savaş koşulları ve ülkenin durumu atatürkü zamanla tek adamlığa doğru itmiştir. etrafında yola çıktığı arkadaşlarından pek azı kalmıştır. savaşı kazanmak , devrimleri yapmak ve düze çıkmak için etkili bir yol olarak görülmüştür.
muhalefet bir şekilde yok edilmiştir. ancak sonrasında geri dönmek pek mümkün olmamıştır.sonrada sazı inönü almıştır.
(bkz: milli şef) ancak 1920 leri , 1930 ları 2000 lerdeki kavramlarla anlamak biraz zordur. diktatör degilde tek adam yaklaşımı daha doğru olabilir belki.
evet, öyle bir diktatördür ki cumhuriyeti kurmuş, halka seçme ve seçilme hakkı vermiştir. devlet kuran bir adam olarak bırakın da biraz imtiyazları olsun ama bunlara diktatörlük demek bence yanlış.
yeni devletin rejimini belirlerken, halka seçme ve seçilme hakkı verirken halka sormadığı için doğru olma ihtimali yüksek önermedir. şimdi akp referanduma gitmeden anayasayı değiştirse akp'ye dersiniz ama diktatör diye. gerçi referanduma gitmesine rağmen diyorsunuz akp dikta rejimi diye.
diktatör kelimesini cümle içinde kullan denildiğinde, bir ilkokul öğrencisinin kurabileceği cümledir.
ama başarısız bir diktatörmüş işte, kesmesi gerektiği kadarını kesememiş. yavruları burada hırlıyor.
doğrudur. çok fena bir diktatördü. vuuu... ne sabunlar yaptı var ya, esmeri, sarışını... öyle fena diktatördü ki hitlerin pislikleri unutuldu onunkiler hala unutulmadı. ne katletmiş arkadaş... kaz kaz çıkıyo hala binlerce ceset. utanması lazım bu ülkenin... ben şahsen çok utanıyorum, bak tüylerim diken diken...
--spoiler--
In modern usage, the term "dictator" is generally used to describe a leader who holds and/or abuses an extraordinary amount of personal power, especially the power to make laws without effective restraint by a legislative assembly. Dictatorships are often characterized by some of the following traits: suspension of elections and of civil liberties; proclamation of a state of emergency; rule by decree; repression of political opponents without abiding by rule of law procedures; these include single-party state, and cult of personality.
--spoiler-- http://en.wikipedia.org/wiki/Dictator
çevirisi:
modern kullanımda "diktatörlük" terimi, özellikle yasama meclisi tarafından etkin biçimde sınırlandırılmaksızın kanun yapma gücünü elinde tutan ya da istismar eden genellikle aşırı derecede kişisel iktidar kullanan lideri tanımlamak için kullanılır. diktatörlük aşağıda listenen özellikleri taşır; sivil özgürlükleri ve seçimleri askıya alan, olağanüstü hal yetkisi kullanan, kanunlar ile yöneten (hukuk değil), kanuni süreçlere aldırmaksızın ve umursamaksızın siyasi muhaliflerini sindiren, tek parti devleti ve kült kişiliğe sahip olandır.
uygulamalara bakıldığında doğruluğunu görebileceğimiz cümledir. o zaman, diktatör denmesine yada ben diktatörm demesine gerek yok diktatör olması için. zaten hiç bir diktatörün böyle bir ifadesi yoktur.
kaldı ki diktatörlük için ne sabun yapmaya ne insanları kesmeye gerek yoktur. bir diktatöründe katliam yapmasına gerek yoktur. kaldı ki gerek olsa bile elimizde bir katliamda mevcuttur. (bkz: dersim)
gerçek bi diktatör istiyorsan,dön şu anki türkiye cumhuriyeti başbakanına bak.yarım ağızla,devletini yaşatmak için gereğini yapan bir vatansevere dil uzatma bence.
diktatör olmak isteseydi,elinin altında oldukça imkan vardı.hitler gibi milletin coşkusunu kendi gücüne bağlayabilirdi,mussolini gibi otorite isteyen halkına özgürlük yerine dikta rejimi getirebilirdi.dönem içinde bu insanlarla görüşmüş olmasına rağmen,onda böyle bir iz göremediniz değil mi siz islamcılar,düşünceye(!) tapan solcu-leninistler?neden rejim değişti o zaman acaba?
ha,evet diktatör olmak için.
bugün eline her türlü imkanı geçirip 80 yıllık devleti yönetmeye başlayan islamcılar ve amerikancılar,80 yıl öncesinden fırsat verilseydi sizce ne olurdu?kalkıp işkenceden bahsediyorsunuz.bunu savunmuyorum,ama o dönemdeki islamcı-amerikancı isyan kesimine kalkıp özgürlük vermeyi mi düşünmelilerdi?
devrimleri korumak uğruna yapılmıştır ne varsa.ama bunun kemalist bir düşünceyle,sadece orduya mal edilmesini halktan koparılmasını da yanlış buluyorum,ki bu 80 yılda zamanla olan bir şey,kalkıp 'tek adam'a bunun için sövemezsiniz.
atatürk ün o dönemde izlediği politikanın hatalı , eksik yönleri var mıdır?vardır,tabiidir.mazur görmüyorum lakin zorunluyu diyorum.
