Ve o evlenenler, bekarları da teşvik ederek müessesenin artılarını ballandıra ballandıra anlatırlar. Oysa tek dertleri şudur: "ben bi halt ettim sen de katıl, yok öyle özgür özgür dolaşmak".
böyle bir durumda allah mesut etsin demek düşer. seni de kaybediyoruz tarzında takılmalı yaklaşımlar falan olur. ama eğer yaşınız ilerlediyse, herkes yuva kuruyor, çoluğa çocuğa karışıyor gibisinden bir stres olabilir mi diye düşünmüyor değilim. bilmiyorum büyükte konuşmak istemiyorum. evlilik isteyen erkeklerden biriyim ama. şu maddiyat işini sağlama alabilsem her şeye daha görünür bakacağım ama hayırlısı işte ne yapalım. ve bence iki çift olarak birbirine anlayışlı, aşk ile de baksan, dedikleri gibi evliliğin en sağlam meyvesi çocuk sahibi olmak sanırsam. umarım allah evli olup çocuğu olmak isteyip olmayana ve ileride bize de nasip eder diyelim.
instagramım nikah dairesi canlı yayın uygulaması haline geldi arkadaşlar girmeye elim varmıyor.
her gün içimde bir korku ruhumu emükleyip beni yiyip bitiriyor "acaba bugün kim evlendi?".
sanırım bu işin son noktası en yakın dostumun evlenmesi olacak. şimdilik olm sakın evlenme lan manyak mısın falan diyerek beynini yıkıyorum ancak nereye kadar bilmiyorum.
Giderek yalnızlaşmama neden olan durumdur.
Son ırmak kuruduğunda, son ağaç kesildiğinde, son balık tutulduğunda ancak evlenir dediğim tüm adamlar evlendi. Kalakaldım kışın ortasında yine.
Evliliği eziyet olarak gören bireylerin umrunda olmayan durum. Hatta zorla arkadaşlık kurulmuş olan insanlarsa içten içe tuhaf ve kötücül bir sevinç hissedilir. Zira artık saçmasapan vakitlerde buluşmak istemeyecek ve vaktini evine ayırmak zorunda kalacaktır.
(bkz: semih öztürk: hepsini teker teker gönderecem)