iç acıtan bir hüzündür o. top patlar patlamaz sahibine bakarsın refleks olarak. sinirli bir şekilde sana doğru yürümeye başlamıştır çoktan.
- abi valla bilerek olmadı.
+ beni ilgilendirmez alırım parasını.
- ulan zaten inikti top.
+ siktir lan daha dün almıştım.
- lan akif doğru söyle en son senin ayağına çarpmadı mı?
+ beni ilgilendirmez abi aranızda anlaşın verin parayı.
topun sahibi kankan da olsa o andan itibaren kankalık başka iş başkadır. mücadeleni edersin, çırpınırsın, suçu başkasına atarsın ama ne yazık ki sonuç değişmez. diyelim top yaşlı ve sizden usanmış teyzenin bahçesine kaçması sonucu saldırıya uğradı. ibne topun sahibi ona söz geçiremeyeceği için yine senden alır parayı. böyle adaletsiz bir dünya işte.
sırf bunlara inat, sinirlendim ve yoğun ısrarlarım sonucu babama futbol topu aldırttım. ferrariyle mahalleye girsem bu kadar karizmam olmazdı. tek hayalim topu birinin patlatmasıydı. kafaya koymuştum donunu alacaktım o patlatan ibnenin. bendeki de şans tabi, o ibne beni çok seven emrah abi oldu.
- emrah abi alim parasını.
+ ne parası oğlum bilerek mi patlattım.
- beni ilgilendirmez abi verirsin artık parayı.
+ wade, git başımdan döverim bak seni.
ağlayarak eve gittim. olan biteni babama anlattım. 'olsun oğlum alt tarafı bir top, emrah abinden daha mı kıymetli' dedi. gözyaşlarım sele dönüştü. sonra yattım uyudum. gerisini hatırlamıyorum. belki de sigaraya bu olayın üzerine başlamışımdır.
+ naptın oğlum sen yaa. parasını alayım.
- abi zaten dikişleri sağlam değildi ki onun. ben patlatmasam biri patlacaktı eninde sonunda.
+ ben anlamam abi. 32,90'mı alayım ben.
- tamam kanka ya. ne sorun ettin sen de. yarın veririz parası neyse. *