Çanakkale'de ülkesine saldıran askerlere ve ailelerine: "Bu yaban ellerde kanını döken kahraman askerler... Şimdi siz barışsever bir ülkenin topraklarında yatıyorsunuz. Rahat uyuyunuz. Burada yan yana yatarken Johnie'lerin ve Mehmetlerin hiç bir farkı yoktur. Ey çocuklarını uzak diyarlardan buralara gönderen anneler, gözyaşlarınızı silin. Oğullarınız bağrımızda yatıyor ve rahatlar emin olun. Hayatlarını bu ülkede kaybetmiş olmaları nedeniyle onlar en az sizin olduğu kadar bizimde çocuklarımızdır." diyebilen,
Bayrak kutsaldır deyip kanını dökmüş emperyalistlerin dahi bayrağını yerden saygıyla alan bir diktatördü!
Kadına seçme ve seçilme hakkını Fransız'lar 1944'de, Belçikalılar 1960'da, isviçreliler ise 1971 yılında elde ederken Türk kadınına bu hakkı 1934'de veren,
Milletin efendisinin "köylü" olduğunu savunan,
"Bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı, bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı heyet-i milliyece mücadeleyi öngören bir mesleği takip eden insanlarız."
"Müstemlekecilik (sömürgecilik) ve emperyalizm yer yüzünden yok olacak ve yerine milletler arasında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir ahenk ve işbirliği çağı hakim olacaktır..." sözlerini söyleyebilecek bir diktatördü!
Cephede telsizlerini ele geçirdiği albayı esir etmişken, "terfi etmişsin şimdi haber geldi, tebrik ederim" diyebilecek kadar esprili bir diktatördü!
Tökezlemiş bir garson için, "bunlara her şeyi öğrettim, bir uşaklığı öğretemedim" diyerek karşındaki devlet adamını yerden yere vurarak halkını göğe çıkaran bir diktatördü!
Çağdaşlarının emperyalizme karşı proleter merkezli kurduğu devletler yıkılmışken, tarihin emperyalizme karşı vatan sevgisi merkezli kazanılmış ilk savaşı sonrası kurduğu devlet dimdik ayakta duran bir diktatördü!
3 kere toprak reformunu denemiş ama her defasında emperyalist kökenli ayaklanmalarla önü kesilmiş, üstelik bugün halktan söz edenlerin toprak reformu yapmak istedi diye suçladığı bir diktatördü!
Kendi emri ile kendine muhalefet olunmasını isteyen bir diktatördü!
Cumhuriyet'in 12. yıldönümü için hazırlanan dövizler için kendine sunulanlardan bazıları:
"Atatürk bizim en büyüğümüzdür."
"Atatürk bu milletin en yükseğidir."
"Türk milleti asırlardan beri bağrından bir Mustafa Kemal çıkardı" diye uzayıp giderken bunları beğenmeyerek kalemi eline alıp:
"Atatürk bizden biridir." yazacak bir diktatördü!
Kendisi gibi faşist (!) ilan edilen Hitler'in elinden kaçan Yahudi bilim adamlarına kucak açan, buna kızan Hitler'e de "Bir onbaşı beni cinayetlerine alet edemez" cevabını verebilen bir diktatördü!
Hiç bir şey değilse bile 6 devrim yapabilen bir diktatördü!
Ey Atatürk'e diktatör, faşist diyen zihniyet;
72 yıldır tüm gücünle saldırdın, başaramadın.
Biz devrimlerin bekçiliğini yaptığımız sürece başaramayacaksın.
Ben isteseydim derhal askeri bir diktatörlük kurar ve memleketi öyle yönetmeye kalkışırdım. Fakat istedim ki, milletim için çağdaş bir devlet kurayım ve onu yaptım." diyen Atatürk'ün Cumhuriyet Halk Partisi'nin ömür boyu başkanlık teklif edilmesi üzerine söylediği, "Milletin sevgi ve güvenini kaybetmediğim sürece tekrar seçilirim; milletin oyu esastır" sözleri, bir diktatöre özgü değil, demokrasi talebi bulunan birisinin düşünceleridir. Bu demek değildir ki, Atatürk döneminde ülkede gerçek demokrasi vardı. Bunu iddia etmek doğru değildir ve gereksiz yere zorlamadır.
"Ben diktatör değilim. Çünkü fikirlerimi ve düşüncelerimi zora dayanarak kabul ettirmeyi asla benimsemedim, arzulamadım ve uygulamadım. Ben yaşadığım zaman içinde milletimin hayrına, refahına ve maddi-manevi mutluluk ve onuruna uygun gördüğüm önlemlerin alınmasına çalıştım. Hepsinin bileşkesi uygar ve ileri bir yaşamın yaratılması çabasıdır"
liderler böyle doğar çocuk. (bkz: taha akyol)
hayır eksilemiş adam, atatürk ne yapacaktı? ülke savaşta, kargaşa içinde, herkes ülkede istediği şekilde at koşturuyorken sen olsan ne yapardın? ajanların sahte hocaların halkı zehirlerken, fitne tohumları ekerken halka bunları ne yapalım, kaldıralım mı yoksa devam mı ettirelim diyeceksin? düşün lan biraz.