ataol behramoğlu

entry214 galeri9 video2 ses3
    209.
  1. islam düşmanı biridir. Gülşen gibi Hapse girmelidir.
    0 ...
  2. 208.
  3. kaliteli, atatürkçü önemli yazar ve akademisyenlerden biridir.
    1 ...
  4. 207.
  5. KURBAN iBADETiNE DiL UZATAN ÖĞRETiM ÜYESi BERHAMOĞLUNU ŞUTLAYAN AYDIN ÜNiVERSiTESiNi ALKIŞLIYORUZ.
    0 ...
  6. 206.
  7. insanı tasvir ettiği bir şiirinden alıntı yapacağım entellektüel.

    "Kimi dağlık bir arazidir.
    Kimi kıraç
    Kimi bereketli
    Kimi dardır
    Kimi engin gözalabildiğince.."
    0 ...
  8. 205.
  9. ismet özel'le halkın dostları'nı çıkartmışlardır. kültürlü sınıfın ismet özel'e açtığı gizli kredi de önemli etkisi olan solcu baron.
    0 ...
  10. 204.
  11. kaşarlanmış solculardandır.

    uzun seneler toplumcu edebiyat ve ulusalcı retorik kullanarak bunların kredisini iyi sömürmüştür.

    doğan hızlan'ın papyonla kültür otoritesi olması gibi bir şey yani..
    0 ...
  12. 205.
  13. "Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür
    gümbür bir telaş
    Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne
    güzel,
    düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!"

    Bir gün mutlaka.

    Umarım...
    1 ...
  14. 204.
  15. ''Başka biri olacaksın istemesen de
    Tenine başka bir ten dokunduğunda
    Gövden buluştuğunda başka bir gövdeyle
    Başka bir nefesle karıştığında nefesin

    Başka biri olacaksın istemesen de
    Gece uykunda ya da gün ortasında
    irkileceksin apansız bir duyguyla
    Bir uçurum kıyısında sendelemiş gibi

    Başka biri olacaksın istemesen de
    Bakışlarımın izini taşıyan giysilerin
    Tüketecek ömürlerini birer birer
    Değişecek yeri bir dolabın,pencerede bir çiçeğin

    Başka biri olacaksın istemesen de
    Dudaklarında benden sonraki bir çizgi
    Tanımadığım bir ton gülüşünde
    Ve artık beni unutmaya başlayan gözlerin

    Sonra, sonra başka birisin..''
    1 ...
  16. 203.
  17. Hayatında hiçbir iktidarın yandaşı olmamıştır.
    Duruş sahibidir.
    Sanatçıdır, aydındır.
    0 ...
  18. 202.
  19. Tam anlamıyla bir şairdir. Çevirileri de bana kalırsa şahanedir.

    Fikir insanıdır, duygu insanıdır. Muazzam bir betimleme ustasıdır. Tarzı, uslubu bana kalırsa eşsizdir.

    Hissettiğimiz ama doğru kelimelerle ifade edemediğimiz duygular vardır. Bizim kelimelerimiz çoğu zaman onları olanca çıplaklıklarıyla açığa çıkartmaya, dolayısıyle o duyguyu eksiksiz, büsbütün yaşayabilmemize imkan tanımıyor. Ataol behramoğlu ve onun gibi değerli ustalar bu açıdan okuyucusunu besliyor, rahatlatıyor. Anlamanın ve anlaşılmanın, duygu ve düşünceleri hakkını vererek anlatmanın sanatını öğretiyor.

    Ayrıca son kitabı 'ne çok hain' herkese tavsiyemdir.
    0 ...
  20. 201.
  21. "insan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine.
    Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına.

    insan balıklama dalmalı içine hayatın.
    Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına.

    Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar.
    Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın.
    Değişmemelisin hiçbir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu.
    Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın.

    Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle.
    Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı.
    Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına.
    Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı.

    Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
    Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına.
    Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır.
    Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana."
    1 ...
  22. 200.
  23. büyük şairdir, kavga insanıdır. ama zannımca az biraz ismet özel'in gölgesinde kalmıştır.
    1 ...
  24. 199.
  25. “ama artık gitmek geliyor içimden.
    bir sabah masmavi bir bulutun peşinden,
    dönüşü olmayan yerlere.”
    0 ...
  26. 198.
  27. Şiirlerinin bendeki yeri ayrıdır.

