çağ değiştiği için ülkede büyük değişiklikler yapardı. Türkiye ülküsünü artık Türkçülük yaparak değil halkların kardeşliği öncülüğünde savunurdu ve sonuçta Mustafa Kemal olduğundan ne ülkücüler ne de ulusolcular tek bir kelime etmezlerdi. pkk yerle bir olur ve musul geri alınabilirdi IŞiD pisliğini temizlemek ön amacıyla.
Tüm özel şirketler devlet tarafından alınır ya da onlara el konulurdu. devletin tüm imkanları mustafa kemal'in yakınlarına değil de vatandaşa sağlanırdı.
Yüzde on barajını kaldırırdı.
Chp, mhp ve akp'nin %40 kesimi Atatürk'e oy vereceği için Atatürk devletin başına geçerdi. geri kalan akp'nin %60'ı da o Atatürk değil israilli bir adam kisvesine sığınarak -asıl amaç mustafa kemal düşmanlığı- oy vermezdi.
sosyal demokrasi daha işlerlik kazanırdı.
çoğu sosyalist mustafa kemal'e bu yaptıklarından dolayı oy verirdi.
not: Atatürkçü değilim ve bu çıkarımları çağın gerektirdiği şekilde belki daha iyisini düşünebilecek benden ve çoğumuzdan daha fazla siyasi zeka barındıran bir adamdan bahsedildiğinden yapabildim.
peki bu kadar övdün neden Atatürkçü değilsin diyenlere de şöyle anlatayım; herkesin eksikleri vardır Mustafa Kemal'in de eksikleri ve yanlışları vardı. bu eksik ve yanlışların neler olduğunu umarım başka bi başlık altında yine konuşuruz efendiler.
uçağa binmek isteyecektir. gerek zamanındaki uçakların güven vermeyen güdük yapıları, gerek subaylığı döneminde uçaklarla ilgili başından geçen talihsiz olayların şuurunda bıraktığı derin korkular ve gerekse avanesinin, onun çok isteyip de yapamadığı eylemden alıkoyan gereksiz hezeyanları nedeniyle, bunu yapacaktır kanımca. hem de babasının kendisine aldığı ilk kemerli pantolonu giyecek olan 8 yaşındaki bir erkek çocuğun tattığı heyecanla koşacaktır kallavi bir boeinge. sabiha gökçen'e pilot olmasını telkin eden, " istikbal göklerdedir " öngörüsünde bulunan birinin hiç uçağa binmemiş olması hazindir.
sanırım hala ilerlememizi bir kurtarıcıya bağlamış olmamıza üzülürdü. çünkü kurduğu ülkenin insanlarının hala masallardaki peri bekleyen insanlar gibi kahraman,kurtarıcı beklemesini,kendi akıllarını kullanmayıp kaderciliğe sığınmalarını sanırım kaldıramazdı.