dengir mir fıratın "Türk toplumu bir travma yaşamıştır. Bir gece içinde kıyafetini ve alfabesini değiştirmesi istenmiştir." sözlerinin malum gazetelerce çarpıtılması sonucu orataya çıkan ifadedir. bu gruplar atatürk üzerinden meseleyi ele alarak belli bir dönemi tartışılmaz hale getirmek istiyorlar. o dönemde bu travmanın ne denli etkili olduğunu görmek isteyenler peyami safanın, necip fazılın*, ibrahim çallının, abidin dinonun ve daha nice mütefekkirin esrar merkezde olmak üzere bohem bir hayatı tercih ettiklerini iyi incelemeleri gerekmektedir.
600 yıllık bir kültürü tamamen değiştirmek,bundan kopup kendi kendini besleyerek büyütecek yeni bir toplum yaratmak amaçlı yapılan köklü değişikliklere dengir mehmet fırat'ın getirmiş olduğu yorumdur.
mustafa kemal gayet tabi bunu kötü bir amaçla yapmamıştı,ama ona göre geri dönülmez bir batağa saplanmış toplumu kurtarmanın tek çaresi de halkı eskisinden tamamen farklı bir kültüre adapte etmekti.bunun içindir ki,giyim-kuşamdan takvime,alfabeden tarihe herşeyi yeniden dizayn etti.bu yeniliğin de halkta bir travma yaratmaması kaçınılmazdı.
ki bu köklü değişikliklerden bazen mustafa kemal ve çevresindekiler bile şüphe duymuştu.mesela mustafa kemal güneş dil teorisinin yanlışlığını kabul edip bunu rafa kaldırmıştı.ya da özel mektuplarından bir tanesinde latin alfabesine geçmekle hata edip etmediğini soruyordu.aynı şekilde bir ara öztürkçeye fena merak sarmıştı,çağataycadan getirilen kelimelerle ve söz öbekleriyle garip bir dil oluşturulmaya çalışılıyordu."özsüz toprakların dört yanı berkitilmiş.." vs. gibi cümlelerle karşılamıştı mustafa kemal isveç kralını.ama sonradan bundan da vazgeçti,bunun da yanlışlığını kabullendi.
falih rıfkı atay da atatürk öldükten çok sonraki bir yazısında "bu devrimler oldu da,yan etki olarak bizi özümüzden kopardı,toplum olarak sanki bir boşlukta yaşıyoruz" mukabilinde bir şeyler yazmıştı.
ki sonrasında gelişen osmanlı refleksi de toplumda yaratılmak istenen bu ani sıçramaya bir tepki olarak oluşmuştu.
ama kim ne derse desin,devrim devrimdir kardeşim;ileriyi açtığı sürece bir şekilde kapanacaktır bu yaralar da.
bu arada dengir mehmet fırat bunu ne amaçla söylemiştir,fesatlık için mi,yoksa dürüst bir yorum olarak mı,orasını bilemem tabi.
değişikliğe ve gelişmeye o kadar yatkın bir miletiz ki (gelişme konusu olumlu yada olumsuz olarak algılanabilir), devrimler türklerde travma değil çoşkunluk ve heyecan duygusu yaratır... travma etkisini yobazlarda yaratmıştır!
işe bakın ki bu lafı eden zat türk ırkına mensup olmayıp koyu bir kürt milliyetçisidir.
bre şeyh said'in torunu! türkler hakkında yorum yapmak sana mı kaldı? kaderin acı bir cilvesi sonucu yükseldiğin makamda sonsuza kadar kalabileceğini mi sanıyorsun?
Söz konusu söylem hakkında yüzsüz yakıştırması yapıldığı zaman, bir hafta çaylak olmanıza neden olan tehlikeli açıklama. Ya da bizim şansımıza böylesi geldi bilemiyorum.
dengir mir mehmet fırat söylemlerinden biri daha. travma kelimesini cümle içinde kullanın denilmiş sanırım kendisine. o da aklına gelen ilk cümleyi ortaya... halkın büyük çoğunluğu okuma yazma bilmezken bir gecede değişen alfabe sayesinde (!!!) okur yazar olurken bunun travma sebebi olarak nitelendirilmesi art niyetliliğin en önemli göstergesidir. aydın diye tabir edilen kişilerin de (ingilizce, fransızca gibi dilleri arap alfabesiyle öğrenmediklerine göre) travma yaşadığı söylenemez. kıyafet konusuna gelince bir gece fesle, şalvarla, çakşırla yatan halk sabah uyandığında başında frak, kravat, fötr şapka ile bekleyen ve bunları giymesini isteyen bir zabit mi buldu da travma yaşadı diye düşünmeden edemiyor insan. travma yaşayanlar cumhuriyet rejimi ve laiklik sayesinde halkı koyun gibi güdemeyeceğini anlayan insancıklardır ve o insancıklara da günümüzde hâlâ rastlanmaktadır.
ne kadar samımı oldugu bılınmez fakat eger objektif bir yorum ise sadece, abartılmaması gereken sozdur. bir gecede dil,kılık-kıyafet degismistir dogal olarak travma olusturmustur. bugun olsa bugunde olusturur, fakat onemlı olan bugun bu travmanın gecmıs oldugunun ve turk tpolumunun bu devrimleri sindirdiginin farkına varmaktır.
devrimler hakkında yapılan bir yorum bile böylesi reaksiyon sebebi teşkil ederken, bunu diyen adam ağız dolusu küfür yiyip dururken hakikat denecek tek şey bunu diyenin haklı olduğudur.
mesnetsiz tepkiniz suratına tükürdüğünüz adamı haklı çıkartıyor. şunca yazı arasında bunu diyenin anasını sitiyim, ağzına sıçayım, herhalde burayı iran zannetti demekten öteye geçen az yazar var.
[o değil de eğlence anlayışınız tam da sosyoloji konusu]
kendi tarihi içindeki konuları bile bilimsel olarak tartışmaktan aciz faşist toplulugun, içinde atatürk ün ismi gecince hemen saldırması durumudur. travma yaratmasa neden devrim denilsin, taha akyol un güzel cümlesi ile. faşizm entellektüelligi öldürüyor, ama baskı yaptıgı kesimde de inanılmaz bir aydınlanmaya sebeb oluyor, türk tipi faşizmin sonu bundan yakın.
sulalelerinde atalari cumhuriyet yuzunden travma yasayan insanlarin soylemleridir. sozde bu sekilde rovans almaktadirlar ama bu laflari aslinda ne kadar aciz ve komik olduklarinin gostergesidir.
sömurülmeye alışmış bünye özgürlük falan kaldıramaz. o dönemde kimse travma falan geçirmemis ama şimdi geçiren çok.
travmaların yankısı 90 sene sonrasından bazılarını etkiliyor; özellikle kafaları devrimlerin yapıldığı zamandan da geride kalanları, demek gerektiren söz.
kısaca özgürlüğün yakışmadığı, hürriyet kusan insan cümlesidir.
(bkz: alışmadık götte don durmaz)