cuma günleri çıkardı bu yaratık. hindi eti diye bizlere sunulurdu. lakin ortada et falan yoktu, böyle bildigin bir yaratıgın boynuna benzeyen, bazı yerlerde yer yer kıl gözlenen bir şey.
yeminle etten tiksindim lan, hatta yemeklerden tiksindim. tost yiyordum her gün.
edit: şimdi aklıma geldi "bildigin yartık ne lan?" sanki her gün yaratık görüyormuş gibi.
yerine ve imkanına göre gayet lezzetli olan hindidir. ama çoğu zaman büyük birliklerde tadına bakmaya gerek duymadan sadece kokusuyla sizi kendinden uzaklaştırabilir.
hindi etinin ta kendisidir, ancak iyi yapılamamasından oturu hakkında dedikodular çıkmıştır. ayrıca askeriyede dağıtım yapan birimlere veya birliğin direkt kendisine et 3-5 günde bir gelir. yani aslında "dolapta gördüm abi. etin üzerinde 1453 damgası vardı. emuğa goim 500 yıllık eti bize yediriyorlar" şehir efsanesi yalandır. ayrıca askeriyenin böyle bir şey yapmaya da götü yemez. yiyemez...
Uzun zaman oldu ama aynı uygulama devam ediyor mu bilmiyorum. Trabzon Belediye mezbahasında gördüğüm bir olay aklıma geldi. Yıllar önce buraya hayvan götürüp, Trabzon'un kasaplarına satardık. Hayvanlar kesilir, tartılır, kasapla anlaşılan fiyata göre de para tahsil edilir veya çek alınırdı. O gün Babam bana çok önemli bir görev verdi. Bizim hayvanlar tartıdan çıkacak. Kantarın başında dur. Kaçar kilo geldiklerini not al dedi. Kendisi Şehir Merkezine gitmişti. Ben henüz 12 yaşındaydım. Neyse bir-iki saatlik beklemeden sonra bizim hayvanlar tartıya girmeye başladı. Tam 14 tanesi tartıldıktan sonra, kasaplar kalan son hayvanımızın önüne 50 adet inek getirdiler. Bizimki askının en arkasında kaldı. Çaresiz bekledim. Bu arada bu inekler o kadar zayıftılarki, nerdeyse hiç etleri yoktu. Karadenizin meşhur jersey cinsi süt ineklerinin, muhtemelen artık ölecek yaşa gelenlerinden seçilmiştir diye düşündüm o yaşımda. işçi kasaplara bu etleri handi esnaf kasap aldı diye sordum. Cevabı öğrenince şok oldum. Meğer o yaşlı inek etleri Teknik Üniversiteye gidiyormuş. Bu ne demek biliyor musunuz. Diyelimki o etler besili tosun eti olsaydı kilosu 20 TL ise, bu ineklerin kilosu en fazla 10 TL ederdi. Neyse sonunda bizin son hayvan da tartıldı.
O olaydan 15 sene sonra gittiğim askerde 6 ay boyunca karavana yemedim. Şansıma subay gazinosuna düşmüştüm. Subayların para ile yedikleri yemeği ben de bedelini ödeyerek yiyordum. Yani şaşırmadım. Demekki değişen bir şey yokmuş.
bir de but kısmı vardır ki, hiçbir hindinin o boyutta olma ihtimali olamaz. deve kuşu da olamaz. yeni doğmuş kuzu bacağı boyutlarında bir eti hindi eti diye yedik ya hayırlısı olsun inşallah.
bilenlerin kesinlikle es geçmeyeceği başlık. yazık vatan evladına değil mi? bir görülse o yaratık parçası, insanların askerliğe bakışı değişir. sivile döndüğünde birçok insanın hindi yememesine sebep olmuştur.yemek ile ilgili askerlik anılarında 1 numaradır. iğrenç sözü az kalır.
askerde yemekler ne kadar kötü olursa olsun yenmelidir aksi halde zayıflar güçsüz düşüp sık sık hastalanırsınız yani seve seve olmasa bile s.ke s.ke yenilmesi gereken gıda türevidir.
dinazora evrimleşmeye çalışıp becerememiş sinekkuşudur. küçükken babamın yanına gittiğimde beni gezdirirdi. yemekhaneye bir kere götürdü. o yaratığın avlanmasını izledim. aslında canlı o, siz farkında değilsiniz. karanlıkta yaşar, sinek ve küfle beslenir.