    Büyük şair sıfatıni sonuna değin hak eder.
    3 ...
  28. 197.
  29. 196.
  30. Kaldırın bugün ne kadar engel varsa güneşle aranızda, elinizin değdiği her şey gökyüzü koksun.
    1 ...
  31. 195.
  32. Bana "çok karamsarsın biraz ataol behramoğlu oku" diyen edebiyat hocamdan beridir okumadığım şair kendileri.
    0 ...
  33. 194.
  34. Cellat uyandı yatağında bir gece
    "Tanrım" dedi "Bu ne zor bilmece:
    Öldürdükçe çoğalıyor adamlar
    Ben tükenmekteyim öldürdükçe..."
    24 ...
  35. 193.
  36. Revolver şiiri harikadır mutlaka okuyun dediğim yazardır.
    Aşağıya bırakıyorum okumak isteyen sözlük ahâlisine.

    Bu aşk burada biter ve ben çekip giderim
    Yüreğimde bir çocuk cebimde bir revolver
    Bu aşk burada biter iyi günler sevgilim
    Ve ben çekip giderim bir nehir akıp gider

    Bir hatıradır şimdi dalgın uyuyan şehir
    Solarken albümlerde çocuklar ve askerler
    Yüzün bir kır çeçeği gibi usulca söner
    Uyku ve unutkanlık gittikçe derinleşir

    Yan yana uzanırdık ve ıslaktı çimenler
    Ne kadar güzeldin sen! nasıl eşsiz bir yazdı!
    Bunu anlattılar hep, yani yiten bir aşkı
    Geçerek bu dünyadan bütün ölü şairler

    Bu aşk burada biter ve ben çekip giderim
    Yüreğimde bir çocuk cebimde bir revolver
    Bu aşk burada biter iyi günler sevgilim
    Ve ben çekip giderim bir nehir akıp gider.
    6 ...
  37. 192.
  38. 191.
  39. dilimin altında özlem var
    ve karışık bir dua
    boğulmuş anılar
    seni getirmez bana

    şiirler bana seni getiremez
    ne de bir yazdan kalan kırıntılar
    bir taş olabilseydim
    uyku ya da rüzgar

    ilkbahar yine gelecek
    belki yine mutlu olurum
    bir dilsizin şarkısına benzeyecek
    senden sonra mutluluğum.

    Ataol Behramoğlu'nun aşk iki kişiliktir kitabındaki on ayrılık şiiri'nin yedincisidir.
    8 ...
  40. 190.
  41. Şiirlerindeki en önemli konu devrim ve aşktır.
    Şiirlerinde uzun mısralar kullanır.

    Ilk zamanlar aşırı toplumsal ve kavgacı bi çizgide yazdı.
    Aynı zamanda antoloji ve çevirilirde yapmistir.

    Bir ermeni general, bir gün mutlaka, yaşadıklarimdan öğrendiğim bir şey var, ne yağmur ne şiirler şiirleridir.

    Yaşayan bir şiir, şiirin dili anadil, utanıyorum, mekanik gözyaşları denemeleridir.

    Ayrica baska gökler altında, yurdu teninde duymak gezi yazılarıdır.
    2 ...
  42. 189.
  43. reichstag yangını yazmıştı, behramoğlu, yurtseverlerin ergenekon ve balyoz 'la yakıldığı
    en alevli günlerde.

    bu kurmaca olay, 'hitler’in iktidara bütünüyle el koymasının ve komünist partisi başta olmak üzere her türlü muhalefeti kısa süre içinde yok etmesinin de başlangıcıdır.' diyor.

    ataol behramoğlu
    24.01.2009
    cumhuriyet
    reichstag yangını mahkemesi

    arkasında devletin olduğu bir provokasyonun kokusu duyulduğunda akla hemen reichstag yangını ve onu izleyen düzmece mahkeme gelir.

    internete girdiğinizde bu konuda basınımızda yayımlanmış yazılarla karşılaşırsınız.

    ali kırca’nın “reichstag’ı kim yaktı?” başlıklı yazısı (sabah, 13 eylül 2005) bunlardan biri.

    aynı konuda ali sirmen de “reichstag yangını nasıl oldu?” başlıklı bir yazı yayımlamış (cumhuriyet, 25 mart 2008).

    her iki yazarın da yazı başlıklarını soru işaretiyle noktalamış olmaları rastlantı değil. reichshtag binası yangını ve onu izleyen mahkeme üzerindeki soru işaretleri günümüzde de sürmekte.

    fakat kesin olarak bilinen, bir kundaklama sonucu gerçekleşen yangını kim, nasıl çıkarmış olursa olsun, hitler yönetiminin bu olayı bütün muhaliflerini temizlemek için kullandığı ve bunda da büyük ölçüde başarıya ulaştığıdır.

