sömürgeci devletlerin, yönetimine din girmiş orta seviyeli devletlerde uyguladığı, Türkiye'nin başbakanı olan rte'nin de emperyalist güçlere peşkeş çekmek için destek verdiği projedir. bunlara halkların devrimi demek yanlış olur, çünkü bu durumlar sonucunda kazanan hep sömürgeci devletler olmuştur.
artık taktik halini almış bu proje, iki tarafı da birbirine karşı kışkırtarak ve din üstünden siyaset yaparak oluyor (ülkemizde de olduğu gibi, çoğunluğun müslüman olduğu ülkelerde, din üstünden siyaset yapmak kolaydır). iki taraf da birbirine düşürülerek, yaratılan kaostan kazanan emperyalist güçler oluyor.
arap baharını da tayyip erdoğan'ın eş başkanlarından biri olduğunu iddia ettiği (bkz: bop)'un istediğiniz bir yerine yerleştirebilirsiniz.
ülkemizde dinin devlet işlerinin artık neredeyse içinde olmasıyla birlikte, ileride bizim sonumuzun da farklı olacağını sanmıyorum. zira başbakanımızın eş başkanıyım dediği bop, doğuda bir kürt devletini barındırıyor.
demokrasinin ilüzyon olduğunu gösteren olaydır. olay kışa dönüşmüştür. ayrıca türkiyede insanların mısırdaki anayasa olayından ders çıkarması gerekir. zira akpninde yapmaya çalıştığı aynı boktur.
Arap baharı 2008 yılında türkiye cumhuriyeti başbakanı tarafında Abd'den aldığı direktiflerle hazırlanmış kahpe bir oyundur. 2009 yılı temmuz ayında K.Irak ve Arap yarım adasında iş için gittiğim sürede gözlemleyip, duyduğum bizzat Libya'da yaşayıp sırasıyla gördüğüm büyük siyasi insan kırımıdır. Büyük Orta doğu Projesi Eş başkanı rte, hiç bir ülkeye dış borcu olmayan ülkelerin liderlerini Abd'ye boyun eğmesi için ziyaret etti. Hayır cevabını aldığı her ülkede 'sözde özgürlük' sözde müslümanlık' kışkırtmalarıyla iç savaş çıkarttı. K.Irak Erbil de bir süre iş gereği ikamet ettim. Süleymaniye, Kerkük ve Erbil Irak'ın en nezih ve en güvenilir bölgeleriyken, rte geldikten sonra türk girişimciler, mühendisler, doktorlar kaçırıldı. Ek bilgi : Bileniniz var mı bilmiyorum ; K.Irak Özerk Devleti 2009 yılında başbakan rte nin bizzat katılımı ile Kürdistan olarak tanınmıştır. Kürdistan (Erbil diye yalanlanır) Türkiye konsolosluğu açılmıştır.
koskoca profesörlerin bile yeni basım ders kitaplarında "demokratikleşme" diye bahsettikleri olaylar zinciri. bu adamlar ırak işgalinde de aynı palavraları yazmışlardı. yazık...
bu dönüşüm sürecinden sonra ( bu olaylara ' bahar ' demeyi pek sevmiyorum neticede binlerce - yüzbinlerce insan hayatını kaybetmiş ) her şeyin toz pembe olacağını ya da bütün ortadoğu'yu abd'nin kontrol edeceğini sanmak bir hayli romantik ve ütopik görüşler bence.
neticede bölgenin bir anda çoğulcu , demokrat bir yapıya kavuşacağını söylemeyiz , bölgedeki yeni yönetimlerin tiranlaşması , otoriter olmaları gayet doğal.çünkü bu bölgede herhangi bir 'demokrasi tecrübesi ' yok hep tek elden yönetim , darbeler , karışıklıklar vesaire
fakat şunu söyleyebiliriz ki bölgede bir 'kimlik arayışı ' var.yıllarca seküler , panarabist ve cuntacı liderler tarafından bürokrasi dışı tutulan müslüman çoğunluğun ağırlığını arttırdığı ortada.ben bu grubun ( islami grupların yani ) iran modeli gibi bir islami idare sistemi getireceklerini sanmıyorum , o tarz bir ihtilal olsaydı bu bir anda olacak bir şeydi ; yavaş yavaş ülkenin otoriterleşmesi ile olacak bir şey değil.devrimlerin gerçekleştiği ülkeler daha fazla islami değerleri ön plana çıkaracak fakat sanıldığı kadar iran modeli bir şeriat sisteminin geleceğini sanmıyorum.
Avrupa'nın girdiği kriz sonucu şirketler aracılığıyla soyup soğana çevirmek için kurdukları senaryo, garibim Araplarda yedi ayaklandı. Şirketler girdi petrolü aldı madenlere kuruldu, kriz düzeldi orada hala kan var.
ciddi biçimde oryantalist tınılar içeren bir kullanımdır. "arap ayaklanmaları" dense idi daha etkili sonuçlar doğurması muhtemeldi bence.
