insanlıktan nasibini almamış bir zavallı. hala daha yaşama şansı olan ve ne dirisi ne de ölüsü bulunabilen muhsin yazıcıoğlu başlığına yazdığı şey tüylerimi diken diken etti.
(#4927086)
sevmek zorunda değilsin muhsin yazıcıoğlu'nu. hem de hiç öyle bir zorunluluğun yok ama bahsettiğin kişi bir baba, bir eş her şeyden önce. onu sevenler var ve bir haber alabilmek için gözü yaşlı bekleyenler var. bilmem anlatabildim mi? ağır ol da abi desinler ama ben kime laf söylüyorum ki?..
yunanistan ı laik bir ülke zanneden yazar kardeşimiz. milletvekillerini papazların kutsadığı, ordu da her bölükte onlarca din subayının olduğu ve kilisenin devlet yönetimine köküne kadar müdahale ettiği yunanistan ı laik zannediyor.
fethullahci escinsel gencler tespitine hasta olduğum yazar. ulan biz yıllardır bu adamlarla iç içe yaşıyoruz ne ibneliklerini gördük ne de başka bir şeylerini. belli ki bu arkadaş ışık evlerinde bir takım olaylar falan yaşamış . neyse yediği kendisinin olsun bize de gördüklerini anlatmasın.
fethullahci escinsel gencler tespitiyle bir konuya neşter atmıştır. bu konu ise henüz hiçbir yerde gündeme gelmeyen ve sayıları milyonları geçen bu grubun içinde eşcinsel arkadaşların da varlığıdır. tabi bu varlık yaklaşık 40 senedir tespit edilemediğine göre muhtemelen bir elin parmakları. eee bunları arayıp bulmak için de bazı maharetler lazım. mesela sigaranın yasak olduğu yerde sigara içen iki kişi hemen birbirlerini bulurlar... der devamını yazmaktan imtina ederim...
(bkz: #3718653) numaralı, mahlas altıma girdiği entry'siyle düşünce yapısını belli etmiş, kendini açık etmiş yazar. kendisini oturarak ayakta alkışlıyoruz.
ben müslüman değilim, hıristiyan da değilim; yahudi desen o da değil, ateist? yok yahu o da değilim. benim felsefemi anlayamayacak kadar sığ olduğunu düşündüğüm için kendimi yormayacağım. lakin gel gör ki, sana inanca saygı konusunda iki çift söz etmezsem olmaz.
bak benim güzel kardeşim, sanırım yaşın küçük. ya da büyüksün ama düşünecek kadar kişisel gelişim düzeyini yükseltememişsin. benim için varlığın da yokluğunda hiçbir şey ifade etmiyor. ahh, sinek mi ısırdı lan ne! aa bak sineğin varlığı benim için önemli. ısırınca etki yaratıyor bende. neyse konumuza gelelim.
seni biraz derin davet ediyorum. bak ne güzel mahlasın var, hani bu mahlası gören adam ''lan bu heriften güzel entry'ler çıkar'' diyordur kendi kendine. din ve vicdan özgürlüğü dediğimiz şey, sadece senin için geçerli değil. sana ateist olma hakkı tanındığı gibi, diğerlerine de müslüman olma hakkı tanınmış bu sayede. ha ateist misin onu da bilmiyorum, sadece öyleymişsin gibi yazıyorum bunu. sen ne demek istediğimi anlıcaksın umarım. dedim ya ben tümden inançsızım. ateist bile değilim yani. hiçbir şey değilim. insan ahlakını kendi yaratabilir düşüncesindeyim. tüm felsefemi kendim oluşturdum. dinlere karşı bir ilgim yok. inanmamam bile bir ilgidir sonuçta. o yüzden ilgisizim. lakin kimsenin benim inançlarıma hakaret etmesini istemediğim gibi kimsenin de inançlarına saygısızlık etmedim. din ve inanç bir mutluluk işidir, bir güven olayıdır bana göre. eğer varsa bir tanrı ve onun dini, mutlaka mutluluk için gönderilmiştir. ve hepimiz biliriz ki, bu tanrı ve bu din o kişiler için kutsaldır. hepimizin hayatında da kutsallar vardır. kutsal kabul ettiğimiz şeyler. insanlar senin kutsal kabul ettiğin şey için ''gereksiz bir şey, olsa ne olmasa ne'' yazsa sözlüğü birbirine katarasın. ama sen milyar inananı olan bir dinin peygamberi hakkında buna benzer bir şey söylüyorsun. bu senin özgürlüğün olmuyor işte, saygısızlığın oluyor.
insanlar birbirilerinin fikirlerine ve düşüncelerine saygı gösterdiği zaman daha güzel oluyor bu hayat. demem o ki, din ve vicdan özgürlüğü de bu düşünce ve fikirlerin içinde yer alıyor. ne öğrettiler bize hep ilkoluldan beri? ''özgürlük başkasının özgürlüğüne kadar özgürlüktür.'' elbette kişisel fikirlerini dile getireceksin, lakin bunu usluplu bir dille, güzel bir anlatımla yapacaksın. inanmıyor musun dinlere? -tamam, sorun değil. bunu gelişmemiş kültürün, argo ve lümpenin etkisi altında değil, elit ve seçici kelimelerle belirteceksin. ''ya arkadaşlar siz buna inanıyorsunuz saygım sonsuz ama, benim de fikrim şu'' diyecekin güzel bir dille. işte o zaman sırf bu yüzden senin ayaklarını yıkarım ben. işte sen o zaman saygı görmeyi hak eden biri olmuş olursun.
bunu sana ayar vermek için falan yazmadım. sadece iyi niyetli bir şekilde fikrimi dile getirdim. o yüzden yazımı o zihniyetle okursan sevinirim. hiç bir kötü niyet beslemiyorum. saygılar.
"Zayıflar her zaman adalet ve eşitlik ister. Güçlülerse bunların hiçbirini önemsemez." Demiş 2300 yıl önce yaşayan aristo. Dışarıdan bakınca sanki "adalet ve eşitlik" kavramlarına vurgu yapıyor sanırsınız bu eski antik yunan felsefecisi aristotalesi. Hayır aslında hiç de öyle değildir. Şunu söylemek istiyor: zayıflar gücü ele geçirince adaleti ve eşitliği önemsemezler. O halde siz de buna takılmayın. Bırakın adaleti filan, ister kanla ister zorla ve zulümle, her ne pahasına olursa olsun Gücü elde etmeye bakın. Gücünüzü korumak istiyorsanız, sakın zayıflara adalet ve merhamet etmeyin. Materyalist kafa böyle bir şey olsa gerek.