'atatürk çömelir miydi?' sorusunu tartışmak ve cevaplamaya çalışmak, kişisel fikir beyan etmekten öteye gidemez. durum tespiti yapmak gerekirse; başbakanın çömelmesi bölücü terörü destekleyenleri mutlu kılmıştır muhakkak. ya çömelmeyecektin, ya da oraya gitmeyecektin. lamı cimi yok!
yine atatürk yine bir "öyle olsaydı böyle olsaydı" safsatası. atatürk matatürk hikaye, varsayımdan öteye gitmez bu cümle lakin başka bir şey var. geçen gün ntv'de bir eski askerin konuşmasına denk geldim. şöyle diyordu "kum çuvalları yepisyeni belliki yeni dizilmişler, senin oradan öteye daha onlarca kilometre toprağın var, sen başbakansın, sen bir ordunun başındaki adamsın(genelkurmay başkanı için). bu nasıl terörle mücadele?"
başbakan çömelirse halk teslim olur.
daha da vahimi, başbakanı çömeltenin sadece teröristler değil, askeriyenin de olması. bu ülkede asker siyasileri de halkı da çömeltmiştir.
öncelikle takılınan nokta çok saçma. nedir yani çömelmeyip ayakta durunca kahraman mı ilan edilecekti?
şunu bilirim ki; şırnak'ta pusuya düşen 22 kişilik askeri grubumuz telsizle karargahtan yardım isterler. dönemin tümen komutanı, Tümgeneral Tahir Bekiroğlu bizzat operasyona katılıyor. teröristler haberi alıp, destek istiyorlar. destek geliyor ve var güçleri ile askerlerimize saldırıyorlar. amaç, generalin kellesini almak ve o güne kadar duyulmamış reklamı yapmak. türkiye cumhuriyeti ordusuna ait bir paşanın kellesi, boru mu?
askerimiz ve paşamız çapraz ateşin altında, gabar dağının engebeli arazisinde sadece ateşten korunabilecek kadar saklanabiliyorlar. karşılık vermek mümkün değil. karargahtan destek isteniyor, Tümgeneral Tahir Bekiroğlu'nun operasyonun içinde olduğu ve durumlarının zor olduğu ifade ediliyor.
haber genelkurmay'a kadar gidiyor 4-5 dakika içinde. olağanüstü bir kararla, çevre illerden gelen takviye kuvvetle beraber, destek için telsiz görüşmesinden sadece 8 dakika içinde 4 adet f16, 23 -yirmiüç- adet skorsky helikopter ve özel hava harekat indirme tugayı'ndan 67 bordo bereli asker temas noktasına ulaşıyor. kusursuz bir kurtarma operasyonu ile Tümgeneral Tahir Bekiroğlu o noktadan alınıp götürülüyor.
şimdi gelinen nokta şudur; bir takım rant peşinde koşan kişiler açık açık bu pkk sorununun bitmeini istemiyor. çünkü pkk biterse silah satışı biter. pkk biterse sağlanılan lojistik destek biter.
gelelim ata çömelir miydi sorusuna; ata çömelmezdi, çömeltirdi. evet.
başbakanın çökmesi yüzünden bu kadar üstüne gidilmesini doğru bulmuyorum ama dersenki korkak bir politika izliyor çok doğru erdoğan bakmayın öyle bağırıp çağırdığına* ödleğin tekidir.hakkı olan sınır ötesi operasyonu için bile amerikadan izin isteyecek kadar.
ama burda atatürkü eleştirenler olmuş bu konuda gülüp geçmek gerekir dünyanın kabul ettiği bir komutan.20.yüzyıldaki dünyanın en iyi komutanlarından biri.perişan olmuş osmanlıyı kurtarıp bu günlere getirmiş bir lider.
hatta bir gazi! hangi genelkurmay başkanı savaşın ortasına gidip çarpışır ve yaralanır bu devirda yada hangi tayip ?
gereksiz bir kıyastır. beğensek de beğenmesek de ülkemizin başbakanıdır, ülkemizi temsil etmektedir. iyi temsil edemediğini düşünsek bile.