    ***

    ansiklopedik bilgimizi yenileyelim:

    almanya cumhurbaşkanı paul von hindenburg, 31 mart 1932 seçimlerinde oyların yüzde otuz yedisini almakla birlikte parlamentoda çoğunluğu sağlayamayan nasyonal sosyalist işçi partisi kurucusu ve başkanı adolf hitler’i ocak 1933’te başbakanlığa atıyor.

    kapitalizmin korkusu, komünistlerin bir genel grevle ülkede devrimci durum yaratmasıdır.

    hitler’in partisinin katolik merkez parti’yle istikrarlı bir koalisyon kuracakları umulmaktadır.

    reichstag (alman parlamento binası) bu atamadan bir sonraki ay, şubat 1933’te kundaklanıyor.

    bu olay, hitler’in iktidara bütünüyle el koymasının ve komünist partisi başta olmak üzere her türlü muhalefeti kısa süre içinde yok etmesinin de başlangıcıdır.

    ***

    şu günlerde benim reichstag yangını ve mahkemesiyle ilgilenmem de rastlantı değil.

    tahmin edilebilecek nedenin yanı sıra bir başka neden, şu günlerde okumakta olduğum muhteşem bir kitapta anlatılanlar.

    peter weiss’ın “direnmenin estetiği”nden söz ediyorum… (yky, çağlar tanyeri-turgay kurultay çevirisi.)

    kitabın olağanüstü önemi ve değerinin yanı sıra, çevirinin de eşine az rastlanır seçkinlikte bir çeviri emeği olduğunu belirtmek gerekir.

    büyük boy 820 sayfalık bu kitabı, acele etmeksizin, sindirerek okuyor (başka türlüsü zaten olanaksız!) ve diyebilirim ki her sayfasından bir şeyler öğreniyorum.

    “direnmenin estetiği”ne belki bir anı-roman denebilir.

    aynı zamanda bir siyasi tarih kitabı, yanı sıra da edebiyat ve sanat kuramı alanında bir başyapıt…

    sayfalar boyunca almanya’da komünist, sosyalist, sosyal demokrat ya da demokratik sol partiler ve kişiler arasında dinmek bilmeyen çatışmaların, kamplaşmaların, düşmanlıkların hitler’i ve partisini adım adım iktidara nasıl getirdiğini ibretle okuyorsunuz…

    ve.. başka başka ülkelerde de olsa, tarihin nasıl bu kadar göz göre göre tekrar ettiğine şaşırarak…

    ***

    burada ayrıntıya girmemin olanağı yok. (başka vesilelerle ve nedenlerle weiss’ın kitabından daha sonraları da mutlaka söz edeceğim.) şimdilik reichstag yangını ve sonrasındaki düzmece mahkeme konusunda gözlemim ise, kundaklamayla suçlanarak tutuklanıp berlin’deki moabit hapishanesi’nin avlusunda volta atmaya gönderilen, sonuçta da yaşamları şu ya da bu biçimde gestapo’nun elinde sona eren seçkin aydın, yazar, gazeteci, siyasetçi ya da sendikacı arasında hitler faşizminin hiçbir ayrım gözetmemiş olduğu…

    solun kılı kırk yaran tartışmaları ve sonsuzca sürüp giden bölünmeleri, nazizmin toptancı yargısı önünde hiçbir anlam taşımıyor.

    bu ayrışıp bölünmeler, sadece ve ancak, solun ve yanı sıra da her türlü muhalefetin nazizm tarafından kökünün kazınmasını kolaylaştırmaya hizmet etmiştir.

    ***

    alman parlamento binası yangını ve sonrasındaki düzmece mahkeme tipiktir…

    totaliter sistemler provokasyonu sever.

    tarih burada tekrar ediyor ve edecektir de…

    şaşırtıcı olan, bundan ders çıkarması gerekenlerin ders çıkarmamakta ısrar etmeleri, yaklaşan büyük tehdidin karşısında birlik olmayı başaramayışlarıdır.
    0 ...
  44. 188.
  45. sadece büyük bir şair değil, büyük bir yurtseverdir.

    cahilini arsızını savdık şimdi bir de kendini sosyalist sanan basınımızdar düdüklü tencere çıktı meydana.

    biraz mürekkep yalayınca 3 kitap okuyunca havaya giren çakma solcular az değil, bu bağımlı emperyal yarı aydını bol bu az gelişmiş ve çorak topraklarda.

    ergenekon ve balyoz süreçlerinde, akp,fetö, liboş birlikteliği ile yürütülen sürek avına
    bu ülkenin tü,m yurtseverleri karşı çıktı, karşı durdu. kendini solcu sanan kökünde pis emperyal sular bulunan liboş ve solcu müsvetteleri, fetönün itleri ile kucak kucakkucağa, yurtsevere ellerindeki tüm medya organları ile linç yürüttüler. aha da misal örnek ufak bir uras var misal bunlardan numunelik bir örnek. bunlarında alayı da yetmez ama evetci ahmak oldu.

