ben her daim çağdaşlığı ilerlemeyi savundum, bu benim chp hala 1940 yılının kafasında kalmış deyip önce chpyi feshederdi, sonra memleket hakkaten şaha kalkardı, gereksiz ağırlıklarını boşaltmış olurdu.
yanlış önermedir diye düşünüyorum. zamanında inanç babında olan kişilerin asılmasına bakarsak pek yalakalık durum olacagı sanılmamaktadır. eger böyle bir durum yoksa devlet yöneten bir şahıs yalaklıklara izin veriyorsa zaten ilerici bi lider olamaz.
yanlış önermedir. atatürk yalakaları sevmezdi, yanına yaklaştırmazdı, yalakalık yapmalarına fırsat vermezdi çünkü bu adamlar yalakalıkla bile ülkeye zarar verir.
atatürk yaşasaydı muhtemelen korkudan altlarına sıçarlardı. birgün meclis oturum yaparken kapı açılsa ve atatürk içeri girse kaçı altına işer, kaçı sıçar çok merak ediyorum.
ilyas salman tipi optimizmdir.
zaten kalkacak rahmetli, ülkedeki dindar, sarıklı, cübbeli, sakallı kim varsa anasını belleyecek.
biz de bu kafayla yarrak ilerleriz. bu kafadakilere de benim kafam girsin.
"Hadi gözünüz aydın, Kılıçdaroğlu gidiciymiş. Şimdi demedik, üç yıl sonra.
Önümüzdeki hafta yapılacak kurultayda çok demokratik bir şekilde "kendi listesini" seçtirecek ya, artık mazereti kalmayacakmış. Önce belediye, sonra cumhurbaşkanlığı, sonra da meclis seçimini kaybederse fatura yalnızca ona çıkarılacakmış. Her üçünü de kaybedeceğine göre, 2015'te gider.
Yerine Sarıgül gelir, bir belediye, bir başkanlık, bir meclis seçimi de onunla kaybedilir ama o arada yıl da 2020'yi bulur.
Öte yandan, kurultayda tepeden tırnağa değişecek ve yenilenecek olan değişmez CHP'de bir de "Nur Serter gerçeği" var. Acı gerçek. Hani şu, televizyonun aşk dizilerinde Nur adı geçince "bana sataşıyorlar" diye ortalığı velveleye veren hanım.
Kılıçdaroğlu alt kadrosunu yenileyecek, kemancıyı, zurnacıyı ve darbukacıyı değiştirecek (ama repertuar hep aynı, "bayati" makamından), Serter'e ve onun gibilere hiç dokunmayacak. (Kemal Derviş'i de yeniden ithal edecekmiş. Bir kalıyor, Doktor Öz'ün gölge sağlık bakanlığı... Sahi, bunların bir türlü kurulamayan bir "gölge kabinesi" olacaktı yahu?)
Bu hanım geçen gün bir demeç verdi, daha doğrusu bir araştırmanın sonuçlarını açıkladı.
Araştırma elbette Atatürk'le ilgili. Başka ne olacaktı ki?
"ilkokul öğrencilerinde Atatürk algısını" ölçmüşler... "Seçmen kitlesinde CHP algısını" ölçtürselerdi çok daha çarpıcı sonuçlarla karşılaşacaklardı.
Ölçümü yapan Ankara Üniversitesi... Ankara'da başka konularla ilgilenebilinemiyor.
Nur Hanım diyor ki, "öğrenciler, eğer Atatürk yaşasaydı dünyanın çok daha güzel bir yer olacağı görüşündeler"...
ilkokul öğrencilerinin görüşü bu. Twitter'de cik cik eden birçok kuşun görüşünden daha gerçekçi.
Elli yıl geride kalmış da olsa, eski bir ilkokul öğrencisi olarak bendeniz de kendi görüşümü belirteyim: Ben de, Kanuni Sultan Süleyman yaşasaydı en azından Viyana'yı almayı bir kere daha deneyebilirdik, diyoruuuum...
Belki kendine Hürrem'den daha güzel bir eş de bulurdu rahmetli. (Laf aramızda, Hürrem'i oynayan Meryem'le geçenlerde Berlin uçağında beraberdik, hiç de öyle patates gibi değil, ince ve hoş bir kızmış... Ekran toplu gösteriyor.)
ilkokul öğrencileri,"Atatürk yaşasaydı biz onun yolundan ilerlerdik" demişler. Atatürk yaşamadığına göre, demek ki onun yolundan ilerlemeyecekler!
Yazık. Öğrencilere değil, çoluk çocuğa "Atatürk yaşasaydı edebiyatı" yapan kazıklara yazık.
Fakat Nur Hanım'ın bir lafı da dikkatimi çekti, tuhafıma gitti. Demiş ki, "öte yandan öğrencilerin Atatürk'ü tanımadan sevdikleri de anket sonuçlarıyla gözler önüne serilmektedir!"
Haberi zikreden postalcı köşe yazarı, herhalde işine gelmediği için, ayrıntıya girmemiş. Acaba öğrenciler Atatürk'ü nasıl tanıyorlarmış da çok seviyorlarmış?
Böyle zırvalarla övünmenin zavallılığı da, "Atatürk'ü tanıtmadan zorla sevdirme" yanlışıyla, yani beyin yıkamayla yetinenlere yetsin."
atatürk artık yaşamıyor ve fiziki olarakta bir daha gelmeyecek geri. lütfen milletçe atatürk'ü anlayalım ya da en azından anlamaya çalışalım ve böyle boş lafların peşinde koşacağımıza önümüze bakalım.
muasır medeniyetler seviyesine yetişmiş olurduk. bir avrupalının, amerikalının bizi sevmesi bize gizli bir gurur yaşatmazdı, aksine onlar kendilerini sevdirmeye çalışırlardı.
belki de hatamız tam olarak bu noktadadır. "atatürk öldü, geri gelmeyecek, fakat ya burada olsaydı" demek bir ulusun sorumluluğunu geçmişte yaşamış bir kahramanın omuzlarına bindirmektir. türklerin atasını, atatürk'ü çok severim ama durumu kabullenip varyasyonlardan olabildiğince kaçınmamız gerekiyor. şöyle demeliyiz; atatürk gibi düşünebilen zeki insanlar olsaydı... cesur ve çoğunlukta.
atatürk bir simgedir, bir güneştir ama artık onun yasını tutmaktan, onu tek kahraman ilan etmekten başka şeyler yapmalıyız. düşünsel anlamda kendimizi geliştirip adım atmaktan kaçınmamalıyız. atatürkün yanına başka kahramanlar gerekmektedir artık, ahmetler, aliler, ayşeler...
ekleme: bireyler olarak, artık kendimize güvenmeli ve kendimizde kahramanlık potansiyelini görmeliyiz.