turkiye de yada balkanlarda olmayan sadece bati avrupada olan bir sinif cesidi. bu insanlar geldikleri nesilden dolayi hem kulturlu hemde zengin olduklarini idaa ederler.
türkiyede de muadili olan, ödediğimiz yüksek faizle iliklerimize kadar bizi sömüren sistem. üretici sermayeden farklı olarak bunlar, osmanlıdan beri değişmeyen yüksek faiz düşük kur ekonomi politikamız sayesinde semirdikçe semirirler. (bkz: rantiye)
ekonomik toplumsal ve siyasi gücü bünyesinde barındıran yönetim biçimidir.ingiltere en güzel örneklerindendir..Hayat tarzları itibariyle burjuvazisiyi hatırlatan kendi insanı ile arasına mesafe koyan,kuşaklar boyunca üst düzey eğitim görmüş, yıllardır ikamet ettkikleri yerler değişmeyen topluluktur. son günlerde toplumumuzda en makyajsız halleriyle hacca gittiklerini gördüğümüz kendilerini üst sınıf olarak gören sosyal çöküntüler....
Ortaçağ ingilteresinde kralın yanında Lordlar kamarası adı verilen bir meclis bulunur ve bu meclis kralla birlikte devleti yönetirdi. Bu tür yönetim biçimlerine Aristokrasi adı verilir.
ilk olarak antik Yunan'da orduyu yöneten insanların ülkeyi yönetmeleri anlamında kullanılmıştır. Zamanlada, özellikle Ortaçağda toprak sahibi, kendi ordularınsa sahip "soylu"ların yönetimine verilen isim haline gelmiştir. Kısacası doğuştan gelen özelliklere sahip insanların ülkeyi yönetmesidir.
avrupa'nın aksine türkiye'de osmanlı'nın etkisiyle oluşmamış sınıftır. türkiye'den batıya gidildikçe ise aristokrat sınıfın varlığı artmakta ve toplum üzerindeki ağırlığı hissedilmektedir. genel itibariyle burjuva sınıfı ile karıştırılmakla birlikte tam anlamıyla aristokrasiden payını almış bir aile ülke için ciddi bir değerdir.
günümüzde para kazanmayı bilmeden para harcayabilmedir. bu kişilere de aristokrat denilir. aristo - kro kelimeleri birleşmiş ve kro aristo'yu oluşturmuştur. çakma aristo'da denilebilir.
iktidarın, ayrıcalıklı ve genellikle soylu bir sınıfın elinde bulunduğu yönetim ya da devlet biçimi. Aristokrasi, eski Yunancada en iyilerin yönetimi anlamına gelirdi. Yunanlılarda önceleri doğuştan soyluluk, yani askerlikten toprak sahipliğine geçen geni sınıfının soyluluğu söz konusuydu. Uygarlığın gelişmesiyle aristokrasi, gücünü toprak zenginliğinden çok, paradan almaya başladı. Yunan devlet yönetimi felsefesinde aristokrasi, insan olgunluğu ülküsüne en çok yaklaşan kişilerin kurduğu bir yönetim biçimi olarak kabul edilirdi. En iyi hükümet biçiminin ne olduğu konusunda bir tartışma geliştiren Aristoteles, aristokrasi ve demokrasinin birleştirildiği bir yönetim biçimini önermiştir. Thomas Aquinas, Machiavelli ve Aristoteles sonrası düşünürler de bu görüşü paylaşmışlardır. Günümüzde, doğuştan soyluluk anlamındaki aristokratlığın geçerliliği kalmamışsa da, seçkin ve aydın bir kesimin aristokratlığı hâlâ söz konusudur.
Oyle tarlayi taparı satinca veya çakma çukma ihalelerle kazanilan parayla kazanilamayandir. insanin icindedir. Sen ne yaparsan yap sonradan olma zenginlik at sikine konmus kelebek gibidir boyle cakmalarin uzerinde.
Eğer iyi bir yönetim biçimi olsaydı sokratese idam cezası vermezlerdi. Ayrıca o dönemde yunan uygarlığı özgürlük anlamında gayet iyiydi fakat zenginler istedikleri gibi paralarıyla mahkemeyi satın alıyorlardı.
Tarihi planda yönetici görevlere sahip askeri bir sınıf bulundurmamış ülkelerde ise aristokrasi daha farklı temellere oturur. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri'nde kişinin atalarının ilk göçmenlerden olması anlamında kullanılabilir.
çok çirkinim, yönetim biçimlerini düşünüp en iyisini bunun olacağına karar verdim. öyle çirkinim ki kızlarla harcayamadığım vakti buna ayırdım. bana güveninin, yalnız insanlar derin düşünürler.