    şimdi bu pis adamların, yurtsever aydınların için yazdıkları iftiraları kopyala yapıştır buralara
    koyan kuş beyinli tipler var.

    lan sağ kemalist ne demek lan ötmeyen düdüklü tencere.
    şimdi, sana nerelerine kadar battı ise, kemalizmi aşşağılamak için kullanıyorsun anladık.
    onu biz göğsümüzde aklımızda yüreğimiz de şerefle taşırız. sağ kemalist ne lan tahammülsüz civciv.

    ne demiş şair,
    emeksiz zengin olanın kitapsız bilgin olanın sermayesi din olanın rehberi şeytan olmuştur.

    böyle kitapsız, ezberlediği kopyala yapıştır yaptıüğı üç cümle ile çakma solcu olanın rehberi boka batmakta olan emperyalizmdir.

    neyse bu itleri geçelim bir kalemde.
    o kadar işin gücün arasında, bu büyük şairi tekrar anımsattı bu alçaklar.
    ekşi, arşivimi karıştırdım. güzel cümleler kurmuşum zamanında.

    "...
    bir gün mutlaka yeneceğiz! bir gün mutlaka yeneceğiz! bunu söyleyeceğiz bin defa!
    sonra bin defa daha, sonra bin defa daha, çoğaltacağız marşlarla
    ben ve sevgilim ve arkadaşlar yürüyeceğiz bulvarda
    yürüyeceğiz yeniden yaratılmanın coşkusuyla
    yürüyeceğiz çoğala çoğala...
    ..

    şiirin, yurtseverliğin ve de insanlığın bayrağını hep beraber dalgalandırır.

    .....
    alçaklıkla insan olmak arasında
    bir seçim yapman gerekirse eğer
    neresi olmalı bulunduğun yer?
    ...
    ve yaşamla ölüm arasındaki savaşta
    ölümü göze alman gerekirse eğer
    neresi olmalı bulunduğun yer?

    http://www.cumhuriyet.com...e_ve_herkese_sorular.html

    17 ekim 2015 cumartesi günü köşesinde bu çarpıcı şiiri vardı. an itibarı ile halk radyo'da dinliyorum.
    10 ekim'de katledilen canlar için yazdığı şiiri okudu ekrem ataer.

    kendime ve herkese sorular

    karanlığın aydınlıkla savaşında
    karanlıktan yana değilsen eğer
    neresi olmalı bulunduğun yer?

    iyilik kötülüğe yenik düşerken
    kötülükten yana değilsen eğer
    neresi olmalı bulunduğun yer?

    nefretin sevgiyle yarışında
    nefretten yana değilsen eğer
    neresi olmalı bulunduğun yer?

    akıl sinmişken aptallık karşısında
    aptallıktan yana değilsen eğer
    neresi olmalı bulunduğun yer?

    zalim acı çektirmedeyken mazluma
    zalimden yana değilsen eğer
    neresi olmalı bulunduğun yer?

    doğruluk yalanla kuşatılmışsa
    yalandan yana değilsen eğer
    neresi olmalı bulunduğun yer?

    sinsi tuzaklarına erdemsizliğin
    erdem düşmek üzereyse eğer
    neresi olmalı bulunduğun yer?

    haksızlıkla eşitsiz savaşımında
    haklılık silahsız kalmışsa eğer
    neresi olmalı bulunduğun yer?

    adalet kılıcının kabzasına
    celladın eli uzanmışsa eğer
    neresi olmalı bulunduğun yer?

    alçaklıkla insan olmak arasında
    bir seçim yapman gerekirse eğer
    neresi olmalı bulunduğun yer?

    korku cesareti kemirmedeyken
    korkudan yana değilsen eğer
    neresi olmalı bulunduğun yer?

    ölüm bıçak bilemekteyken yaşama
    ölümden yana değilsen eğer
    neresi olmalı bulunduğun yer?

    ve yaşamla ölüm arasındaki savaşta
    ölümü göze alman gerekirse eğer
    neresi olmalı bulunduğun yer?

    ataol behramoğlu
    0 ...
  46. 187.
  47. hislerime tercüman olmuş şiirin yazarıdır:


    Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
    Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
    Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
    Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

    insan saatlerce bakabilir gökyüzüne
    Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
    Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
    Kopmaz kökler salmaktır oraya

    Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
    Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
    Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
    Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

    insan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
    Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına

    insan balıklama dalmalı içine hayatın
    Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

    Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
    Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
    Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
    Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

    Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
    Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
    Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
    Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı

    Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
    Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına
    Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
    Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana

    Ataol BEHRAMOĞLU
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük