şu saç finaliyle kafamı fena karıştırmış film. yani gelecekte insanlığın yerini almış o garip canlılar temasla bile karşısındaki kişinin tüm geçmişini görebilme kalibresine sahipken ve bir tutam saç gibi önemli bir şeyi ele geçirmişken ondan neden bir günlük canlı yaratabiliyorlar. yani en kötü ihtimal her teli değerlendirerek hatta o her teli binlerce parçaya bölerek onu her sabah yine diriltir, yıllarca yaşatabilirdi. hatta bir kez bile hayata geldiğinde ondan tırnak, saç vs. parçalar alıp sonsuza dek bu düzenle yaşayabilirlerdi. bundan tam 10 yıl önce isminin ve speilberg yapımı olmasının nedeniyle büyük bir heyecanla sinemaya koşmuş; ama film bildiğin ''duygusal'' çıkınca baya affallamış bu detayları fark etmemiştim.
bir çocuk robot yapıp, o'na duygu yüklemeyi, ve tutkusunun peşinden koşmasını anlatıyor. lakin filmdeki oyuncak ayı gerçekten mükemmel. yürümesine, koşmasına, düşmesine yarıldım.
sürekli kendini geliştiren sistemlerdir. eğer bir gün terminatör filmi gerçek olursa bunu insanın cahilliği, nankörlüğü ve kıskançlık gibi negatif yönlerini empoze eden dijital gereçler yapar.
Atmosfer, senaryo ve kurgu bakımından iyi bir film. Fakat bunların aksine bilim kurgu türüne ağır gelen yüksek dram ve fantezi kullanılmış. Bilim kurgu türünde bu kadar duygusallık olması gerektiğini düşünmüyorum. Filmin sonunda ağladım orası başka ancak tam olarak böyle bir düşüncem var. Eksiklerinden biri de sonunun fazla zorlama olması.. Yani seyirci artık olumlu olumsuz bir son bekliyor. Bunun sonrasında dolambaçlı yoldan 2-3 kere oldu, olmadı, diledi, mümkün olmadı vs. sıkmaya başladı. Sonunu kesin ve net bir şekilde bağlasaydılar çok daha iyi olacağına inanıyordum. Fakat mümkün olmadı.
Gelelim olumlu yönlerine. Bir kere yapay zeka da olsa anne-çocuk ilişkisi dolaylı yoldan çok iyi yansıtılmış. Neden baba-çocuk değil, çünkü cennet annelerin ayakları altında. Her filmde böyle değil midir zaten? Yalnız bu filmin fazla yaratılış, tanrı inancı içerdiğini düşünüyorum. Bunu aykırılık olarak değil filmin nitelik bakımından bunu çok yansıttığını düşündüğümden.. Yani filmin başında ki ''Tanrı, Adem'i de kendisini sevmesi için yaratmadı mı?'' tarzında ki söylemden anlaşılabilir. Bunun sonrasında.. ''içinizde Sim'i (simülator) olmayan biri varsa ilk taşı o atsın.'' ve aklıma gelmeyen birkaç cümle de bunu özetliyor zaten. Ayrıca filmin toptan vermek istediği yapay zeka ürünleri gerçek olamazlar, bir insanın yerini tutamazlar ya da bunları yapan bizler yine yarattığımız aletlerle kavga edeceğiz mesajları da insanların doğasını ve gerçekçiliğini belli bir inanışla veriyor. Kubrick'in bitiremediği projesidir bu film. Dikkatinizi çekerim insanlar tarafından yaratılan aletlerin insanları yönetecekleri, sonlarımızın onların elinden geleceği 2001: A Space Odyssey filminde önemle belirtilmiştir Kubrick tarafından.
Filmi izlemenizi tavsiye ederim, iyi bir filmdir ancak eksikleri de ziyadesiyle mevcuttur takdir edersiniz ki.. Robotta olsa onun da duyguları var la.
hayatımda izlemediğim için ezikliğini yaşadığım bir kaç filmden biriydi ki bugün nihayet izledim. başlarda güzel başladı, heyecan uyandırdı, sonraları daha güzel şeyler olacağının haberini veriyordu adeta. izlemeye devam ettiğim her an filmin içine daha çok almaya başladı beni ama beklediğim seviyeye bir türlü ulaşamıyordu taa ki filmin son 15-20 dk sine kadar. işte tam oralarda film koptu ve beklentilerimi kesinlikle karşıladı. bir çok türü içinde barındıran bir film olduğundan herkesin izleyebileceği bir film. uzun zaman unutmayacağınız bir film olacaktır ama hayatınızın en iyi filmi olmasını da beklemeyin.
Yapay zekadır. Ayrıca bilmece, bulmaca, sudoku, satranç vs vs oynayabilem programlar da bu bilim altında incelenir. AI konusunda en temel gelişimler Alan Turing tarafından Turing Machine ile ortaya konmuştur. Self-learning, decision-making gibi konular en temel kapsama alanlarındandır. AI konusundaki en büyük handikap, insanın önünde tutarlı bir prototip olmayışıdır. insanın düşünme yetisi ve algısı standart bilgisayarlar tarafından taklit edilemeyecek düzeyde komplekstir çoğu zaman, ayrıca henüz biyolojik olarak da tam aydınlatılmış değildir. Örnek olarak, bir noktanın çemberin içinde mi yoksa dışında mı olduğunu insan beyni minimal zamanda algılayabilirken bir makinenin, hele ki çember düzgün değilse, bunu algılaması cidden uzun sürebilmektedir. Ayrıca AI bilgisayar bilimi bölümünde okuyan kimselerin alabileceği de bir dersin adıdır. Genel olarak kolay bir ders de olsa, temel kuramları kavrayabilmek için ve ilgili kimselerin program geliştirebilmesi için zevkli bir derstir.
yıllar önce minnacık bir bilgisayar monitoründe -ses sistemi, sinema koltuğu, dvd felan icad edilmeden önce- seyrettiğim spielberg filmi. şimdi evlerimize küçük bir sinema kurduk ama hala bu filmin kendi başına insanda bıraktığı etkiyi bırakacak bir örnek bulmak zor.
ağlamamanın mümkün olmadığı film. tekrar tekrar izlenesi... üzülmemek için izlemekten vazgeçtiğim de oluyor. her izlemek istediğimde filmi şöyle bir gözden geçiriyorum ve gözlerim doluyor. ama olsun, bazen üzülmek de güzel. izlediğim en iyi filmlerden.
2001 yapımı steven spielberg imzalı enfes bir film. ilk yarısı ile insanı büyüleyen, sonu ile göz yaşlarına boğan fantastik bilim-kurgu. steven amcanın kafası gerçekten iyi çalışıyor, jude law gibi bir mükemmelliği jigolo bir robot yapmak hiç zor olmamış dediğine göre. zaten ne mümkün efendim, öyle kusursuz bir yüzü var ki insan olduğuna zaten inanmıyorsunuz.
izlemek için geç kaldığım sağlam filmdir. oyunculuklar ve yönetmen bi harikadır. efektler gerçekten yılına göre çok çok iyi. hakettiği değerde ve puanda olmadığını düşünmekteyim. jude law a selam olsun adam akmış gitmiş. sadece sonunun iyi oturtulmadığını düşünüyorum, biraz abartılmış gibi geldi.