Atatürk ü anladığına, öğrendiğine inanan gençlerin yani bizim defalarca okuyup aklımızın hep bir köşesinde bulundurmamız gereken tarihi ve değerli nutuk.
''türk genci devrimlerin ve rejimin sahibi ve bekçisidir. bunların luzumuna, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır; rejimi ve devrimleri benimsemiştir. bunları zayıf düşürecek en küçük ve en büyük bir kıpırtı ve bir hareket duydu mu; bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu, adliyesi vardır...demeyecektir. hemen müdahale edecektir''.
ilk kez 1947 yılında Bursalı bir gazeteci olan rıza ruşen yücer'in atatürk'e ait birkaç fıkra ve hatıra isimli kitabında yer almış olan metin 1949 yılında dp 'nin izmir toplantısında okunarak siyaset pazarına çıkmıştır. 19 mayıs 1958 yılında ise chp 'nin yayın organı ulus gazetesinde 'devrimci genç' başlığı ile ve üslubu değiştirilerek yayınlanmış olan bu metin, 1960'lı yılların öğrenci hareketlerinin meşruiyet kaynaklarından biri olarak da kullanılmıştır.
ayet muamelesi gören metin. itici bir cümle kurdum, farkındayım, ayetler kesindir, küçük yorum farklılıkları dışında bu ayet aslında yoktur demek islamiyet'e göre kişinin dinden çıkması demektir(eğer iman etmiş bir müslümansa), iman eden insan ayetlerin değişmediğine inanır, benzer şekilde bir kesim atatürk ile ilgili her konuda dindar bir insan hassasiyeti ile hareket etmekte ve dindar-dinsiz şeklindeki itici ayrımın bir benzerini vatansever-vatan haini gibi son derece kesin ayrımla dillendirmektedir, bu anlamda ilginç bir metin.
neden böyle bir itici cümle kurdum, çünkü atatürk'ün yaptıklarıyla, devrimleriyle, daha önceki görüşleriyle doğrudan çelişen bir metin, sanki atatürk daha önce yaptığı ve söylediği tüm sözleri bu metin ile bir kalemde çizmiştir, bu noktada tarihçiler metnin sahihliği konusunda zaten henüz uzlaşamamıştır ancak bu metnin gerçek olup olmadığı konusunda da uzun bir süre tartışma devam edeceğe benziyor. benim tarih bilgim, aklım, mantığım atatürk'ün bunu söylememiş olduğu en azından bu şekilde gençliğe hitabe'nin devamı mahiyetinde olmadığı, belki bir özel toplantıda şahsi kanaatini dile getirdiğidir.
zira bu metni herhangi sıradan bir vatandaş kendi fikri olarak ifade etse hakkında nasıl bir işlem yapılacağı tck'ya göre çok açıktır. her 21 yaşındaki genç fatih sultan mehmet olmadığı gibi her ülke tehlikede diyen genç de eline silah alırsa gerçek terör o zaman başlar, benim bildiğim atatürk bunu söyleyecek biri değil, ha belgelerle ispatlanırsa, yapmış bir hata derim, yapmış bir hata..
işte metin bu, keşke bu metne göre hareket edebilsek diyenlere de söyleyecek söz bulamıyorum, çok vatansever olan bu ülkeye hizmet eder, diline sahip çıkar, ülkesinin hakkını korumaya çalışır, kafası kızınca dağa çıkmaz, silah alıp saldırmaz, bilir ki bugün savaşlar kılıçla değil kalemle kazanılıyor, bilir ki atatürk'ün en son isteyeceği şey kendisini peygamber olarak görüp sözlerini tam bir teslimiyetle kabul eden gençlerin olması, kendi fikriyle konuşan, tartışan, düşünen gençler istiyordu, devrimlerin amacı da buydu, atatürk devrimciyle haydi biz de devrim yapalım, böyle bir şey değil ki, o zaman yeşil devrime de kızıl devrime de sempati ile bakalım. bu değil.
ben türbeye çaput bağlamaktan daha farklı bir hareket göremiyorum bu metne -düşünmeden, yorum getirmeden, tartışmadan- harika, müthiş, işte böyle olmalıyız diye bakan arkadaşları görünce, üzülüyorum, hepsi bu.
"Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, "Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir" diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, "demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek"
Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, "ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir."
işte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!"
