ilk eğitim günü acemi asker sorar; komutanım bize ne zaman silah vereceksiniz? ve komutanın unutulmaz cevabı: he amk, her kuşu siktiniz bi leylek kaldı.
bazıları duyulduğu an önemsenmeyen ama sonraları haklılığı anlaşılan sözlerdir.
güya yaşadığı bunalım sebebi ile tim arkadaşlarına intihar ederim, öldürürüm kendimi vs çeken ve asıl niyeti komando timinden alınıp geri hizmet için (bkz: rdm) olmaya çalışan askere bölük komutanım olan kıdemli üsteğmen in söylediği;
- "hayatın o kadar kötü mü? ölmek mi? istiyorsun lan hakikaten, demek sevmiyorsun yaşamayı ha, yarın öbür gün dağda gezerken başının üstünden bir mermi ıslık çalsın bakalım nasıl yapışıyorsun toprağa kertenkele gibi, sırf bir saniye bile olsa daha fazla yaşamak için" sözünü yıllar geçsede unutmam mesela. o çocuk sonraları ne yaptı, hayatı sevdimi bilmiyorum da başımın üstünden ilk mermi vızladığında, daha önceleri koyayım böyle hayata amk diyen kendimin bir anda nasılda o hayata dört elle ve büyük bir istekle sarıldığım gelir aklıma hep.
ölümün şakası olmaz. her ne kadar geyiğini yapsakta çoğu zaman bu muhabbetin, o an yaklaştığında o kadar kolay olmadığını anlıyor insan.