üstelik "arap ayaklanmaları" tabiri bile yetersiz kalabilir yaşananları anlatmakta. zira ekseriyeti araplardan oluşmakla birlikte ayaklanmalara katılan nice etnisite vardır. arap baharı kullanımıyla onların tarih yapmadaki etkisi de gözden kaçırılmış oluyor böylece.
kısacası ne isim verilirse verilsin yarım kalacak ve ciddi sorunlar yaratacak bir potansiyele sahip bu olaylar. zincirlerinden boşanırken bile batılı söylemlerin ağına yakalanıyor ortadoğu maalesef.
edward said'in önerdiği gibi hegemonik olmayan bir dilin inşasına nasıl başlanacak acaba? garbiyatçılık mı tek olası yanıt?
sonu hazan olan bahardır.
bu arap baharları tarihte hep oldu. osmanlı'yı topraklarından çıkaran araplar o zamanda bahar yaşadıklarını sandılar ama hep hazan hep hazan.
mekke savunmasını çekirge yiyerek yapan osmanlı askerlerinin geri çekilişinde bile sırtından vurmayı ihmal etmeyen araplar yalancı baharı hep tadacaktır.
tabi ki bu oyunun saçmalıkları saymakla bitmez. fakat bence en büyük saçmalığı gerici ve yobaz bir düşüncenin ürünü olan zihinlerden demokrasi beklemektir. kendi toplumunda kadına zerre kadar değer vermeyen bu gerici zihniyetler güya demokrasi,özgürlük ve insan hakları getirecekmiş.
ilk baslarda algi, malum ulkelere demokrasi gelecekti amacta buydu batida yeni pazarlara sahip olacakti karsilikli bir cikar olustu
Diktatorler devrildi fakat geride buyuk bir yikim ve ayrismis insanlar birakti bu cografyada diktatorluk meger insanlarin kafasini kuma gomen bir etkenmis ve halklarin gozunun acilmasina sebebiyet verdi
Bu nasil bir bahar olduysa sii-sunni ayrimini dahada ayristirdi ve bahar bazi ulkelerin gercek kimligine burundurdu misira baktigimiz zaman politikalari israil ve batiyla ortusmuyor buda batinin bahar kavraminin farlki oldugunu ve misirda ayak oyunlarinin devam edilmesiyle gun yuzune cikiyor
sozun ozu: Bahar yanlis zamanda geldi ve bu bahar kendi insanini kendine dusman etti - sapka dustu kel gorundu degil - ; -kirk yillik kani olurmu yani - oldu,olduruldu.
Niye Katarda, Suudi Arabistanda bir şey olmuyor?
Arap Baharına maruz kalan ülkelerin hepsi cumhuriyet. Öbürlerine ve sistemlerine bakın. Tunus, Libya, Mısır, Suriyede hep Atatürk felsefesi hâkimdi. Suriyede tabii ki hâlâ öyle. Atatürk felsefesi yani tam bağımsız, anti-emperyalist rejimler.
-Abdürrahim El Keib isimli ABD vatandaşı Kaddafiden sonraki ilk Libya başbakanı oldu.
-Irakta ABD işgali sonrası ilk başbakan da nasıl bir rastlantıysa hem ABD hem de ingiliz vatandaşı olan Allawiydi
-Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi de ABD vatandaşı. NASAda (ABD Havacılık ve Uzay Dairesi Başkanlığı) çalışmış.
-Suriye geçici yönetimi başbakanı ABDnin Teksas eyaletinde Houstonda 22 yıldır yaşayan Amerikan vatandaşı bir Suriyeli. Adı da Ghassan Hito.
Hepsi iletişim uzmanı ve emyeryalizm uşağı ve onlara destek veren yine aynı uşaklar.
üretmeyen bir kıta orta doğuda bahar açmış *.*
bu baharhangi dinamikleri ortaya koymuş ki. sendikalaşma, sivil gruplaşma var mı ? ben göremedim. hayır geleneksel normlar ve değerler etrafında da gelişen bir şey yok. mesela libyada kaddafi iktidarı bu şekilde gelişmişti ama böyle bir şey de yok. gerçi bu baharda zavallı kaddafiyi halkı nasıl parçaladı gördük. bu arada libyada bahar devam ediyor mu bilen eden ?
bu aralar bahardan bahseden yok, yoksa sonbahar mı gelmiştir oralara ?
malumunuz orta doğuda kapitalist bir islam şekillendiriliyor. dün suriye de şeriat mahkemelerinin götümüzün dibinde sınırda kurulduğu, hatta kulislerde konuşulanlara göre ülkemizde ki kamplarda bile buna benzer mahkemelerin olduğu yönünde diye bilgiler gelirken efenim mısırda, medeniyetin doğduğu mısırın islam ile şekillenen dünyasına bir göz atalım. bahar orayı epey bir sarmış anlaşılan.
görüntüler de la ilahe illallah, allahu ekber söylemleri ile bir kadına yapılanları izleyeceksiniz. http://www.odatv.com/vid_video.php?id=8BAH1
