Bilgesu Erenus'un yazmış olduğu geçen sezon istanbul şehir tiyatrolarında da sahnelenmiş bir oyundur. Amerikan tarihinin karanlık yüzünü ve karşı tarihin önemini anlatır. http://doganozcan.blogspo...c-sahnesi-arka-bahce.html
tek sıkıntıları, alkollü içeceklerin menülerinde yer almaması sanırım. ve garip bir şekilde buna rağmen güzel bir mekân... canlı müzik olmadığı zamanlar da film gösterimi mevcut mekânda. o da ayrı bir lezzet. ekonomik olması da cabası.
güz önce arka bahçeye gelir.kimseyi üzmeden kırmadan yapraklarımızı dökebiliriz artık.ben bu muyum?acı bir sorudur, ancak arka bahçede sorabiliriz.özgürlüktür, zamansızlıktır arka bahçe.dünümüz, bugünümüz ve yarınımız aynı andadır.kendimizizdir hacmimiz kadar yani.aşkın tüm halleri yaşanır burada sınırsızca.ve hiç bir hikaye bitmez, hep arkası vardır.gölgesiz aydınlıktır arka bahçe..
eskişehir'dekinde bolca gothic ve abuk kişi bulabileceğiniz, kişilerin "hey bakın bende buradayım, kıyafetlerimden belli değil mi burada olduğum" dercesine giyindiği su boyundaki cafe. (bkz: genelleme yapıyorum) (bkz: alınma gücenme yok)
rumeli hisarı'nda bulunan bir kafe mi desem bar mı desem çay bahçesi mi desem mekan. efenim arka bahçe, gizli bahçe gibi mekan isimleri "genelde" isimlerinin çağrıştırdıklarının tersine ahanda mal gibi ortada olan bahçe görünümlü yerlere yapıştırılıverir. bu entrymde sizlere bahsetmek istediğim rumeli hisarı-arka bahçe ise gerçekten anasının nikahına konuşlanması ile tam bir gizli kafedir. dışarıdan bakıldığında müzik sesi işitilmese ormanın bir parçası sanılacak ve varlığı farkedilmeyecek bir mekan oluşturmuş arkadaşlar buraya. rumeli hisarı'nın tam arkasında kalır burası, boğaziçi üniversitesi mezunlar derneği'ne de çoook çok yakın. başka türlü tarif edemedim şimdi. efenim, kuş sesleri, incir, erik ağaçları arasında soğuk bir bira sıcak bir çay..vs..vs.. yukarı çıkınca deniz'de görülebiliyor. çalışanlardan, bir arkadaş hariç gayrısı suratsız yalnız onu deyyum.
sahibinin zamanla o sıradaki tüm dükkanları bünyesine katmasından korktuğum eskişehir kafesi. yan taraf'ın yanındakini de almışlar sanırım.
bir de, kafeye nazire yaparcasına kafenin önündeki çimlerde oturanlar var. aynı kafe sahibinin bunları 'lan allahsız beleşçiler' diye sopayla kovalamasından da korkuyorum.
meksika amerikanın arka bahçesidir mesela, amerikanın pis işlerinin çoğu meksika üzerinden döner, bir şekilde çöplük olarak kullanır meksikayı, boylede bir durum vardır yani. (bkz: backyard)