nefes alamamaktan çok, alınan nefesi boşaltamama durumudur. ya da öyle bir his uyandıran durumdur. bir türlü aldığınız nefes yeterli gelmez ve en sonunda ciğerleriniz patlayacak hissine kapılırsınız. çeken bilir.
gitmek üzere olan otobüse koşup yetişemezsiniz, üç kattan fazla çkamazsınız. dağlara tepelere tırmanamazsınız. yoksa ne kadar alırsanız alın, o nefes size bir türlü yetmez.
seretide diskus ve notta'yla beraber hayatıma müthiş bir uyum sağlamış hastalık. sigara da içtiğim için ileride muhtemelen başka bir yerlerimden soluyacağım ama olsun, hayat yine de güzel.
az önce nefes alamamyla başlayan gözyaşlarıyla beraber nefes almaya çalışmak ölsem annem ne kadar üzülecek diye düşünmek ve sırf bunun için nefes almaya çalışmak ilk defa başıma geldi
bugün astımla tanıştım rahat nefes alabilmek herşeyden önemliymiş.
zor bir hastalık. öldürmez ama süründürür. şeker hastaları nasıl yediklerine dikkat etmek zorundaysa, astımlılarda soluduğu havaya dikkat etmek zorundadır. ev ortamı ise astımlılar için dejenfekte edilmiş olması gereken ortamlardır. halıların koltukların içine gizlenmiş yatakta onları bekleyen mite denilen canlılardan arınmış bir ortamda yaşamaları gerekmektedir bu hastaların. elyaf, toz, toprak ve tabiki duman astımlıların düşmanıdır.
ayrıca çocuğu astımlı olan ebebeynlerin ''çocuğum oynasın'' diye oyuncak ayı köpek kedi gibi oyuncaklar almaması gerekir.
Kronik hava yolu inflamasyonu, Bronş aşırı duyarlılığı, Diffüz-değişken ve genellikle reverzibl hava yolu obstrüksiyonu ile karakterize hava yolu hastalığıdır. nefes darlığı, öksürük, göğüste sıkışma ve baskı hissi, hırıltılı solunum gibi semtomları vardır. gerisini sonra yazarım.
kansere bile çare bulmak üzere olan tıpın bu konuda ne kadar geri kaldığını gösteren musibet hastalık. şu anda bu hastalık hakkında yapılabilen tek şey hastalığı sindirmek. bunun haricinde tedavi olmak için yapılacak hiçbir şey yok maalesef. (bkz: allah düşmanımın başına vermesin)
belki de en kötü hastalıktır. diğer hastalıklar gibi bi yerim agrısın, kanasın diye yalvarırsınız. cünkü nefes alamamak kadar lanet bişey yoktur ve sondur. o nefesi alamadıgınız zaman herşey biter cünkü. neredeyse her astım krizinde aldıgınız nefesleri sayarsınız sonuna ne zaman gelicem diye. otobuste, evde, okulda, yolda, konserde her yerde o vardır ve ne zaman tutacagı belli olmaz. kriz geldiğinde kimseye belli etmek istemezsiniz insanların size üzülmesini istemediginiz için. önce bir durgunluk gelir, sonra kısık kısık nefas almalar ve daha sonra nefes alamama olayı. eger yanınızda spreyinizde yoksa tam manasıyla boku yemiş duruma gelirsiniz. kalpte sıkısmalar, bulanık görmeler, secilelebilecek seslerin ugultu haline gelmesi, esneyerek derin nefes alma cabaları hepsini aynı yasarsınız. sonunda derin bir nefes alıp rahata kavusursunuz belki ama zaten uzun olmayacak ömrünüzden ömür gider. ve* bütün astım hastaları "ne zaman şu sayılı olan nefesim biticek acaba?" düşüncesindedirler. tabii ki herkesin nefesi sayılıdır ama onların ki sanki daha bir azdır. çünkü aldıkları her nefes ödüldür.
latince asthma, günümüzde bronşiyal astım olarak da bilinen Dominique Wilkins, Dennis Rodman, Alberto Salazar, John F. Kennedy gibi ünlülerin de sahip olduğu alt solunum yollarının kronik iltihabı sonucu bu yollarda daralma yaparak etki gösteren, sebebi belli olmayan hastalık.
Tam tedavisi olmasada pek çok hastada hastalığını unutmaya yol açacak derecede iyi tedavileri yapılabilmektedir, meyvesi nefes alamamak gibi berbat bir şey olan hastalıktır. *