başından beri o mizansenin bilinçli olarak hazırlandığını düşündüm ben de. tabi atatürk olsaydı çömelmezdi şeklinde de bakmadım. koşullar farklı, kahramanlar artık çıkmıyor bu topraklardan. atatürk ile erdoğan'ı kıyaslamak dahi manasızdır, biliyorsunuz.
mizansene gelince, paşalarla o siperde 3-5 dakika bulunmak psikolojik bir çalışmadır bana kalırsa. hem teröriste hem de bize yönelik bir halkla ilişkiler çalışması sadece. çömelmek konusuna gelince, art niyetli olmak istemem ama mizansene uygun olarak eğilme yapılmış orada. keskin nişancı vs sözkonusu değil tam anlamıyla tedbir alınmış, kaldı ki o siper saldırıya uğrayan siper değil. ayrıca saldırı durumu sözkonusu değil, zira çömelenler görüntülerin sonunda ve ortasında bildiğimiz ayakta öylece dikilmekte. başbakanın korumaları ayakta, aynı zamanda başbuğ ve erdoğan'ın hemen arkasındaki üst düzey asker de aynı şekilde ayakta durmakta.
halkla ilişkiler ve psikolojik açıdan "biz burdayız" mesajı verilmek istense ve hem asker hem de siyasi olarak ayaktayız mesajı verilmek istense de fotoğrafların ardından görüntülerin medyaya verilmiş olması ile bu mizansen öyle ya da böyle tam tersi bir rüzgar yarattı.
bu da ülke sorunlarının ve elbette terörün neden bitirilemediğini gayet açık şekilde ortaya koymakta. terörist saldırılar bu kadar artmışken siyasilerin ve askerlerin daha ciddi şeylerle uğraşması gerek. sayın cumhurbaşkanının stk'larla buluşması nasıl olan bitene çare olmaktan çok uzaksa, bu tarz yapay sahnelerin ve mizansenlerin de tam tersi etki yapması gayet normal bir sonuç. öyle ki yürüyerek 2 saat uzaklıkta olan bir terör kampına dahi müdahale etmekten aciz bir durumdayız. sınırın öte yanı saddam dönemindeki gibi dilediğin gibi koştursun efenim şeklinde değil artık. amerika var orada. yapılacak herşey ve her müdahalede muhatabınız amerika. eğri oturalım doğru konuşalım, ortadoğu denkleminin dışında kalabileceğiniz bir durumda amerika'yı siyasilerin ve askerlerin karşılarına alması ciddi riskler taşıyor. ekonomik, sosyal ve siyasal anlamda çömelmiş vaziyettesiniz. akp'si chp'si yok bu işin. para veren emir verir, burası ortadoğu. kim düşman kim dost belli değil. abdullah gül belki de en doğru sözünü söyledi şu son birkaç günde. ekonomik, sosyal ve siyasal olarak bu kadar bağımlı iken bugüne değin olduğu gibi bundan sonra da amerika'yı karşısına alan iktidar olmaz, olamaz. sadece siyasiler değil, ülke de ciddi riskler altına girecektir karşıya alma halinde. 1 mart tezkeresi ardından yaşananlara bakacak olursanız, en azından ekonomik ve siyasal alandaki "bedel ödetmeyi" görebilirsiniz. bu bedeli siyasilerin, askerlerin ödemesi değil mesele; bedeli sadece erdoğan ya da asker ödemeyecek zaten. milletçe ödeyeceğiz, ödetecekler. bu bedeli ödemeyi göze alabildiğimiz vakit bu ülkede birşeyler değişecek ama zor, gerçekten çok zor.
sonuçta terör karşısında askerimiz polisimiz vatandaşımız tam anlamıyla allahına emanet. allah ülkeye daha fazla acı yaşatmasın ama durum bu.
biz olayın magazinsel boyutlarında gezen insanların yaşadığı bir memlekette yaşıyoruz. sokaktaki vatandaş da olsak, asker de olsak, siyasetçi de olsak bundan besleniyor, bundan varlık kazanıyoruz.
