ben kaçmayı düşünmüştüm açıkçası. zaten gelir gelmez sivil kıyafetlerle 2 tona yakın kum çektik tekeri bozuk el arabası ile, bir yandan terhisine az bir süre kalan askerlerin dalga geçmesi. bir yandan geçireceğiniz gün sayısı, bir yandan da kimdir nedir belli olmayan ama tam yanınızda yatan bir sürü insan. ulan iyi ki bitmiş be.
benim 2 ranza yanımda duran kişi bleklerini kesmişti. oradan hesap et. ha tek kişilik ranzada birbirini tanımayan 4 adamın uyuması gibi muazzam absürt bir durumda var tabii.
bunun birde terhis olduktan sonra KTM'de ilk gün versiyonu vardır tadından yenmez.
Jakuzinin su ayarında sorun çıktı, röpdoşambrım ütüsüz olarak teslim edildi, bütün bunlar yetmezmiş gibi açık büfede sadece 4 çeşit akşam yemeği vardı.
Tam daha kötüsü olamaz derken günlük çarşaf değiştirilmediğini öğrendim...
çok kutlu bir gecedir. ağlayanlar mı dersin imana gelenler mi dersin neredeyim lan ben diye filozofa bağlayıp hayatın anlamını çözenler mi dersin üstündeki ( ranza sistemi bebeyim ) adam gamsız çıkıp tosur tosur uyuyup g.tü ile trampet çalmasından psikolojisi bozulanlar mı dersin.. adam hayatı boyunca hiç aynı odada 2 kişi ile bile uyumamış sen orada 50+ adamla aynı koğuşta yatırıyorsun kafadan.
ben bu geceyi 1 kere kendim yaşadım 5 celp boyuncada acemilerin yaşayışlarına şahit oldum. 30 yaşında ve o zamanlar benden 10 yaş büyük adamın omzumda ağladığını gördüm. hani nerede size askerde yaptığı kahramanlıkları anlatan varsa "sieeeeeee" çekin gönül rahatlığı ile. bizim gibi bazı tipler ( harbiden hiç koymadı çünkü zaten sokaklarda büyümüştük evi otel gibi kullanıyorduk ) haricinde kalanlar bildiğin ana kuzusuna dönüyor o ilk gece ve takip eden 1 aylık alışma süresince. 1 aydan sonra çoğu özüne yani sansar hallerine dönüyor orası ayrı..
Gecenin bu yarısında mide bulantısı ile yataktan fırlayıp sakinleşmek için sözlüğe girip bu başlığı gördüğümde o gece böğrüme oturan taşı gene hissettim ne oluyor diyorum şu an.Anlatılmaz yaşanır.
Annemi özlediğimi söyleyip, ağladım diye komutan beni dövmüştü. Sonra bir de dövdü diye ağlamıştım. Sonra üzülmüştü sanırım ki, eğleneyim kafamı dağıtayım diye gazino diye bir yere yollamıştı.
yabancılık çekmeyelim diye garnizon korosu koğuşta ninni söyledi, sonra koğuş nöbetçisi hepimize yemekhaneden ılık olarak güğümlerle getirdiği sütleri dağıttı. bunun için atılır karton bardak getirmişti. tabi sütün yannda ülker bebe, ve eti cicbebe bisküvisi vermeyi de unutmadı. isteyenlere cep telefonuyla ailelerini aradı.
sonra bölük komutanı geldi, hepimize sarılıp, saçlarımızı okşayarak "iyi geceler" derken kulaklarımıza bir şeyler fısıldadı, ancak sabah birbirimize ne dediğini sorduğumuzda, kimsenin bir şey anlamadığı ortaya çıktı.
askerliğimiz, kulağımıza fısıldanan bu lafları sahada uygulamaya çalışmakla geçti.