Ak sarikli , kara cubbeli , yalan dolan ezbercileri , din ve iman duzmecisi Tanri dusmani hocalar hacilar kara cubbelerini ruzgarlandirarak bugun hala sehirlerimizde caka satiyorlarsa , bugun hala agizlar kilitli , yurekler kara , bombos kafataslari orumcek agiyla orulu , dusunceler tam takir ise , hic okumadigimiz okuduysak bile kaale almadigimiz gercegi iyice su yuzune cikmis olan nutuktur .
içeriğinden ziyade, kullanılan dil bakımından, benim de atatürk e ait olup olmadığı konusunda şüpheye düşüren nutuktur. gençliğe hitabe ye bakacak olursak atatürk ün kullandığı kelimeler günümüz türkçesinde pek kullanılmazken, bursa nutku atatürk ün diğer konuşmalarında kullandığı dile pek benzememektedir. tabi belki bunun sebebi bursa nutku hakkında kesin bilgiler içeren kaynak ya da kayıt bulanamamasından ötürü kulaktan dolma şekilde metne geçirilmiş olması olabilir.
bir şeyi araştırmadan, körü körüne bağlı olanları "yobaz" diye eleştirenlerin de, bu nutkun doğruluğuna inanmayan insanlara hakaret ederek kimin yobaz olduğunu göstermesi de ayrı bir mevzudur. bursa nutku gerçek olabilir, olmayabilir. lakin tartışmalı bir metni çok beğenip, araştırmadan etmeden olsa olsa atatürk söylemiştir bu lafları diyerek benimsemek pek doğru gelmiyor bana.
belgelenmiş ve ya belgelenmemiş olması değildir önemli olan günümüzde, böyle bir metin( ya da nutuk) atatürk' ün fikirlerine ters düşmemektedir! aksine belgeli bir şekilde "gençliğe hitabı"'nda belirttiği gibi bursa nutkunda da rejimi şartlar her ne olursa olsun gençliğe teslim etmiştir! çünkü atatürk çok isabetli bir biçimde biliyordu ki rejimi; ancak ona maddi değil ama manevi bağı olan, henüz fikirleri kireç bağlamamış, yüreği köhneleşmemiş, iyi ya da kötü çarkın parçası olmamış bir grup koruyup kollayabilir ve bu grup tam olarakta gençliktir!(ve dahi genç hissedenler!)
unutmayınız: padişahına ve komutanlarına güvenmenin artık vatanı kurtarmayacağına kanaat getirip kurtuluş savaşının fitilini ateşleyen atatürk te padişah ve ingilizler tarafından terörist ve anarşist ilan edilmişti!
Mustafa Kemal Atatürk'ün türk gençliğine devrimleri korumak için silah kullanma yetkisi verdiği söylevi. Türk gençliği, polisin ve jandarmanın devrimleri korumakta yetersiz kaldığını ya da devrimler karşısında beliren tehlikelere aldırmadığını farkettiği anda devrimleri elinde bulunan her türlü imkanı kullanarak savunmakla mükelleftir. Bu imkanlara silah dahildir. Tıpkı kendisinin Samsun'a çıktığında yaptığı gibi...
(bkz: hücum)
Gençliğe Hitabe ile anlatılmak istenen ne ise Bursa Nutku ile anlatılmak istenen de o'dur. Birini tasdik edip diğerini tekzip etmek şekli bir tercih olarak kalır.
atatürk'ün gençliği ezber bozan, düşünen ve düşünerek hareket eden gençliktir. aklın ışığında, "ahval"'ın farkında değilsen eğer, taşla sopayla bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olan bir orduya kafa tutacak kadar yürekli olsanda mahalle kabadayısından öteye gidemezsin. daha fenası bu ülke için kor olup yanmak bir yana en sağlamından maşa olursun.
Bu ülkenin vaziyeti ve ülkücülerin bu vaziyette ki rolü düşünülecek olursa Deniz Gezmiş ve arkadaşlarına maşa demek içinse bildiğin kan pompalayan yürek yeterlidir beyne hacet yoktur.
(Bakınız lütfen: Prof. Dr. Sina Akşin; Çağdaş Türk Diplomasisi, Sempozyum, Türk tarih Kurumu, sh. 277). Atatürkçü bilim adamı Prof. Sina Akşin'e göre Atatürk'ün Bursa Nutku gerçek değil, uydurmadır. Aynen, "Türk milletinin en büyük düşmanı komünüzmdir, her görüldüğü yerde ezimelidir" sözünde olduğu gibi...
ayrıyetten;
(bakınız lütfen: Mahmut Goloğlu, Tek Partili Cumhuriyet, Sh. 89, 90, Kalite Matbaası, Ankara 1974).
polis gelecektir; asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. genç, "polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi degildir" diye düşünecek, fakat asla yalvarmayacaktır. mahkeme onu mahkum edecektir. yine düşünecek: "demek adliyeyi de islah etmek, rejime göre düzenlemek lazım!"
"daha ne duruyoruz?", "ne kadar türk genci olduğumuzun fakına varmadık mı?", "bir şeyler yapmalıyız!" gibi düşüncelerin haklı olarak şekillenmesini sağlayan sesleniş.
gençler anarşiye yöneliyor tarzı bir söylem ile bir süre yayınlanması yasaklanmış ancak tekrar gün yüzüne çkmış olan, rivayet edilmesi gereken nutuktur. *
