bugün

ben kaçmayı düşünmüştüm açıkçası. zaten gelir gelmez sivil kıyafetlerle 2 tona yakın kum çektik tekeri bozuk el arabası ile, bir yandan terhisine az bir süre kalan askerlerin dalga geçmesi. bir yandan geçireceğiniz gün sayısı, bir yandan da kimdir nedir belli olmayan ama tam yanınızda yatan bir sürü insan. ulan iyi ki bitmiş be.
nizamiyeden netflix şifrenizi almayı unuttuysanız biraz sıkıcı geçer. hem bazı koğuşlarda klimalar arızalı oluyor.
en uzun gecesi gibi gelir psikolojik açıdan.
ne yaparsan yap, tuvalet icin geceyarisi kovustan cikma.
Icerideyken burun alisiyor, tepki vermiyor. Eger bir cikarsan, temiz havadan sonra geri dondugunde o ayak ve osuruk karisimi kokudan degil uyumak, iceri bile giremezsin sabaha kadar.
banka şubesinde işimi ne kadar kolay hallettim diyerek, güzel bir uyku çekmiştim.
benim 2 ranza yanımda duran kişi bleklerini kesmişti. oradan hesap et. ha tek kişilik ranzada birbirini tanımayan 4 adamın uyuması gibi muazzam absürt bir durumda var tabii.

bunun birde terhis olduktan sonra KTM'de ilk gün versiyonu vardır tadından yenmez.
Yukaridaki yazilari okuduktan sonra ogluma bedelli yaptırmayı düşünüyorum.
Jakuzinin su ayarında sorun çıktı, röpdoşambrım ütüsüz olarak teslim edildi, bütün bunlar yetmezmiş gibi açık büfede sadece 4 çeşit akşam yemeği vardı.

Tam daha kötüsü olamaz derken günlük çarşaf değiştirilmediğini öğrendim...
7 yıl yatılı okuduğum için zorlanmadim.
çok kutlu bir gecedir. ağlayanlar mı dersin imana gelenler mi dersin neredeyim lan ben diye filozofa bağlayıp hayatın anlamını çözenler mi dersin üstündeki ( ranza sistemi bebeyim ) adam gamsız çıkıp tosur tosur uyuyup g.tü ile trampet çalmasından psikolojisi bozulanlar mı dersin.. adam hayatı boyunca hiç aynı odada 2 kişi ile bile uyumamış sen orada 50+ adamla aynı koğuşta yatırıyorsun kafadan.

ben bu geceyi 1 kere kendim yaşadım 5 celp boyuncada acemilerin yaşayışlarına şahit oldum. 30 yaşında ve o zamanlar benden 10 yaş büyük adamın omzumda ağladığını gördüm. hani nerede size askerde yaptığı kahramanlıkları anlatan varsa "sieeeeeee" çekin gönül rahatlığı ile. bizim gibi bazı tipler ( harbiden hiç koymadı çünkü zaten sokaklarda büyümüştük evi otel gibi kullanıyorduk ) haricinde kalanlar bildiğin ana kuzusuna dönüyor o ilk gece ve takip eden 1 aylık alışma süresince. 1 aydan sonra çoğu özüne yani sansar hallerine dönüyor orası ayrı..
yatağa yatar yatmaz uyudum valla 1 gün önce hiç uyumadığım için.
Türkiye'deki insan profilinin gerçek yüzüdür asker ocağı.

ilk gün ben nereye geldim aliminyum? Demiştim.
Astegmen olarak gittim, zaten 2 sınıf arkadaşım ve üniversiteden de 10 kişi aynı bölükte idik...

Ranza falan görmedim, bildiğin baza tarzu yataklarda, odada 4 kişi uyuyorduk...

istediğin zaman duş alabiliyordun, yemeklerimiz porselen tabak ile veriliyordu. Çok şükür okuduk da çile çekmedik..
180 küsür gecenin ilkidir.

ilk gece zorlar ama sonraki geceler kafaya koyduğunuz gibi uyursunuz.
Çok uykusu vardır insanın ama yorgunluktan uyuyamaz.pskolojik olarak da ertesi sabah yaşayacaklarını görmek istemediğin den uyumak istemiyor insan.
Yorgunluktan yattığınız yeri bile anlamazsınız.
Osura osura uyudum.
Ana kucağı değil asker ocağı orası.
Az erkek olun lan gevşekler.
Çığlık attım altıma sıçtım diyenlerden değildim valla dana gibi yattım uyudum.

Vatan borcu ödemeye gidiyorsunuz amk.
Gecenin bu yarısında mide bulantısı ile yataktan fırlayıp sakinleşmek için sözlüğe girip bu başlığı gördüğümde o gece böğrüme oturan taşı gene hissettim ne oluyor diyorum şu an.Anlatılmaz yaşanır.
Sabahinda acayip sikisin donecegi gecedir.
Komutan ballı süt getirdi içtik, her yerde Wi-Fi çok iyi çekiyor. Bu akşam yol yorgunluğu erken uyuyacağız yarın zabaha kadar dans.
benim cibinliğin içine bir sivrisinek girmiş. komutan onu buldu ve öldürdü sonra da sineğin ısırdığı yeri öptü çıktı gitti.
Annemi özlediğimi söyleyip, ağladım diye komutan beni dövmüştü. Sonra bir de dövdü diye ağlamıştım. Sonra üzülmüştü sanırım ki, eğleneyim kafamı dağıtayım diye gazino diye bir yere yollamıştı.
Kahvaltı için 6 tepsi börek yapmıştım, 1 tane yiyebildim.
yabancılık çekmeyelim diye garnizon korosu koğuşta ninni söyledi, sonra koğuş nöbetçisi hepimize yemekhaneden ılık olarak güğümlerle getirdiği sütleri dağıttı. bunun için atılır karton bardak getirmişti. tabi sütün yannda ülker bebe, ve eti cicbebe bisküvisi vermeyi de unutmadı. isteyenlere cep telefonuyla ailelerini aradı.

sonra bölük komutanı geldi, hepimize sarılıp, saçlarımızı okşayarak "iyi geceler" derken kulaklarımıza bir şeyler fısıldadı, ancak sabah birbirimize ne dediğini sorduğumuzda, kimsenin bir şey anlamadığı ortaya çıktı.

askerliğimiz, kulağımıza fısıldanan bu lafları sahada uygulamaya çalışmakla geçti.