ateşse düştüğü yeri yakmaya, kül etmeye devam ediyor. sonumuz hayrolur inşallah.
fatih altaylı'nın kemal beyi destekleme amaçlı yazısı. doğruluğu, yanlışlığı önemli değil. insanları provoke edeyim, hükümeti eleştireyim de gerisini boşver hesabı...
atatürk şemdinliye gitseydi 2,5 km yarıçaplı bir sniper var olduğunda mecburen eğilirdi. eğilmese armut gibi avlanırdı. bir türkiye cumhuriyeti başbakanını teröre kurban vermek hem maddi hem manevi ne sonuçlar doğururdu, hesap edin artık.
kaldı ki atatürk'ün cephedeki fotoğraflarında tam bir asker gibi korunaklı vaziyette duruşunu izliyoruz. siper nedir mevzi nedir bilinmemesi, orda ne yapılır, nasıl korunur bilinmemesi türkiye gibi her erkeği askerlik yapan bir ülkede oldukça ilginç. askerlik yapmamış insanların ise akıl ve mantıkla çözebileceği sorun. hayatta ilk öğretilecek şey insanların gereksiz risklere girmemesi. şahsen o mevzide ayakta duran bir başbakan, bir genelkurmay başkanı görseydim ne gerizekalılarmış merminin önüne çıkmayı erkeklik sanıyorlar derdim. madem askerlerimizde kum torbalarının arkasına saklanmasın. ne gerek var, türk'e yakışır mı torba arkasına saklanmak. senin mantığının...
fatih altaylı mevzilerde keklik gibi ayakta durabiliyorsa gitsin de görelim bakalım. bu fatih altaylı askerlik yapmamış herhalde ki bol keseden atıp tutuyor. askerlik yapmamış ergenler gibi aptalca konuştuğuna göre...
ben hiçbir şey demeyeceğim de, türk milletinin tartıştığı konu buyken, teröristten korkmasanız da, dimdik ayakta dursanız da ben bu ülkenin evladı olarak güleceğim size yine. ahah.
önermeyiyorumlamak saçma geliyor elma vs armut ya da messi vs bilmem ne kıvamında bir önerme kıyaslamanın yapılması bile yanlış da yazan adama bakınca yanar döner gecelere verdim kendimi misali bir öyle bir böyle konuşan liberal takılmaya çalışan amma zerre kadar liberal olmayan bir adam geliyor aklıma.
başbakanı korumak için söylemiyorum ama ne yapıcaktı başka gelin vurun öldürünmü diyecekti. ayrıca orada büyük atamız gibi komutan rütbesiyle bulunmuyordu, devletin başbakanı olarak hatta takım elbiseyle duruyordu. büyük atamız da orada olsaydı takım elbisesiyle beraber, oda aynen öyle yapacaktı. ayrıca herkes canının değerini bilir.
çömelirdi. nokta atışı yapılan bir (bkz: sniper) icat edildiyse ve askerlerin çogu bu şekilde öldürülüyorsa çömelirdi. çömelirdi ki buna bi çözüm bulmak için çömelirdi.
atatürk yasasaydi, cömelmezdi tamam da, atatürk yasasaydi, pkk bu kadar semiremezdi. ve o teröristbasini da yakalandigi gün astirirdi. zaten pkk diye bir sey olamazdi.
atatürk sadece mevzi de degil bütün hayatinda hicbir korkaklik yapmamis bir adamdir. o, yedi düvele kök söktüren ingiliz ordusu karsisinda "cephanemiz bitti komutanim" diyen tegmene, "cephanen bittiyse, süngü tak, yere yat" emrini vermistir. üstelik orada ana komutan falan da degil, o askerlerin orada hepsini öldürseler, kendi kafasini da altin tepsi de, kendi komutanlarina sunuyor...öyle emirler verebilmek icin mangal gibi yürek olmasi gerekir adamda...o yüzden pasayi bu konulara karistirmamak gerekir, mustafa kemal le bugünkülerin kesinlikle kiyaslanmamasi gerekir, kiyaslamak abesle istigaldir.
