Genellikle bağlama ile bütünleştirilen fakat halk müziği enstrumanlarının neredeyse hepsini çalabilme kapasitesine sahip bir müzik dehasıdır. Keza müzik dehası olması sadece enstruman çalabilme yeteneğiyle ilgili değildir. Yüz kişilik bağlama ordusu içerisinde kimin bağlamasının akordunun bozuk olduğunu duyup er kişiyi yanına çağırabilir. Bir trt çÇekim öncesi hocası yokken tarıyla arkadaşlarına şov yapan tar virtüyözünün elinden tarı alıp dört kat hızla ve ekstra süslemeleriyle çalıp eline vermişliği vardır. Sol elinin heykeli yapılasıdır.
hem sağ hem sol eliyle neredeyse aynı performansı sergileyebilen, çalarken takındığı tavırlar, savrulan perçemleri yıllardır dillere destan olmuş, son dönemlerde programlara genelde belkıs akkale ile çıkan, hali hazırda elinde bağlama gördüğümüz bir çok kişinin hocası olan bağlama virtüözü. bir ekol...
1945 yılında Erzurum'un Aşkale ilçesi Dağlı Köyü'nde dünyaya geldi. Müzikle çok erken yaşlarda tanıştı. Bağlamayla 7 yaşında iken Erzincan'da 'Kumaş Dede'nin dükkanında tanıştı. Burası öyle bir dükkandır ki bağrında Davut Sulari, Aşık Daimi, Ali Ekber Çiçek, Aşık Beyhani, Kemter Yusuf v.b. yetiştirmiştir. 14 yaşına kadar aşıklık geleneğini öğrenip deyişler söylemeye başlayan sanatçı, sonraki yıllarda istanbul'a gelir ve Aksaray Musiki Cemiyeti'nde Nida Tüfekçi'nin öğrencisi olur.
Bu dönemlerde müzikal altyapısını oluşturma dönemidir. 1960 ve 70'li yıllar Arif Sağ için müzikte arayış yıllarıdır. Arif Sağ'ın, bu dönemin toplumsal hareketlerinin müzikle bağdaşan yanlarından çok, piyasadaki ve resmi kurumlardaki müzik uygulamalarına ağırlık verdiği söylenebilir. ilk plağı "Gafil Gezme Şaşkın Bir Gün Ölürsün"ü bu dönemde, 1963'te çıkarmıştır. 1965'de istanbul Radyosu'na bağlama sanatçısı olarak girer. Bu yıllarda Sağ'ın piyasadaki faaliyetleri de devam etmektedir. 45'lik plak dönemi olarak adlandırılan ve yaklaşık 20 yıl devam eden bu sürecin en parlak simalarındandır Arif Sağ... Bu süreçte 45'in üzerinde plak, 200'ün üzerinde beste yapar. Çeşitli sanatçılara bağlamasıyla eşlik etmesinin yanında, yine bu dönemde bestelerini de pek çok sanatçıya okutur. Yapılan müzik bugünkü terminolojiyle bir tür arabesk-fantazi benzeridir; bestelerinde ise yerel motifleri çok sık kullanır. Bu da onun halk müziğinden kopamadığı gerçeğinin bir başka göstergesidir. 1975'de kurulan "istanbul Devlet Türk Müziği Konservatuarı"na "öğretim üyesi" olarak giren Arif Sağ, halk müziği ve bağlama konusundaki akademik çalışmalarını da bu dönemde başlatır. 1982'de konservatuardan ayrılarak, kendi adına "Arif Sağ Müzik Evi"ni kurar. Bu arada Musa Eroğlu, Muhlis Akarsu ve Yavuz Top gibi bağlamanın diğer ustalarıyla Muhabbet serisinin ilk albümünü hazırlar. Uzun bir zamana yayılan bu birlikte çalışma, beş albüm ortaya çıkarır.
1982 yılında istanbul'da Şan Tiyatrosu'nda ilk 'Bağlama Resitali'ni verir. Sonrasında bu dönemlerde Avrupa'nın bir çok ülkesi ile Uzakdoğu'da (Japonya'da) halk müziğimizi ve halk çalgımızı tanıtıcı çalışmalar yapar.
Ülkemizde müzik alanında kişisel renklere ve üstün yeteneklere sık rastlanmasına rağmen, bağlama çalgısında bir ekol yaratan sanatçı sayısı parmakla sayılacak kadar azdır. işte bunlardan birisi ve -şimdilik - sonuncusu Arif Sağ'dır. Bağlamaya teknik bakımdan hakim olduğu kadar Arif Sağ'ın icrası, yerel tavırlar, repertuar ve duygu bakımından da zenginliklerle doludur. Halk müziği ve bağlama alanında özgün arayışlarını yoğunlaştırarak sürdüren Arif Sağ, bir dönem (1987-1991) parlamentoda "milletvekili" olarak bulunan ilk sanatçıdır.
5 Mayıs 1996'da Almanya Cumhurbaşkanı Roman Herzog'un desteği ile Köln Flarmoni Orkestrası ile Köln Flarmoni Salonu'nda verdiği konserle Anadolu müziğinin batıya tanıtılmasına ciddi katkılar koymuştur.
1996 yılında Köln Senfoni Orkestrası eşliğinde Erdal Erzincan ve Erol Parlak 'la birlikte Köln'de verdiği konser büyük ilgi görür ve yine aynı yıl Cumhurbaşkanlığı tarafından verilen özel ödülü alır.
Son olarak 21. 01. 2000 - 05. 02. 2000 tarihleri arasında, ispanya'nın ünlü Flamenko gitaristi Toma Tito ile Avrupa'nın 12 ayrı şehrinde konserler vererek bağlamanın yurt dışında tanınmasını ve hak ettiği övgüyü almasını sağlamıştır.
Aynı zamandada fotoğraf çekiyor şişlidi kendine ait bir stüdyosuda var yetenekli olduğu kültür bakanlığı tarafındanda tescilli lakin onun tescile filan ihtiyacı yok ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz
gerçek bir bağlama üstadıdır. bu bişe başlamayı isteyenlerin ciddi bir biçimde kendisini izlemesi ve "bu sevgiyi" taşıyabilir miyim diye sorması gereken kişidir.
erzurumludur. köyleri dedemin köyünün karsısındadır. köyünün eski adı sos simdiki adı daglıdır. babamla oturup hosgin oynamıslıgı vardır. gecen secimlerde ümraniye belediye baskanlıgına adaylıgını koymus fakat kaybetmiş idi...
baglamanın bugünkü düzeyine gelmesinde en büyük katkı onundur. hocadır...
erkan oğur'da öne çıkan "türkü",arif sağda ise "bağlama"dır.arif sa daha çok enstrümanist kişiliğiyle ön plandadır.kendisi isteyerek veya istemeyerek buna sebeptir.bağlama çalmamızda emeği,etkisi muhakkak ki büyüktür.