ve türk halkının yarısından fazlasının da bu propagandaya kanması beni son derece rahatsız ediyor.

inşallah, bu çirkin algının yok olması umuduyla...
hiç okumuyorsunuz anladık tamam da hiç izlemiyorsunuz da sanırım.
Atatürk'ün dine bakışı aşağıdaki linktedir.

https://youtu.be/lZ-KajhkqMU
Mustafa kemal i hala inançlı birisi sanan varsa açıp okusun.
zaten bütün ateist bilim adamları gerek batılı olsun gerek bizimkiler olsun muhammedin döneminin büyük bir dehası olduğunu kabul ediyorlar. arapları tek bir siyasi ve kültürel hedef doğrultusunda birleştirip dünya tarihini değiştiren biri. ondan önce arapların dünya tarihinde öyle önemli bir yeri yoktur.
ahiret falan yok be deli bırakın şu ülkenin de insanların da yakasını.
29 ekim vesilesiyle hatırlanan yazı.
mustafa kemal'in sürekli bir savaş içinde bulunduğu islam dini ile taban tabana zıt olan tasavvuf, tarikat oluşumlarının ve bu oluşumlara ait şeyh, gavs gibi rütbelerin ve bu rütbelere sahip kişilerin keşif, ilham yoluyla Allah'tan aldıklarını iddia ederek yazdıkları kitapların ve bu uyduruk kitapların kitlelerce nasıl dini kaynak kabul edildiğinin bilgisine sahip olmayan birinin atatürk'ün meşhur meclis konuşmasını doğru değerlendirmesi beklenemez.

"fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz..."

ben mustafa kemal'in bu cümleleri kur'an'a karşı değil; doğrudan doğruya geçmiş dönemin ve o dönemin yobaz tarikat liderlerinin uydurup uydurup yazdıkları kitaplara karşı söylendiğini düşünüyorum.

tasavvuf literatüründe ilham, keşif gibi terimler vardır. bu şekilde vahiy kelimesini kullanmadan Allah'tan bilgi aldıklarını iddia ederler. hatta rum cellaleddin vahiy aldığını da iddia eder. said nursi, hallac mansur, arabi hepsinde aynı numarayı görürsünüz. dikkat ederseniz; "gökten indiği sanılan kitabın" demiyor, "gökten indiği sanılan kitapların" diyor. çoğul ifade kullanıyor yani...

kaldı ki; atatürk harici düşmanlardan sonra dahili düşmanlarla da gayretle savaşmıştır. o müslüman sanılan paganları boşuna asmadı bu adam. o kişiler ve o kişilerin şeyhleri Allah'tan ilhamla, keşifle bilgi aldıklarını iddia ederek insanlara zülmediyorlardı.
Kesin doru olan yazıdır. Tabi canım hitlerde Türkleri seviyordu zaten.
(bkz: entry nick uyumu)
Gayet doğru şeyler içeren yazıdır siz yine neyi paylaşamıyonuz.

dinsizler bi yandan türk düşmanları bi yandan atatürk düşmanları bi yandan.

kendinize gelin ulan.
Tüm uyarılara rağmen hâlâ pisliğinde debelenmeyi seçen arapların ülkemizdeki sevicilerini rahatsız etmiş, altina imzamı atacağım doğrulardır. Araplaşmayı Müslümanlık sanmayın diye çabalamış ama cehalete tapan yobaz kesim hâlâ bir yerinden anlıyor söylediklerini. El insaf.
her yazısı ve her sözü gibi değerlidir, severiz.
atatürk vahiy inancı olan bir insan olsa da olmasa da (bu kadar zeki bir insanın kendi iç dünyasında çelişkiler yaşıyor olması da olağandır.) hz. muhammed'in, bir de fatih' in komutan ve devlet adamı kimliğine hayrandır.