laikliği dinsizlik olarak algılayıp, bu algısına şahit olarak da ilahiyatçıları göstermesi atamın milletimize ne kadar eşsiz bir sistem hediye ettiğini zaten tek başına kanıtlamaktadır.
islam dinine iman eden insanın dini ile arasına herhangi bir zümreyi koyması dinini ne kadar yaşadığının zaten tek başına göstergesidir.
kulun hak dini kabulü ve dinini yaşaması için başka hiçbir kula ihtiyacı yoktur.
devletini dini uygulamalardan, milletini de dini baskı unsurlarından kurtaran atam aslında ikinci kurtuluş savaşını vatan safları içinde sözde vatan, millet ve islam severlere karşı vermiş ve şükür ki bu savaşından da muzaffer çıkmasını bilmiştir.
bugün kendi irademizle dinimizi yaşayabiliyorsak unutmayalım ki bu özgürlüğümüzü de birçok özgürlüğümüzde olduğu gibi muzaffer atamıza borçluyuz.
atamıza ayıp atfetmeye çalışırken kendine de bir şekilde türkiye cumhuriyeti vatandaşı diyebilme lüksüne sahip her yurttaşım bilmelidir ki tek ve en büyük ayıbı hem milletlerine hem de milletlerine millet olma şansı veren tek adama karşı kendileri yapmaktadırlar.
en büyük ayıbı bizim milletimizi kurtarmış olmasıdır. ondandır ki hala sizlere yaranamadı . bırakcaktı ki ingilizin yunanın köpeği olacaktınız.
hala din ve devlet işlerinin birbiri içine girmesini savunan , millet değil , halk değil , vatandaş değil , sadece ve sadece ümmet ve kul olmak için inatla çaba harcayan kafanın marifeti başlık.
laikliğin ne olduğunu bilmeyen,düşünmeye bile yeltenmeyen bir kısım beynin düşüncesidir.
laiklik din karşıtlığı değildir. laiklik düzenin düzgün,düzenli ve doğru bir biçimde ilerlemesi için din ile bu işlerin ayrı tutulmasıdır. bu sebeple farklı dinlerdeki insanların bir arada yaşayabilmesine neden olur,hoşgörüyü destekler.
din ile devlet işlerinin birlikte yürütülmeye çalışması ikisini de bok eder. din üzerinden nemalanmaya çalışanlar,dini çıkarlarına göre değiştirenler ortaya çıkar. ki birlikte yürütüldüğünde demokrasi ve cumhuriyetin temelleri zedelenir dolaylı olarak.
ayrıca laiklik ilkesini işlemesi gerekenler ilahiyatçılar değildir. bunun için siyaset bilimciler vardır.
bilindiği üzere osmanlı birçok milletten,dinden karışma bir halka sahipti. osmanlı'nın yıkılmasından sonra aynı topraklarda kurulan türkiye cumhuriyeti devleti de bu halk yapısına sahipti. bu da demek oluyor ki "müslüman halk" sadece bir kesim için geçerli bir tanımlamadır.
ve eğer atatürk bu ayıbı yaptıysa(!) bu ayıplı ülkede yaşamak doğru değildir. kimse bu ayıplı ülkede durması için diğerini zorlamamaktadır. ayıpsız(!) islam ülkeleri var mesela... birleşik arap emirlikleri gayet uygundur bu kişiler için.
binbir zorlukla bu ülkeyi özgürlüğüne kavuşturup, geriden gelenlere yepyeni, özgür, cennet parçası bir vatan bırakmasıdır, çünkü eğer bırakmasaydı, bugün türeyip duran itler, canlarının istediği gibi, kıçlarını kaşıya kaşıya arkasından havlayamazlardı.
vay be laiklik din karşıtıymış, din işleri devet işlerinden ayrı düşünülemezmiş. bu zeka seviyesinde bir bireye cevap dahi verilmez, haklısın deyin geçin.