istanbul da, ankara da, izmir de ve dahi erdek de yurdumun sanata olan sevgisinden ( bazan tükürülse de içine) kıçı kırık beyaz diş gibi fincanlarda renginin nasıl olduğunu göremeden tadının da bişeye benzemediği çayları, üstüne dökülen zeytinyağıyla marine edilmiş ( pehhhh) domatesi, tülbent inceliğinde peynir ve birkaç ıvır zıvır yiyeceği cüzdan hafifletecek fiyata satan cafelerin topunun ismi. ben nokta atış isterim diyenlere entryde reklamı ancak üstüne para alırsam yapar der susarım.
ankara kızılayda olan küçük ama sanırım uzun zamandır olan cafe. pek sevmem ama sürekli orda olmak zorunda olduğum zamanlar vardı. behzat ç'nin bir bölümünde de bir kaç sahnenin çekildiğini görmüştüm.