o uzun ağaçları arasında yürüyüşümüzü hatırlıyorum seninle. güneş batmak , hava kararmak üzereydi. ama yapamıyordu..
silme balçıkla bile sıvansa güneş; bir senin aydınlığın aşikar kalacaktı, bir de benim sana olan aşkım.
saçmalıyorum mütemadiyen senin yanında şu anda olduğu gibi.
sana bakmadan adım atamıyorum, önüme bakmadan yürüyemiyorum.
her aleladelikten bir tezat çıkarabiliyoruz seninle.
tezatlardan da bir aleladelik tabi.
ve öyle başarılıyız ki; sen ve ben tezatından da bu alelade yokluk çıkıyor.
anlamsız cümlelerimin öznesi hep sen, anlamlı cümleleriminkiler ise ikimizdik sen ikimizi ikiye bölünceye kadar.
senden sonra ben anlamsızlaştım ve beni öznesi sen olan cümlelere mahkum ettin.
gittin diye kızmıyor, gelme ihtimalini düşünüp sevinmiyorum.
nasılsa hep aklımın br yerinde olduğunu, içimin tıka basa seninle dolduğunu biliyorum.
bakıyorum da boşa yazıyorum sanırım.
meğer gitmemişsin, meğer içimde saklanmışsın sadece.
senin dokunduğun kalemle yazıyorum şimdi. bu yüzden mi acaba mevzu sen olduğunda, kalemin kağıdın üzerinde senin benim içime aktığın gibi akması.
ama bu kalem bile veremiyor bazı cümlelere, alıp götürdüğün anlamlarımı.
bazen oksijen bile nefes aldırmıyor sensiz.
orkid kullaniyordur. bu yuzden, arkasina bakmasina gerek yoktur. zira bir hareketiyle onun yerine arkasina bakip, plaka kontrolu yapacak bussuru arkadasi vardir.
her seni düşündüğümde uyumak istiyorum
artık ağır geliyorsun bana
bedenim yorgun, zihnim yorgun
seni unutmak mı istiyorum, rüyamda da olsa görmek mi
bilmiyorum..
başka biri mi oluyorum acaba
insanları olduğu gibi kabul etmeye mi başladım
nedensiz veya nedenli sorgulamaları bırakmış gibiyim
anlamıyorum sanırım, bu işlerde yeniyim
bilmiyorum..
el sallamadan gitmene sebep sormalı mıyım
ne kadar önemsiz olduğumu gözüme sokmana kızmalı mıyım
gereklilik kipiyle dolu sorular sormaktan bıkmalı mıyım
senin için var mıyım, yok muyum
bilmiyorum..
küçük hissediyorum bu akşam, kendimi
senin gözünde
bahsi geçmez ismimin her sözünde
yüzün her zaman hayallerimin ilk karesinde
ve bir keresinde sever miydin beni
bilmiyorum..
gittin.
gittikten ve artık başka biri olduktan sonra arayıp sordun. ama tanımadığım bi insanla konuşmak ne kadar zevk veriyorsa sen de o kadar verdin.
ben senin o şu an görmediğim halini hayalime başrol yapmıştım.
sonsuz filmlerin mutlu sonu ol istedim, ama ne mutluluk ne sonuç verdin şu ana kadar.
yani sen; bir anınla bir ömür çürüten; o anını kendin de bilmeyen birisin. sanırım. galiba. belk. evet öyle.
bildiğin gibi şimdi her şey, bıraktığın gibi ve bıraktığın yerdeyim. yerle sevişmek deyimini duydum bir üstadtan, denedim üstüme tam oldu.
evet dediğim gibi bıraktığın yerdeyim, yerdeyim yani.
yok, üzülme hiç..
belki de sebebi ayakta durma sebebimi alıp gitmen değildir.
hem sen ne yaptın ki, ferhat gibi dağları bile deldin. dağ gibi beni delik deşik ettin.
sonra sebeplerimi alıp gittin.
sebepsiz sonuç, iftarsız oruç gibi kaldım.
ama hayalin yetiyor nefes almama. ötenazi yasallaşırsa onu da alırsın.
merak etme, iyiyim.
bildiğin, bıraktığın gibi.. *
ikinizin hayatı için verdiği sözleri silip atan fakat yaşanılan şeyler çok güzel ise sonradan geri dönmesi muhtemel (ya da geri dönmesi gereken) kızdır.
elinde kalan son umut kırıntılarını da rüzgara bıkakıp, yüklenip en kırılgan yanlarını gölgesine gizlenip kaybolan kızdır... aldığı karar kesindir, inanmıştır gitmesi gerektiğine, dönüp bakması pişmanlık belirtisidir bilir ki; dönüp baksa geride kalana umut vermek anlamına gelecektir... arkasına bakmadan gitmek dönüp bakmasından daha çok sızlatmaz içini bilir bu nedenle geriye dönüp bakmamak gerektiğini bilir hem, kimse de görmesin ister ağladığını ve suratındaki burukluğu...
bir de trafikte çok tehlikeli olan durumdur. yeni ufuklara keskin bakışlarla ilerleyen kızdır.
artık sağı solu, önü arkası sobe kıvamında; dört tarafı boşlukla çevrilmiş kızdır. özlem temalı filmlerin baş kahramanı, kavuşma sahnelerinin oyuncu listesinde adı geçeni değildir..
bir rivayete göre hiç arkasına bakmadan gitse bile, dünyanın yuvarlak olduğunu unutup geri dönecektir . belki isteyerek, belki istemeyerek.
ve geri döndüğünde ya bulacaktır ya bulamayacaktır. belki severek belki sevmeyerek.